“Babam ‘MUHACİR’ Nuri Erol’un aziz hatırasına hürmeten; dua dileklerimle…”
İçeriğinden de anlaşılacağı üzere, bu yazının yazılmasının birkaç sebebi olacak…
Değerli bir okuyucumdan bugün (19.08.2020 Çarşamba) gelen mesajla başlayalım…
“(Selamdan sonra…) 19 Ağustos 2020 Çarşamba günü, 29 Zilhicce olup hicri 1441 bitiyor, 20 Ağustos 2020 Perşembe günü de 01 Muharrem olup hicri 1442 yılı başlıyor.
Bu sebeple: 19 Ağustos 2020 Çarşamba gününü, 20 Ağustos 2020 Perşembe gününe bağlayan gece HİCRİ YILBAŞI gecesidir. 1442 Hicri yeni yılımızı tebrik eder, başta şahsımız, aile efradımız, memleketimiz, milletimiz ve bütün İslâm âlemi için maddî ve manevî hayırlara ve bereketlere, İslâm’ın ve Müslümanların aziz ve mansur olmasına vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan dua ve niyaz ederiz. Not: Lütfen YENİ HİCRİ YILIMIZI bir şekilde duyurmaya çalışalım. Rabbim muvaffak eylesin.”
BİRİNCİ sebep buydu.
***
Babam Nuri Erol, baş başa kaldığımız her fırsatta, kendisinin baliğ olduğu ilk yaşlardan itibaren hayalinin ve hedefinin ‘Türkiye’ye HİCRET etmek’ olduğunu anlatırdı…
HİCRET 1957 yılında gerçekleşti ve bendeniz de 7-8 yaşımdan itibaren o HİCRETİ bütün benliğimle yaşadım; sonra 14, 21, 32 ve 40 yaşlarımda dört HİCRET daha gerçekleşti…
Babam Türkiye’de hayal ettiği ‘İslâm ülkesini ve düzenini’ bulamadı ama bulduğu kadarına şükretmeye ve şükranı nimet olarak sekiz evladını ona göre yetiştirmeye gayret etti…
Bu gayrete biz sekiz evladı bizzat yaşayarak şahit olduğumuz gibi; bizim evlatlarımız yani babamın torunları ve pek çok akraba veya dostlarımız da buna şehadet ettiler…
Nitekim üç yıl kadar önce vefat eden babamın mezar taşına ne yazılması gerektiği sorulduğunda, en büyük evladı olarak tek kelime söyledim, “MUHACİR”; ve öyle yazıldı.
Bu hatırlatmalarımla ne demek istedim?
Bu konuda da genel takdir sizindir ama -“Babam ‘MUHACİR’ Nuri Erol’un aziz hatırasına hürmeten; dua dileklerimle…”- derken de zaten maksadım anlaşılmıştır, umarım.
İKİNCİ sebep de buydu.
***
Bu hatırlatmalarımla “HİCRET” ile ilgili bazı şeyler anlatmaya çalışıyorum…
Birincisi HİCRET…
İkincisi İSLÂM ÜLKESİ…
Üçüncüsü İSLAM/BARIŞ DÜZENİ…
Dördüncüsü ADİL DÜZEN ÇALIŞMALARIMIZ…
Evet, yarım yüzyıllık teorik ve pratik ADİL DÜZEN ÇALIŞMALARIMIZ…
ÜÇÜNCÜ ana sebep de sadece bu kadar diyebilirim!
Evet, ‘tam yarım yüzyıllık bir çaba ve cihattır’ desem, biraz daha meramım anlaşılır…
Ve önce MİLLÎ GÖRÜŞ diye başlasam ve öyle devam etsem…
Ardından ADİL DÜZEN desem, ADİL EKONOMİK DÜZEN desem…
Babam gibi; kendimi bildim bileli tek hayalim ve tek hedefim bunlardır desem…
Ne demek istediğimi anlatabilmek için bir yazımdaki bir cümleme dönmem gerekiyor:
“Belki hayret edeceksiniz ama bu durum da genlerimden geliyor olsa gerek!”
İşte şimdi ne demek istediğim ve sözü nereye getirdiğim anlaşılır, umarım…
Babam NURİ EROL’un 95 yıllık hayatında hayalleri ve niyetleri vardı…
O’nun evladı Reşat NURİ Erol’un da elbette hayalleri ve niyetleri var…
Bütün bu hayallerin, gayelerin, niyetlerin, kendi gücümüz nispetinde yaptığımız HİCRETLERİN ve devamında tek kelimeyle CİHAT diyebileceğim çabaların, birbirinin devamı olduğunun bilinmesini dilerim; bundan dolayı da -“Babam ‘MUHACİR’ Nuri Erol’un aziz hatırasına hürmeten; dua dileklerimle…”- demem ondandı…
Yeni HİCRİ YIL maddî ve manevî hayırlara ve bereketlere vesile olsun, inşallah…