ARİF ERSOY Ağabeyimizi kırk sene önce İzmir’de tanıdım... Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin değişik bölümlerinde doktora ve doçentlik çalışmaları yapan bir gurup akademisyen, Akevler’de (Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi’nde), Fatih Sultan Mehmet’in Hocası Şeyhülislam Molla Hüsrev’in Mir’atu’l-Usûl adlı Usul-u Fıkıh eserini, Süleyman Karagülle ve çalışma arkadaşları ile birlikte okuyor, içtihat ve metodolojisi üzerine bu eser üzerinden çalışmalar yapıyorlardı… Ayrıca “Kur’an, etimoloji, tefsir, İslam iktisadı, faizsiz ortaklık sistemi” üzerine ilmi çalışmalar da aynı dönemde birlikte yürütülüyordu... Bu ortamı görünce, Rize İmam Hatip Lisesi’ndeki kaydımı İzmir’e aldırdım. Ben henüz lise talebesiyken, üniversite okuyan, doktora veya doçentlik çalışmaları yapan, kimileri doktoralarını yurt dışında yapan, gradesi yani ilmi rütbesi yüksek, önyargıları olmayan, takıntıları olmayan, vizyonu yüksek bu ehl-i ilim topluluğa 15 yaşlarımda dâhil oldum...
Prof. Dr. Arif ERSOY’u işte bu çalışmaların içerisinde tanıdım. Daha sonra kurulan Dokuz Eylül Üniversitesi’nde birçoğu akademisyen olan bu grubun üyelerinin çoğunu İzmir’e Arif ERSOY’un getirdiğini de sonradan öğrendim... Kırk sene boyunca Arif Ersoy’un bir defa olsun ‘sen’ diye hitap ettiğini duymadım; hep ‘siz’ diye hitap eder, kim olursa olsun saygı, nezaket, zarafet şartlarını muhafaza ederdi... ESAM İzmir Şubesi’ni beraber kurmuştuk. Şube olarak İzmir’de üniversitede bulunan akademisyen 150 kişi ile iki gün boyunca Adil Düzen üzerine müzakerelerin ve değerlendirmelerin yapıldığı, merhum Necmettin ERBAKAN Hocamızın oturumlara başkanlık ettiği ilk faaliyetimizi birlikte gerçekleştirmiştik… 1994 Yerel Seçimleri’nde memleketi Çorum’dan Refah Partisi Belediye Başkan Adayı olması hususunda hemşerileri ve yakınları aşırı ısrarda bulundular; teklif ve ısrarları kıramadı, Çorum Belediye Başkan Adaylığı’nı kabul etti ve seçildi... İki dönem çok etkili, başarılı bir şekilde Belediye Başkanlığı yaptı... Zaman zaman misafiri olduk ve Çorum çalışmalarına katkıda bulunduk…
Prof. Dr. Arif ERSOY, Millî Görüş ve Adil Düzen misyonunun “ilim adamı ve siyasetçi” vizyonunun, Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN Hocadan sonra gelen rol modeliydi... Prof. Dr. Arif ERSOY, dünyanın dört bir yanında Türkiye’yi, Millî Görüş ve Adil Düzen çalışmalarını akademik olarak temsil edebilen yegâne şahsiyetlerden birisiydi... Prof. Dr. Arif ERSOY, 1994 senesine kadar dünyanın her yerinde Adil Düzen’i anlatmak için toplantılara, konferans ve panellere katılıyordu... Arif ERSOY ile Akevler’de, Akevler-Akdeniz Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nde, Refah Partisi’nde, her alanda ve mümkün olan her yerde birlikte çalışmalar içerisinde bulunduk. Prof. Dr. Arif ERSOY’u Suriyeli mülteciler arasında, Avrupa’ya girişlerine izin verilmediği dönemde, onların sesini, çığlığını dünyaya duyurmaya çalışan birisi olarak da hatırlayacağız... Bir sene süren Çin ve Doğu Türkistan’daki çalışmalarını da unutmayalım... SSCB’deki glasnost sonrası, Akevler Adil Düzen ekibinden arkadaşlarını Kırgızistan Devlet Başkanı’na danışmanlık yapmaları için Orta Asya’ya götürmesi de çok önemlidir... Prof. Dr. Arif ERSOY, son dönemde, İstanbul’daki Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde rektör yardımcısı ve özellikle yüksek lisans ile doktora çalışmaları yapan öğrencilerinin hocası oldu... Sonra, aynı üniversitede, kurucusu olduğu Uluslararası İslam Ekonomi ve Finansı Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Başkanı olarak son yıllarda ulusal ve uluslararası ölçekte önemli çalışmalar yürüttü… Bunlara benzer daha pek çok şeyler yazılabilir. Üniversite hocası olarak talebelerinin, arkadaşlarının, siyasette arkadaşlarının söyleyecekleri ve yazacakları çok şeyler var. Âlimin kıymetini daha çok öldükten sonra bilen, takdir eden bir geleneğin içerisinden geliyoruz... Hayattakilerin de değerini bilmek dileğiyle; Prof. Dr. Arif ERSOY’u rahmetle yâd ederiz... (Arif Ersoy için Kazım Erten’in anlattıkları ve yazdıklarından derlenmiştir.)
* Millî Gazete’deki yazılarıyla, kitaplarıyla, TV5’teki programlarıyla ve en önemlisi Millî Görüş Hareketi mensubu olarak yaptığı tüm çalışmalarıyla herkese örnek olan sebatıyla yolumuzu aydınlatan Mevlüt Özcan Hocamızın vefatı, hepimiz için (özellikle Arif Ersoy Hocamızın da vefatının ardından) derin bir üzüntüye daha vesile olmuştur. Merhuma Allah’tan rahmet, acılı ailesine, yakınlarına, dostlarına, sevenlerine ve tüm camiamıza Yüce Allah’tan sabr-ı cemil ve ecri cezil niyaz ederim. İnnâlillâhi ve innâileyhirâciûn... Cenaze namazına katıldık ve görevimizi yerine getirdik, elhamdülillah…