Virüs dünya düzeni mi, Adil Dünya Düzeni mi?-48
Bu yazı dizimizin en başından beri öz ve özet olarak ne diyoruz?
‘SOSYAL TUFAN’ hatırlatmalarımı yıllardan beri sabır ve sebatla yaptım…
‘ADİL DÜZEN’in ülkemiz, ‘ADİL DÜNYA DÜZENİ’nin de tüm dünya için yegâne sosyal tufandan yani tüm sorunlardan kurtulma reçetesi olduğunu hatırlattım…
Virüsleri sırasıyla hatırlayalım; Kuş, Kene, Domuz, SARS ve KoronaVirüs!
Ve bir anda hayatımızın dört bir yanını kaplayan KORONAVİRÜS DÜZENİ!
KoronaVirüs vesilesiyle farklı değerlendirmeler yapılıyorken, biz ülkemiz ve dünya yani bütün insanlık açısından, yarım yüzyıllık birikim ve çalışmalarımız “Adil Düzen” yani “sİstem” merkezli değerlendirmeler yaptık; 47 yazımızı geride bıraktık...
Tam ON yıl önce “Zalim Düzen ile Adil Düzen ‘İŞ’ ve ‘AŞ’ bulma sistemleri” üzerinde durmuştuk, KoronaVirüs krizi vesilesiyle ON yıl sonra yine duralım…
Adİl Düzen ‘İŞ’ ve ‘AŞ’ bulma sİstemİ
Zalim dünya düzenindeki iş ve aş bulma sistemini yani “iş verme, aş verme sistemi”ni bundan önceki yazımda anlattık; bu arada bize göre insan fıtratına/tabiatına uygun ve tabiî/doğal olanın “iş bulma, aş bulma sistemi” olduğunu hatırlattık. Bizim önerdiğimiz “ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN” insanlığın yeniden “İŞ BULMA, AŞ BULMA SİSTEMİ”ne geçilmesini savunuyor. Bunun için örgütlenmeye ihtiyaç vardır.
Bu örgütlenme nasıl sağlanacaktır?
Önerdiğimiz sistem şudur. Siyasi kuruluşlar sadece kamu görevlerini yapsınlar; “yönetim” ile “ekonomi” birbirinden ayrılsın. Siyasi partiler iktidar olsup ülkenin savunma ve güvenliğini sağlasınlar. Ekonomik kuruluşlar ise “KOOPERATİFLER”den oluşsun: -BUCAKta “İşletmeler Kooperatifi” olsun; -İLde “Genel Hizmetler Kooperatifi” olsun; -ÜLKEde “İş Bulma Kooperatifi” olsun; -İNSANLIKta “Araştırma Kooperatifi” olsun.
Kooperatifler siyasi kuruluşlara paralel oluşsun. Halk iş ve aşını kendi kooperatiflerinde bulsun. Bu kooperatiflerin organize ettiği işletmeler yönetime üretimden pay olarak “vergi” versinler, yönetim de bu vergilerle kamu görevini görsün. Bunların dışındaki “ilmî ve ahlâkî kuruluşlar” da bağımsız olsun, bunlara da kamu bütçesinden ayrıca pay verilsin.
SONUÇ: Dört tip bağımsız kuruluş olsun: İLMÎ, DİNÎ, MESLEKÎ VE SİYASÎ kuruluşlar. -İlmî kuruluşlar “yasama” görevini; -Dinî kuruluşlar “denetleme” görevini; -Meslekî kuruluşlar “üretme” görevini; -Siyasî kuruluşlar ise “bölüşme” görevini yüklensin.
Aralarında sağlıklı, dengeli, verimli ve adil bir işbölümü olsun. Bunların tamamı devletin emrinde ve hizmetinde olsun. Aralarında çıkan ihtilafları “HAKEMLERden oluşmuş bağımsız, yansız, etkin ve saygın YARGI” çözsün. Yargı kararlarını beklemeden doğacak aksaklıkları başkanlar çözsün; bucakta, ilde, ülkede ve insanlıkta başkanlar geçici olarak sorunları çözsün. Mağdur olanlar hakemlere gidip mağduriyetlerini gidersin.
AŞ BULMA SORUNUNU halka verdiğimiz “ÖN ÖDEMELİ SİPARİŞ KREDİSİ” ile çözüyoruz. Buna “SELEM KREDİSİ” diyoruz. Halk peşin ödeyerek yıllık siparişlerini tüccarlara veriyor. Tüccarlar işyerlerine sipariş veriyor. Böylece halk kendi aşını kendisi bulmuş oluyor. Çünkü kredi halka veriliyor.
İŞ BULMA SORUNUNU ise ‘ÇALIŞMA/EMEK KREDİSİ’ ile çözüyoruz. Emek sahibi işçi istediği işverene gidip çalışıyor ve ücreti istihkak ediyor. Ertesi gün gidip ücretini bankadan alabiliyor. İşveren borçlanıyor; ürettiği malı sattığı zaman kredisini kapatıyor.
DİKKAT: Kredide “faiz” yok, “cebrî icra” yok, “haciz” yok... Böylece krediyi çalışana yani emeğe vermekle hem çalışanın iş bulmasını sağlıyoruz, hem de işverene faizsiz kredi temin ediyoruz. Çünkü işçi yalnız “emek kredisi”ni getirmiyor, aynı zamanda “ham madde kredisi”ni de getiriyor. İşte Allah’ın ve ilmin bize öğrettiği “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” budur. Düzenimizi beğenmeyenler “zalim düzen”de debelenmeye devam edebilirler. Evet, “Millî Görüş”süz ve “Adil Düzen”siz olmaz, olamaz; nitekim olmuyor...
Allah cümlemizi yazılanları okuyup anlayan ve gereğini yapanlardan eylesin…