Muhterem okuyucularım; bütün insanları önce eve hapseden, şimdi de maskeyle havasız ve -bir doktor arkadaşımın ifadesiyle- oksijensiz bırakan, ülkemiz ve dünya çapındaki “koronavirüs operasyonu”nu önce, “Virüs dünya düzeni mi, Adil Dünya Düzeni mi?” başlığı altında 49 yazı ile yazdım da yazdım… Güya ‘yeni normal’ döneminde de yazmaya devam ettim… Sorun sürüyor veya sürdürülüyor ve biz uyanıp gereğini yapmadıkça sürecek… Bu arada pek akla gelmeyen başka sorunlarla boğuşmak da zorunda kalacağız! Mesela, şu Millî Gazete haberi okunmalı: https://www.milligazete.com.tr/haber/4921148/maske-kullananlar-icin-uzmanindan-kritik-uyari-bu-6-tehlikeye-dikkat
Koronavirüs sorunu ya da operasyonu vesilesiyle geçen gün yazısına şu uyarılarla başlayan bir yazarın bence de önemli bu uyarıları da dikkate alınmalı: “Covid-19 ile başlayan süreç sadece sağlık alanında değil ekonomik ve politik hayatta da ilk etkilerini göstermeye başladı. Birçok işletme iflas etti, çok büyük bir işsizlik pandemisine hazır olmalıyız… / Bunu başından beri söylüyorum ama pek dikkate alan yok. Humonoidler geliyor ve makineler/robotlar insanın yerini alıyor. İşverenler, işçilerini işten çıkardıktan sonra kendileri iş aramaya çıkacak. / Bakın sırada köye dönüş var. Şehirler boşalacak. Toprağa döneceksiniz. Karnınızı doyurmak, hayatta kalmak için başka çareniz yok. Haydi, köy derneklerini kooperatiflere dönüştürün. Bakın süreç giderek daha da hızlanacak ve şiddetini artıracak. Yani kriz derinleşecek. Bu iş sadece ekonomi ve siyasetle sınırlı değil. İçtimai hayatı, hatta psikolojik hayatınızı da etkileyecek. Algılarınız da değişecek.” (Abdurrahman Dilipak)
Maske ile devam edelim! “Daha önce de söylemiştim, bir kez daha söylüyorum: Maske tüm Türkiye’de zorunlu olmalı!” demiş, Ahmet Hakan, bir yazısının en sonunda…
Tıp doktoru ve büyük bir hastanenin baş yöneticisi olan Adil Düzen Çalışanı arkadaşım, “Analitik bakış(*) gerekli” başlıklı okunası bir yorum yazmış; okuyalım…
“Ahmet Hakan galiba sokağa çıkmıyor. / Maske zorunlu ama çok kimsede maske çenede. / Niçin çenede? / İnanmıyor maskeye. İnanmayan insana inanmadığı bir işi yaptırmaya zorlarsan bu şekilde sonuç alırsın. / Bana göre de işin bu aşamasında maske zorunluluğu gereksiz. Zaten hastalık normal seyrinde ilerliyor. Hastanelerimiz tıka basa dolu olmadığı gibi boş bile denebilir. Yapılan iki tane 1000 yataklı hastane var ama hasta yok. / Artık korona gündem olmaktan çıkmalı. Türkiye ağır geçirmiyor bu enfeksiyonu. Sürekli bununla yaşayan bir topluluk iş yapamaz hale gelir. / Hastalık bu şekilde uzun yıllar devam edebilir. Türkiye’nin antikor haritası çıkmadan bunu bilmek zor ama eldeki rakamlarla hasta sayısı toplumun çok küçük bir oranı olduğundan yıllarca sürecek gibi duruyor.
Yıllarca maskelerle mi yaşayacak bu topluluk? Yıllarca tedirgin mi yaşayacak bu topluluk? / Olaylara analitik bakmak lazım. Geçmişle şimdi arasındaki rakamlar kıyaslanmalı. Değişimler ölçülmeli. Panikle karar verilmemeli. Fayda-zarar analizi yapılmalı. Ondan sonra topluluğu ilgilendiren kararlar alınmalı.” Dr. Lütfi Hocaoğlu. (*)Analitik bakış ve düşünmek ne demektir? Problemleri çözebilmek için sistematik düşünce yapısına sahip olmak demektir. Bu tanımı biraz daha açmamız gerekirse; bir problemi ortadan kaldırmak için, probleme neden olan öğeleri ayrı ayrı değerlendirip, eldeki bilgilerle birleştirerek çözüme ulaşma becerisidir.
Son dört beş yazımdan dolayı yorum yazan muhterem okuyucumun yazdıkları ile devam edelim: “Değerli Reşat Bey; maalesef sizin anlattıklarınızı sizden başka anlatan yok. Senelerdir teşkilat mensubuyum. Adil Düzen hakkında bölgemizde 15 seneyi aşkın zamandan beri konferans, çalışma vb. yapılmadı. Siz de biliyorsunuz ama teşkilat mensuplarına sorun, %80’i bu konulara maalesef vakıf değil. Dolayısı ile KARAR gazetesinin yazar(lar)ının bilmemesi gayet normal. Bunu teşkilat üst yönetimine ilettiğimizde hiç kimse itibar etmiyor. Şu anki sıkıntımız da zaten Adil Düzen’i anlatmamamız.” (Maltepeli Arslan)
Dün sabah yazımı okur okumaz şu yorumu yazan okuyucuma teşekkürler… “Hayırlı sabahlar Muhterem Hocam. Gayretinize hayranım. Onda biri bende olsa...” (Ekrem Fildişi)
Selam ve sağlık dualarımızla, sağlıklı bir sistemde ulaşacağımız zamanlara inşallah…