SOSYAL TUFAN hatırlatmalarımı yıllardan beri sabır ve sebatla yaptım…
ADİL DÜZEN’in ülkemiz, ADİL DÜNYA DÜZENİ’nin de tüm dünya için yegâne sosyal tufandan yani tüm sorunlardan kurtulma reçetesi olduğunu hatırlattım…
Virüsleri sırasıyla hatırlayalım; Kuş, Kene, Domuz, SARS ve KORONAVİRÜS!
Ve bir anda hayatımızın dört bir yanını kaplayan KORONAVİRÜS DÜZENİ!
(Bu yazı dizisindeki her yazı, birinci yazıdaki bu girizgâh ve devamıyla okunmalı…)
21 Mart 2020 tarihli ve “Virüs! (Kovid-19) vs. / KUR’AN BUNLARA KARŞI NE GİBİ TEDBİRLER ALMIŞTIR? / BİZİ İLGİLENDİREN BUDUR, BİZ BU TEDBİRLERİ ALMALIYIZ” başlıklı çare ve çözümler içeren çalışmamızla devam edelim.
Kaldığımız yerden devam ediyoruz…
4-Korunma çarelerinin başında tecrit gelir. Vücudun hastalıklara direnme gücü vardır. Virüs ve mikroplar yeni saldırı imkânlarını geliştirdikleri zaman vücut da savaşma imkânlarını geliştirir. Bunun için zamana ihtiyaç vardır. Bu zamanı insan vücuduna kazandırmak için hastalarla sağlamlar sınırlı temasta bulunurlar. Hiç temasta bulunmazlar demiyoruz; sınırlı ve kontrollü temasla insanlar zaman kazanır. Bunun için SEMT KOOPERATİFLERİ’nin kurulması gerekir. Normal hayatta semte girenler ile semtten çıkanlar tamamen denetlenir. Hastalığın yayılmaya başladığı günlerde tüm faaliyetler aksamadan semtler içinde devam eder. Semt kooperatiflerinde yaşama yerleri ile çalışma (iş) yerleri aynı yerde olduğu için hiçbir şey aksamaz. Sadece semte giriş ve çıkışlar, semtte alınan ve satılanlar kontrol altına alınır. Böylece zaman kazanılır. Biraz sonra durum normale döner. Şimdi ise yasaklamalar getirilmekte, üretim ile alışveriş durmakta, bu nedenle başka hastalıklar ortaya çıkmakta, beslenme sıkıntısı ölümleri getirmektedir. Semt Kooperatifleri, Yüz Lojmanlı İşyeri Apartmanları, Yüz Villalı Ahşap Dinlenme Evleri ve Seraları tam savunma imkânını sağlamış olur. İnsanlık “semt yasaları” çıkarmalı ve ona göre yeniden yapılanmalı, vakit kaybetmeden ve HASTALIK TUFANI VE/VEYA SOSYAL TUFAN gelmeden bu sağlanmalıdır.
Biz bunları şimdi söylemiyoruz; Akevler 50 (elli) senedir bunları anlatıyor.
Akevler Kooperatifi’nin GAYE maddesinde; “çalışmada (iş hayatında) ve yaşamada (ev/aile hayatında) birbirleri ile anlaşmış kimseleri bir araya getirerek aralarında iktisadi ve içtima, yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlamaktır” yazmıştık.
Bunları devlet değil, sermaye değil, halkın kendisi yapar. Devlet plan ve projeleri yaptırır. Semt apartmanlarının yapılması için müteahhitlere imkân sağlanır. Projesi ve arsası hazır parsellerde sermayeyi bulan müteahhit bir yerden izin almasına gerek kalmadan inşaata başlayabilir; başlayabilmelidir. Müteahhit sermayeyi de sermayedarlardan temin eder. Dünya şantiye haline gelir. Buralarda çalışanlar bu apartmanlardan kazandıklarıyla buralardan pay almış olurlar. Sermaye de kâr payını yapı olarak alır. Devlet de arazi, altyapı ve projelerle iştirak eder ve bunlara karşılık pay alır. Apartmanlar bitince orada çalışanlar oralarda yerleşirler. Üretim seferberliği gerçekleşir. Şimdiki sistemde ise apartmanlar ve/veya inşaatlar bitince halk işsiz kalır, tarlasını ve/veya atölyesini de kapattığı için aç kalır... Sonrası malum…
Bundan sonrasında söz savunmada yani üstadımızda…
“Akevler’in görüşleri pratik değil” denmiş!
Özellikle sizden yani seminer okuyucularımdan rica ediyorum; bana bunun neresi pratik değil, lütfen açıklar mısınız? Bir şeyin pratik olmaması için ya imkânlar olmamalı ya da ihtiyaçları gidermemelidir. Bizim söylediklerimizde imkânsız olan ne var? Yahut çağımızdaki ihtiyaçların hangisini gideremiyor?
50 (ELLİ) sene beraber cihat ettiğimiz arkadaşlarımızın bu davranışları beni üzüyor... Rabbimin bize ihsan ettiği büyük imkânları görüyor, bütün bunların Kur’an’da anlayanlara açık bir şekilde belirtildiğini ortaya koyuyoruz. Tövbe edeceklerini bekliyoruz… Onlara olan sevgi ve saygımızı her şeye rağmen devam ettiriyoruz...