Bugün rahmet, mağfiret ve cehennemden azat günleri olan Ramazan ayının ilk günü.
Aynı zamanda hafta içinde işlenen günahlarımızın kefareti olan Cuma namazı da vardır.
Korona nedeniyle camilerin kapalı olması, Cuma’yı ve namazını yok sayamayız.
Cuma gününde yapmamız gerekenleri bugün de yaparız.
Banyomuzu yaparız, tırnaklarımızı keseriz, en güzel elbiselerimizi giyeriz, güzel kokularımızı süreriz ve tenimiz camimizden uzak olsa da gönlümüzü camimize ve cemaatine bağlı tutar ve öğle namazımızı kılarız.
Korona nedeniyle evlerimizde kalmayı esaret gibi görmeyelim.
Bir aylık itikâfa girmiş kabul edelim.
Yıllardır itikâfa girmeyen Müslümanlarımız var.
Bir günde yedi cami gezerek, yetmiş fotoğraf çekerek, vakit öldürmek yerine, “Evlerimizi kıble/mescit” yapalım. (Bak, Yunus süresi ayet 10/87.)
Bugün akşam namazından sonra ikişer rekâtlı olmak üzere, dört veya altı rekât namaz kılalım.
Mümkünse, ailenin tamamını çay içme esnasında bir araya getirelim ve evimizde olan tefsir, hadis veya ilmihal kitaplarından birini, her akşam topluca okuyup anlamaya çalışalım.
Yatsı namazından sonra teravih namazını da kılıp ardından vitir namazını da kılarak, sahurda kalkmak niyetiyle yatağımıza dualarla yatalım.
Erken yatarsak, sahura dinç olarak kalkarız.
Sahur vakti, gecenin son üçte birine denk gelir ki, tam teheccüd namazı kılma zamanıdır.
İkişer rekâtlı olarak dört, sekiz veya on iki rekât kılınır.
Namazın ardından geçmiş günahlarımızın afvı için Allah’tan istekte bulunmak için istiğfar yapalım.
Farz, vacip, sünnet ve nafile namazlarımızı kıldığımız zaman:
Sabah namazında 4 rekât, kuşluk namazında 4 rekât, öğle namazında 12 rekât, ikindi namazında 8 rekât, akşam namazında 5 rekât, ardından kıldığımız 4 rekât nafile, yatsı namazı, teravih namazı ve vitir namazıyla 33 rekât, teheccüd namazı 4 rekât kıldığımız zaman yetmiş dört rekât kılmış oluruz.
Bu 74 rekâtta, 74 defa ayağa kalkarak kıyama duruyoruz.
Yetmiş dört defa rükûa gidiyoruz.
148 defa secdeye gidiyoruz.
Böylece korona nedeniyle bu, “Evde kalma” günlerinde hareketsiz de kalmamış oluyoruz.
74 rekâtın rükûunda 222 defa “Sübhan’el-Aliyy’il-Azım” zikri yapıyoruz.
444 defa secdede “Sübhan’el-Aliyy’i-Azım” diyoruz.
Rabbimiz gerçek Müslüman’ı tarif ederken:
“Onlar, sabredenler, doğru olanlar, itaat edenler, infak edenler, seherlerde istiğfar edenlerdir” buyurur. (Al-i Imran süresi ayet 3/17)
Ayeti tekrar okuyalım.
Namaz kılıp, istiğfar yapanların diğer özelliklerini, sabredenler, doğru olanlar, İslam’ın bütün emir ve yasaklarına gönüllü itaat edenler, infak edenler ve seherlerde istiğfar edenler diyor.
Kıldığımız her namazın selamından sonra üç defa “Estağfirullah” demeye,
Yardımlaşmaya, zekât ve sadakalarımızı fazla fazla vermeye,
Yalan söylememeye,
İftira etmemeye,
Gıybet yapmamaya,
İslam’ın emir ve yasaklarının önüne hiçbir kurum veya kuruluşun emir ve yasaklarını geçirmemeye dikkat edeceğiz.
Ailecek sahur yemeğimizi yedikten sonra Ramazan hatmi için başladığınız Kur’an’ı okumaya başlayalım.
Ezanla beraber, sabah namazını kılalım.
Ardından yine Kur’an hatmine devam edelim.
Kuşluk vaktine kadar uyumak isteyenler uyusunlar.
Kuşluk vaktinde ikişer rekâtlı dört rekât namaz kılalım.
Komşularımızın halini bilenlerden olmamız gerekir.
Sevgili Peygamberimizin:
“Komşusu açken tok yatan hakiki mümin değildir” hadisine kulak verip yediğimizden yedirmeye çalışalım. (Hâkim, Birr 4/167, Taberani, Ebu Ya’ladan naklen, İbni Receb, Camiul ulum ve-l hıkem 2’inci hadis şerhi sayfa 48)
Gücümüzle orantılı olarak yardım elimizi, anne, baba ve akrabalardan başlayarak, komşulardan, mahalleden, şehrimizden, ülkemizden sonra dünyanın her tarafında ihtiyaç sahibi “ciğer taşıyan” her canlıya ulaştırmaya çalışalım.
Durumu iyi olan akraba, komşu ve arkadaşları da tatlı dille karşılıklı veya telefonla gönüllerini alalım.
Midemize açlık orucu tuttururken,
Gözümüze harama bakmama orucu,
Kulağımıza yalanı, gıybeti, iftirayı duymama orucu,
Ağzımıza da haramları içeri almama orucu tutturalım. Allah kabul etsin.