Şubat ayında olmamız vesilesiyle hangi önemli hatırlatmaları yapıyoruz?
Şubat ayında Erbakan’ı anmak, anlamak, gereğini yapmak ve bunu sadece Şubat ayına münhasır kılmaksızın 12 aya yaymak yani Necmettin Erbakan Hoca gibi hep çalışmak.
Aslında bu yazı dizilerimizde işte bunu yapıyoruz.
Önceki yazımızda ne dedik? -‘Adil Düzen’ dedikçe Erbakan’ı anmak… Sonraki yazımızda ne diyoruz? -‘Gizli Dünya Devleti’ dedikçe Erbakan’ı anmak… Birinci yazıda sözünü ettiğimiz ‘Adil Düzen’ ve diğer önemli detaylarıyla ‘Adil Ekonomik Düzen, Adil Dünya Düzeni’ nedir? Bu vesileyle ‘Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası’ çalışmalarımızı ve kitaplarımızı da analım ve hatırlatalım.
‘Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen, Adil Dünya Düzeni’ demek ‘TEDAVİ REÇETESİ’ demektir; yani çağımızda ‘Sosyal Tufan’ seviyesine varan dinî-ilmî-iktisadî, idarî/siyasi sorunlarımızın tamamının tedavi reçetesidir.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan hayatı boyunca hep bunları anlattı, yazdı, kokusu mesabesinde de olsa 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı olarak kısmen uyguladı; bize düşen görev ise tamamını uygulamaktır. Bunu her vesileyle hep hatırlatıyorum, hep hatırlatmaya devam edeceğim; “Şubat 2020 Erbakan’ı anma günlerinde, haftalarında, ayında” da devam ediyorum…
***
‘GİZLİ DÜNYA DEVLETİ’ kitabındaki “İnsanlık Tarihi ve Bugünkü Dünya Hak-Batıl Mücadelesi Bugünkü Dünyanın Anatomisi” bölümü ile devam edelim…
“2. Cihan Harbi’nden sonra BM, Dünya Bankası, IMF kuruldu. Kuvvet zoruyla Filistin’e bir İsrail yerleştirildi. Sözde insanlık huzur, barış ve saadete kavuşacaktı. Hâlbuki ne oldu? 1989’da komünizmin iflası ve Sovyetlerin dağılmasına kadar soğuk harp devam etti. Dünyada ekonomik bakımdan; fakir ülkeler daha fakir, zengin ülkeler daha zengin oldu. Gerek ülkeler arasında, gerekse ülkelerin içinde gelir dağılımları gittikçe bozuldu. Açların, işsizlerin sayısı gittikçe arttı. Milyonlarca insan enflasyon ve pahalılıktan dolayı her geçen gün artan geçim sıkıntısı ile ızdırap çekti. Siyasi bakımdan Filistin, Keşmir, Kore, Vietnam başta olmak üzere sürekli harpler ve silahlı çatışmalar devam etti. İnsanlığın üzerine bir kâbus gibi çöken bu devir esnasında Batılılar hep: ‘Biz insanlığa saadet getireceğiz ama ne yazık ki bir komünizm var, Sovyetler var, soğuk harp var, bundan dolayı hizmetimizi yapamıyoruz’ dediler, dediler, durdular. Nihayet 1989’da komünizm iflas etti ve Sovyetler dağıldı. O günden bu güne kadar yıllar geçti. Bu son dönemde bir yandan ekonomik alanda geri kalmış ülkelerin dış borçları ve bunun için ödedikleri faizler korkunç seviyelere ulaştı. Diğer yandan başta Müslüman körfez ülkeleri olmak üzere harpler dolayısıyla birçok ülkenin ekonomileri büsbütün bozuldu. Siyasi alanda ise yeryüzüne barış geleceğine tam tersine sıcak çatışmalar gittikçe arttı ve yeryüzünün her yanına yayıldı. İran-Irak savaşı çıkartıldı, Körfez Savaşı körüklendi, Somali’de yerli halkı ezmek için Somali işgal edildi. Bosna, Çeçenistan ve Azerbaycan’da tarihin görmediği katliamlar yapıldı ve birçok Müslüman ülkeye haksız ambargolar konuldu. Adım adım bütün dünya sömürüldü ve köle haline getirildi, itaat etmeye mecbur hâle getirildi. Böylece Yeni Dünya Düzeni adı altındaki tek kutuplu bir tahakküm ve sömürü düzeni gerçekleştirilmeye çalışıldı.
İşte olaylar bütün açıklığıyla gözler önünde cereyan ediyor.
Ve insanlığa bir türlü barış, huzur, saadet gelmiyor.”
(Kaldığımız yerden devam edeceğiz...)
***
Evet… Şubat yani Erbakan’ı anma ayındayız ya; Necmettin Erbakan’ı bir de ‘ADİL DÜNYA DÜZENİ’ dedikçe anmamız gerekmekte: Hocamızı ADİL DÜNYA DÜZENİ’ni gerçekleştirerek analım, anlayalım ve gereğini yapalım... Ve’s-SELAM/BARIŞ…