Büyük Kudüs Mitingi vesilesiyle KUDÜS yazılarımıza devam edelim…
Önce Kudüs konusunda, yine böyle bir vesileyle, iki yıl önce bu köşede yazdığım altı yazımın başlıklarını hatırlayalım ki ne demek istediğim sadece başlıklardan bile anlaşılsın:
1. Kudüs sorunu sadece Kudüs’ün sorunu değildir (09.12.2017)
2. Kudüs teslim alınır mı; önceki gibi ve yeniden… (10.12.2017)
3. Kudüs’ten sonra; sıra Mekke ve Medine’de mi? (11.12.2017)
4. ‘Kudüs: Şimdi ne olacak?’ diyen danışman ve… (12.12.2017)
5. Kudüs için asıl yapılması gereken ve teferruat… (15.12.2017)
6. Erdoğan: “Kudüs giderse Kâbe ve İstanbul gider” (17.12.2017)
Ve Saadet Partisi tarafından düzenlenen Büyük Kudüs Mitingi de muhteşem bir katılımla gerçekleştirildi, yankısı ve etkisi de Kudüs’ün de ötesine dünyaya ulaşır, inşallah…
KUDÜS yazı serimizi bu yazı ile şimdilik noktalamış olacağız. Aslında önceki yazı ile konuyu hitama erdirecektim ama Ahmet Taşgetiren’in bugünkü (13 Şubat) “Kudüs mitinginin siyasi-ideolojik anlamı” başlıklı yazısı bu yazının yazılmasına vesile oldu.
Yazıdan öz ve özet olarak aktaracaklarıma geçelim: “Şöyle bir soruyla başlayalım:
-Saadet Partisi Kudüs Mitingi’ne karar verdiğinde acaba böyle bir fotoğraf çıkacağını tahmin etmiş miydi? Katılımın yüksek olacağını düşünmüştür, çünkü Kudüs çağrısı her zaman Türkiye’nin kalbine ulaşan bir ses olmuştur. Ama Karamollaoğlu’nun sağına soluna Kılıçdaroğlu’nun, Davutoğlu’nun, Hüda-Par Genel Başkanı İshak Sağlam’ın, Demokrat Parti Başkanı Gültekin Uysal’ın, İBB Başkanı İmamoğlu’nun, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Berna Sukas’ın yerleşeceği bir fotoğraf herhalde Saadet liderliğinin hedefini aşan bir görüntü olmuştur. Mitingde parti kimliğiyle AK Parti ve MHP yer almamıştır. (…) Mitinge, AK Parti’ye oy veren birçok insanın katıldığını tahmin etmek de zor değil. Çünkü Kudüs, geniş AK Parti tabanı için sandıkta nereye oy verildiği meselesi değildir. / İlginçtir mitingle ilgili haber, bu davaların her zaman öncü savunma hattında yer alan bir gazetede hiç yer almamış, onun yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistin’e ilişkin görüşlerine yer vermekle yetinilmiştir. İktidarın resmi yayın organı gibi hareket eden bir gazetede ise miting haberi 10’uncu sayfanın dibinde verilmiştir. Demek ki, medya alanına gelindiğinde iş çok daha katı bir tarafgirliğin konusu olmaktadır. En azından, ‘Haber verilse idi bu AK Parti’ye ne kaybettirirdi?’ gibi bir soruyu sormadan edemiyorum. Bunlar, konu Kudüs olduğunda bile siyasi reflekslerimizin ön plana geçebildiğinin yansımalarıdır. (…) Kılıçdaroğlu ilk olarak CHP grup toplantısında, ‘Saadet’in düzenlediği Kudüs Mitingi’ne katılacağız’ dediğinde de dikkat çekmişti. Hatta tahmin edilebilir ki en çok da CHP’lilerin dikkatini çekmişti. Kudüs! Tamam, Kılıçdaroğlu’nun hatırlattığı gibi geçmişte, ‘Devrimci gençler Filistin’de can vermişti’ ama gene de Filistin ve Kudüs, daha çok dini hüviyeti ile ve daha çok muhafazakâr-dindar camianın duyarlılık alanı idi. Biraz daha ileri gidilirse, ‘Ümmet duyarlılığı’ ile alakalı bir mesele idi. Daha doğrusu bu boyutları dikkate alındığında Kudüs ilgisi kimi CHP kitlesi için yadırgatıcı bir durum bile olabilirdi. Kılıçdaroğlu mitinge katılarak CHP tabanını tam da bu alanlarda farklı düşünmeye yöneltiyordu. Kılıçdaroğlu’nun mitingde yaptığı konuşma ise çok daha diri Kudüs mesajı ihtiva ediyordu. Dolayısıyla fotoğrafı ilginç kılan bir husus, içinde Kılıçdaroğlu’nun yer almasıydı. Ben, 15 Temmuz’dan sonra düzenlenen ve ‘Yenikapı ruhu’ diye tanımlanan mitinge Kılıçdaroğlu’nun katılmasını da aynı şekilde değerlendirmiştim. Ahmet Davutoğlu yeni yola çıkan bir partinin genel başkanı olarak Kudüs için çağrılınca, ‘Yerimiz burası’ diyerek katılmış olmalı mitinge. Saadet, Gelecek Partisi, İYİ Parti, Hüda-Par, Demokrat Parti ve onlarla aynı platformda buluşan ve bir anlamda dışardan içerden tahkimatın gerçekleştirdiği ideolojik blokajı aşmaya çalışan CHP fotoğrafına bakılınca, bundan böyle ideolojik alan ayrışmasının siyaseti daha sınırlı etkileyeceği söylenebilir.”
UYARI! Şubat yani Erbakan Hocamızı anma ayındayız ya; Necmettin Erbakan’ı bir de KUDÜS ile anmamız gerekmekte: “Kudüs de ADİL DÜZEN’in gerekliliğini hatırlatıyor…”