Koronavirüs günleri, pandemi günleri, Covid-19 günleri diyerek söze başladık ilk yazımıza yani uyarılarımıza başladık; daha önceki UYARILARIMIZA ilave olarak…
Bu günlerin asıl etkilerinin bir yıl sonraki TARIM MEVSİMİ sonrasında daha da belirginleşeceğini, sadece biz değil, akleden başka UYARICILAR da hatırlatıyor…
Elbette sadece tarım değil, bütün üretim alanlarında sorunlar yaşanacak…
Bu hatırlatmalardan sonra, UYARILARIMIZA kaldığımız yerden devam edelim…
***
Saadet Partisi Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sabri Tekir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Faizsiz bir İslam finans sisteminin gerekliliği” çıkışı sonrasındaki değerlendirmeleri üzerinde durmaya devam edelim...
FAİZLİ FİNANS SİSTEMİNE MUHTAÇ HALE GETİRİLİYOR
Prof. Dr. Sabri Tekir, uluslararası bir kongre vesilesiyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Faizsiz bir İslam finans sisteminin gerekliliği” çıkışını memnuniyetle karşıladıklarının altını çizdikten sonra ÖNEMLİ UYARILAR YAPTI: “Ancak, faizsiz finans sisteminin ülke ekonomisine katkıda bulunabilmesi için kuruluş amaçlarına uygun olarak, ‘müşareke’ ve ‘murabaha’ temelli işlemler yerine, ‘mudarabe kredilerine’ ağırlık verilmesi gerekmektedir. Faizsiz finans sistemi bu ifadelerle savunulmasına rağmen, uygulamada bireyler de dâhil büyük-küçük tüm ekonomik birimler faizli finans sistemine muhtaç hale getirilmektedir. Özellikle korona sonrası düşük olduğu savunulan (%0.64 ile %0.75 arası, bu yıllık %8 ila %9,5 arası bir faiz anlamındadır) FAİZ oranlarıyla konut ve araba kredileri verilmektedir ki bu oranlar Arjantin’in uyguladığı faiz oranlarından sonra DÜNYADA EN YÜKSEK FAİZ oranlarıdır. Birçok ülke bu tür kredilerde negatif faiz uygulamaktadır.”
***
SANAYİ ÜRETİMİ TARİHİ DÜŞÜŞ YAŞADI
Salgın sürecinde üretimin durduğunu, işyerlerinin kapandığını ve birçok insanın işsiz kaldığını hatırlatan Prof. Dr. Sabri Tekir, UYARILARINA şöyle devam etti: “Salgın süreci ekonomik açıdan kısaca değerlendirilecek olursa; Nisan ayında sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 31,4 azalma gösterdi. Bu, Türk ekonomisi açısından tarihi bir düşüştür. Ödemeler dengesinde Nisan ayında 5 milyar 62 milyon dolar açık verildi. 12 aylık cari açık ise 3 milyar 291 milyon dolar oldu. Portföy yatırımlarında da 2 milyar 365 milyon dolarlık net çıkış yaşandı. OECD’ye göre dünya ekonomisi yüzde 6-8 oranında daralacak. Türkiye ekonomisi ise 2020 yılında yüzde 4,8 daralacak. Salgında 2’inci bir dalganın gelmesi halinde ise bu daralma yüzde 8,1’e kadar yükselecek, yani ülke ekonomisi o nispette küçülecektir.”
***
ADİL OLMAYAN BİR ÜLKEYE YATIRIM NEDEN YAPILSIN?
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde işsizliğin kronik bir sorun olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Sabri Tekir, UYARILARINA şöyle devam etti: “Sorunun temelinde, yatırımların finansmanı için iç tasarruf kaynaklarının yetersizliği, kaynakların verimli kullanılmaması, günübirlik siyasi çıkarların ve iktidarda kalma amaçlarının öncelenmesi, yeterli teknolojik bilgi ve tecrübe birikiminin mevcut olmaması gelmektedir. İstikrarlı bir ekonomi, insanımızın çalışıp rızkını temin edeceği yeni istihdam alanlarının açılması ancak kaynakların üretici sektörlere yönlendirilmesi ile mümkündür. Bunlardan da önemlisi, her türlü yolsuzluk, rüşvet ve adam kayırmacılığın (nepotizm) ortadan kaldırıldığı güvenilir ve güvenlikli, adaletin tam anlamıyla gerçekleştirildiği, artan millî gelirin adil şekilde dağıtıldığı, huzur, sükûn ve güven dolu bir ekonomik, sosyal ve siyasi yapıya ihtiyaç vardır. Adil (ADİL DÜZEN) olmayan, güvenlikli olmayan, yatırım ortamının bulunmadığı bir ülkede yerli veya yabancı neden yatırım yapsın ki? Bu nedenle, ülkemizin yatırım yapılabilir normal düzene (ADİL EKONOMİK DÜZEN’e / RNE) en kısa zamanda avdet etmesi en büyük dileğimizdir.”
Sağlıklı bir sistem/düzen kuruluncaya kadar UYARILARIMIZA devam edeceğiz…