“Bir köy düşünüyorum…” çalışmamızı ya da yazımızı ve öncesi ile sonrasında hazırladığımız projelerimizi www.akevler.org sitemizde yayınlayalı yıllar (dört yıl) olmuş…
Bu arada hâlen yaşamakta olduğumuz koronavirüs süreci de dâhil olmak üzere yaşadıklarımız var, yaşanacaklar var; 19 ve 49 sayılık son iki yazı serimizde bunları yazdık…
Önceki yazımızın en sonunda dediklerimizi hatırlayarak devam edelim…
“TEŞHİSLER yapan çok az ve çok nadir olmakla birlikte var…
TEDAVİ yani bizim Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen, Adil Düzen İnsanlık Anayasası, Adil Dünya Düzeni dediğimiz çalışmaları ülkemizde ve dünyada ara ki bulasın!” Ve şu iki kelime ile yazımızı sonlandırdık; “Anlaşılıyor mu?!.”
Dediklerimizin anlaşılması ve gereğinin yapılması dua ve dileklerimizle devam edip bu yazımızda TEŞHİS yapalım, bilahare TEDAVİ merhalesine geçelim…
Teşhis merhalesinde ehline soralım, onların dediklerine bakalım…
Bir şehrimizin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı bir ara şunları açıklamış…
* Son 15 yıllık dönemde çiftçinin yaklaşık 26 milyon dönüm tarım arazisini ekmekten vazgeçtiğini, bunun yaklaşık olarak Belçika’nın toplam yüzölçümüne yakın bir alan olduğunu hatırlatarak tarımda son durumu özetledi.
* Son 10 yıllık süreçte Çiftçi Kayıt Sistemi’nde kayıtlı çiftçi sayısı yaklaşık olarak 550 bin kişi azalarak 2,2 milyona geriledi.
* Yeşil mercimek ekim alanımız son 25 yıllık dönemde %94 daralırken, kırmızı mercimek %71, tütün %69, nohut %60, soya %50, kuru fasulye %48, şeker pancarı %29, pamuk %28, patates %25, buğday ve arpa %18, ayçiçeği ekim alanı ise %4 daraldı.
* Hayvancılıkta da yaşanan gerileme sonucu ülkemiz canlı hayvan, kurbanlık, karkas et ve saman ithalatçısı durumuna geldi.
* Çiftçinin tarla ve ahırlardan çekilmesi sonucu tarımsal üretimde yaşanan çöküşün getirdiği fiyat artışı, enflasyona etki eden önemli bir faktör olarak Merkez Bankası raporlarına girmeye başladı.
* 6360 sayılı yasa kapsamında 2014 yılında ülkemizdeki büyükşehir belediyesi sayısı 30 oldu. Ülkemizdeki köylerimizin yarısı kentlerin mahallesi oldu. Şikâyet olur ise oralarda ahır ve kümes yapmak, hatta tarlaya hayvan gübresi bile atmak artık mümkün değil.
* 5784 ve 6552 sayılı yasalar ile Mera Yasası’ndaki istisnalara yenileri eklendi ve “petrol iletim, elektrik ve doğalgaz piyasası faaliyetlerinde bulunulan” ve “kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilen yerlerdeki meraların” da amacı dışında kullanılabilmesinin önü açıldı.
* Taşımalı eğitim kapsamında köylerindeki okulları kapanan genç çiftçiler, çocuklarının okuluna yakın olabilmek için önce köylerini, sonra da kasabalarını terk ettiler.
Tedavi yani neler yapılmalı merhalesi için de öneriler sunmuş…
* Tarım nüfusu gençleştirilmeli.
* Kamu otoritesi her an çiftçinin yanında olmalı, bilgiye dayalı planlı üretim yapılmalı.
* Çiftçi üretime dönük desteklenmeli, desteklerin üretime yansıması takip edilmeli.
* Çiftçi örgütlenmesi gerçek anlamda sağlanmalı ve desteklenmeli, satış kanallarında örgütlü yapısı üzerinden çiftçiye kolaylıklar sağlanmalı, üretici ile tüketici arasındaki aracılar azaltılmalı/kaldırılmalı. (Biz 1967’den beri KOOPERATİF diyoruz…)
* Atıl durumdaki tarım arazilerimiz de üretime katılmalı, tarım arazilerimizin ve meralarımızın amaç dışı kullanılmalarının önüne geçilmeli.
* Modern yöntemler kullanıldığı takdirde daha sulanabilecek 60 milyon dönüm tarım arazimiz hızlı bir şekilde suyla buluşturulmalı, üretimin miktarı ve kalitesi artırılmalı.
* Köylerimizi mahalle statüsüne çeviren yasalar yeniden ele alınmalı. Aileler köylerini terk ederek okulların yakınına değil, okullar çiftçi ailelerinin yakınına gelmeli.
Selam ve sağlık dualarımızla, sağlıklı bir sistemde ulaşacağımız zamanlara inşallah…