Öz ve özet olarak ne diyoruz?
SOSYAL TUFAN hatırlatmalarımı yıllardan beri sabır ve sebatla yaptım…
ADİL DÜZEN’in ülkemiz, ADİL DÜNYA DÜZENİ’nin de tüm dünya için yegâne sosyal tufandan yani tüm sorunlardan kurtulma reçetesi olduğunu hatırlattım…
Virüsleri sırasıyla hatırlayalım; Kuş, Kene, Domuz, SARS ve Koronavirüs!
Ve bir anda hayatımızın dört bir yanını kaplayan KORONAVİRÜS DÜZENİ!
Koronavirüs vesilesiyle farklı değerlendirmeler yapılıyorken, biz ülkemiz ve dünya yani bütün insanlık açısından, yarım yüzyıllık birikim ve çalışmalarımız Adil Düzen yani sistem merkezli değerlendirmeler yaptık. 36 yazımızı geride bıraktık...
30, 31, 32’inci yazılarımızda neyi nasıl yapacağımızı anlattık; ondan sonraki bu iki yazımız da o yazıların devamı olarak okunmalıdır…
Bu yazılarımızda Merkez Temsilciler ile Semt Temsilcileri üzerinde duracağız.
***
Önce insanlık tarihi açısından bilmemiz gereken genel bir girizgâh yapalım.
İnsanlık 60 bin sene önce başlayan toplayıcılık, avcılık, çobanlık dönemlerini yaşadıktan sonra tarım/çiftçilik yani yerleşik döneme geçmiştir. İnsanların temel yaşama şekli kendi ürettiklerini kendilerinin tüketmesiydi. Bir de kendi üretemedikleri vardı. Bunu da “değişim” ile hallediyorlardı. Ürettiklerini değiştirerek “pazar” oluşturdular. Sonra üretilen ürünleri paylaşma açısından “ülkeler arası değişim” merhalesine geçtiler. İleriki zamanlarda “emek mübadelesi” değişimi oldu. Çalışanlar emeklerini sattılar ve karşılığında aldıkları parayla da marketlerden, pazarlardan veya başka şekillerde ihtiyaçlarını karşıladılar.
İnsanlık için şimdi İşçilik Dönemi sona eriyor, Ortaklık Dönemi başlıyor…
Ortaklık döneminde de emek vardır ama emekleri değiştirmek suretiyle emek vardır. Yani çalışanlar emeklerini patronlara satmayacaklar, onlarla emek değişimi yapacaklar.
Biz istesek de istemesek de ortaklık dönemine geçilecektir, Allah’ın takdiri budur.
***
İnsanlık tarım/çiftçilik dönemine zorlanarak geçmiştir; şimdi de ortaklık dönemine geçişte direnilirse “tufan” olacak, böylece tufandan sonra ortaklık sistemine geçilecektir.
Burada Nuh Tufanı sonrası tarım dönemine geçiş hatırlanıp ibret alınmalı…
Görüyorsunuz ki virüs (koronavirüs ve diğer önceki virüsler ile hayatın dinî-ilmî-iktisadî-idarî/siyasî alanlarında yaşananlar) günümüzde birçok sorunlara yol açıyor. Ama bu virüs Allah’tan gelmiyor, insanların akıllarını çalıştırmamasından dolayı geliyor.
Ortaklık Dönemine ancak Semt Temsilcilikleri oluşturularak geçilebilir.
Bu semtlere geçişi merkezi yönetim yapmayacak. Devlet bütçesine para koyup da semtleri kurmayacak. Semtleri halk kuracak, bunu halk yapacak.
İstiklal Savaşı’nı nasıl halk yaptıysa aynı şekilde bütün semtleri de biz halk olarak oluşturacağız. Bütün saldırılara ve engellemelere rağmen İstiklal Savaşı’nı yapan generaller sultana karşı, padişaha karşı gelmemişler, tam tersine Mustafa Kemal’in, “Bizim işimiz hilafeti ve saltanı kurtarmaktır” sözünü benimsemişler ve bunun için mücadele vermişlerdir. Biz de hiçbir zaman, zulüm de olsa, eziyet dahi yapılsa, mevcut olan düzene karşı çıkmayacağız; biz kendi işimize bakacağız, kendi çalışmalarımıza bakacağız, kendi kurtuluşumuza bakacağız...
En sonunda ya onlar da bizimle yani halkımızla beraber olurlar yahut tarihte olduğu gibi hastalıklar, zelzeleler, kıtlıklar, yangınlar ya da Sosyal Tufan bu işçilik sisteminde ısrar edenleri helak edecektir.
Kur’an bunu da anlatıyor, insanlık tarihi de bunu anlatıyor.
Diyoruz ki; Semt Kooperatifleri’ni halk kuracak...
Peki, halk bu kooperatifleri nasıl kuracak?
(Gelecek yazıda nasıl olacağını yazalım…)
Selam ve sağlık dualarımızla, sağlıklı bir sistemde ulaşacağımız zamanlara inşallah…