Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı anma günleri olup bu seneki teması da “Üretim, Kalkınma, Adil Paylaşım” olan Erbakan Hocamızı anma günlerinde biz ne diyorduk?
“Şubat ayında Erbakan’ı anmak, anlamak, gereğini yapmak ve bunu sadece birkaç güne, bir haftaya veya sadece Şubat ayına münhasır kılmaksızın 12 aya yaymak yani Necmettin Erbakan Hoca gibi ömür boyunca her gün var gücüyle hep çalışmak...”
Önceki yazımızda ne dedik?
-‘Adil Düzen’ dedikçe Erbakan’ı anmak…
Sonraki yazı dizimizde ne dedik?
-‘Gizli Dünya Devleti’ dedikçe Erbakan’ı anmak…
Birinci yazıda sözünü ettiğimiz ‘Adil Düzen’ ve diğer önemli detaylarıyla ‘Adil Ekonomik Düzen, Adil Dünya Düzeni’ nedir? Bu vesileyle ‘Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası’ çalışmalarımızı ve kitaplarımızı da hatırlattık, bu vesileyle…
Biz bunları yazarken…
Sayın Cumhurbaşkanı, Erbakan’ı farklı bir vesileyle andı!
Sayın CB Erdoğan’ın söyledikleri yazılı ve sözlü olarak değerlendirildi.
Eski Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ’un bir televizyon programındaki açıklamalarıyla başladı bu değerlendirmeler, hale de devam ediyor…
Biz son olarak “Gizli Dünya Devleti dedikçe Erbakan’ı anmak” başlıklı yazımızı yazıyorken, Erbakan Hocayı farklı şekillerde ananlar var! Yazı dizimize iki günlük ara verelim ve biz de Hocamızı farklı şekilde ananları iki yazıyla analım!
Evet…
Bu konuyu birkaç kişi yazdı ama Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş herkesten farklı detaylarıyla yazdı. Biz bu değerlendirmeden sadece bir özet sunalım ve bu köşede de bazı detaylar tarihe düşülen notlar olarak kayda geçmiş olsun.
Kaldığımız yerden devam edelim…
“Sayın Cumhurbaşkanı yerden göğe kadar haklı. Özellikle ‘bu haklı olma durumu’ şu soruları da kendiliğinden gündeme getiriyor.
‘Bu süreçleri bilen birisiyim. FETÖ’nün bu ülkede anlaşamadığı, görüşemediği tek lider var; o da merhum Erbakan Hocamızdır’ diyorsunuz. Erbakan Hocamızın anlaşamadıklarıyla siz nasıl anlaşabildiniz, neden anlaştınız? 10 yıl boyunca nasıl sabrettiniz?
‘Erbakan Hocamızdan nefret ederdi’ diyorsunuz.
Erbakan Hocamızdan nefret eden biri nasıl olur da sizin iktidarınız döneminde belli bir dönem büyük hem de çok büyük iltifatlara ve imkânlara mazhar olur?
Erbakan Hocamızı ve bunları tanıyan ve çok iyi bilen bir siyasetçi olarak, başbakanlık da yapmış olan Erbakan Hocamızla neden hiç devlet işlerini müşavere eylemediniz de, hep bunlarla bu işler yapıldı.
Bu yapının hem meşrebi hem itikadi sorunlarının bulunduğunu biliyorsak, hem de en baştan beri biliyorsak; sizi onların kucağına iten güç neydi?
Erbakan Hocamızı bırakıp da bu meşrebi ve itikadı bozuk grupla neden yol almayı tercih ettiniz? Mesafe konusunda, hiçbir araya gelmeme konusunda ismini saydığınız diğer liderleri örnek aldınız da, niçin iftiharla bahsettiğiniz Erbakan Hocamızı kendinize örnek almadınız?
Bunlara ‘herkes’ gibi hukuk ve hakkaniyet sınırları içerisinde yaklaşmışsınız... Tabii ki, hukuk ve hakkaniyet ne olursa olsun, her şart ve zeminde çok önemli. Peki, 50 yıllık Millî Görüş hareketine, Saadet Partisi’ne neden bu hakkaniyetli yaklaşımı esirgediniz, esirgiyorsunuz. Size sadece ‘iyi’ ve ‘kötü’yü anlatma derdinde olan insanlar da, siyasi hareket de hakkaniyetli yaklaşımı hak etmiyor mu?”
“Gizli Dünya Devleti dedikçe Erbakan’ı anmak” yazı dizimize devam edeceğiz…