Bu yazı Fehmi Koru’nun 29.09.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/azerbaycan-kardes-ermeniler-ile-cozmemiz-gereken-sorun-var-ama-bize-dusen-agabeylik-ve-sorun-cozuculuk-olmali/
1071’de Bizans İmparatoru Romen Diyojen Suriye’ye gitmekte olan Alparslan’ı durdurmak amacıyla İstanbul’dan hareket etmiş ve Malazgirt’te saldırıya geçmiştir. Savaşta Ermeniler Alparslan’ı desteklemişlerdir. Ondan sonra Selçuklular Anadolu topraklarını fethe başlamışlar. Bu fetihte Rumlar da büyük direnme göstermeden Selçukluların yanında yer aldılar. İstanbul’un fethinden sonra Osmanlılar Rum, Ermeni ve Yahudileri kendi tabası kabul etmiş, onlara Müslümanlardan daha çok imkânlar sağlamıştır. Hemen her tarafta onlar ekonomiye hakim olmuş Türkler ise güvenliği sağlamakla yetinmişlerdir.
Viyana bozgunundan sonra geri çekilmek zorunda kalan İmparatorluk, toprakları terk ederken halkını batılılara bırakmıştır. Batılılar da Rum ve Ermenileri Osmanlılara karşı kışkırtmışlar ve Yahudilerin oyunları ile bir taraftan Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış diğer taraftan Ermeni ve Rumların Türkiye’den tehcir edilmesi sağlanmıştır. Bu plan Yahudi sermayesinin planıdır. Türkiye’yi Hristiyanlardan arındırmak ve Türkleri de dinsizleştirerek kendisine taşeron ordu yapmak istemiştir.
Yahudilerin Hristiyanlara karşı büyük düşmanlıkları vardır. Hristiyanların da Yahudilere düşmanlığı vardır. Sermaye bir taşla iki kuş vurmuştur. Bir taraftan imparatorlukları yıkmış diğer taraftan Rum ve Ermenilerin soykırımını sağlamıştır.
Benim üniversitede Rum, Ermeni ve Yahudi arkadaşlarım vardı. Hepsi ile sohbetimiz iyiydi. Ama Rum ve Yahudiler arkamızdan çeşitli oyunlar çevirmekteydiler. İkiyüzlülük yapıyorlardı. Ermeni arkadaşlarımız ise samimi olup aleyhimizde hiç bulunmamışlardır. Kırgızistan’a gittiğimizde hava muhalefeti nedeniyle uçağımız Taşkent’ten kalkamadı. İki üç gün orada kaldık. Hava alanında bir Ermeni Hanım biz bir şey söylemeden Taşkent müftüsüne telefon etti Türkler burada aç dedi ve iki saat içinde müftü ziyafetlerle geldi. Bişkek’te Türkçe ders yapıyordum. Bana Gürcüce bilen bir Ermeni Hanım tercümanlık yapıyordu. Türkçe öğrenmeye çalışıyordu. Kazakistan’a gitti. Otelde yer yoktu. Yine bir Ermeni Hanım bize yer buldu ve yerleştirdi.
Kendi özel hayatımda da Ermeniler ile hep iyi ilişkiler kurdum, daha önce yaptığım gibi. Ben Kafkasyalıyım, Kafkaslar değişik ırklardan oluşmuş bir topluluktur ama yaşama şekilleri hep benzerdir ve çoğu iki hatta üç dil bilir. Tek yapılacak şey bir Kafkas devletini kurmak ve Kafkas halklarının barış içinde yaşamlarını sağlamaktır. Türkiye ve Rusya bu işi birlikte başarabilirler ve bu Türkiye ile Rusya arasındaki dostluğu perçinlemiş olur.
Slavlarla Türklerin ortak tarihleri vardır. Devletler arasında çoğu zaman savaş olmuştur ama Slavlarla Türk halkları arasında hep dostluk var olmuştur. Hala birlikte yaşamaktadırlar. Örnek olarak Kırgızistan’da Kırgızlar ile Özbekler arasında halk olarak kavga vardır ama Ruslar ile Kırgızlar arasında yoktur. Bu konuda 50 senedir benzer yazılar yazıyorum.