Büyük Kudüs Mitingi vesilesiyle KUDÜS yazılarımıza devam edelim…
Önce Kudüs konusunda, yine böyle bir vesileyle, iki yıl önce bu köşede yazdığım altı yazımın başlıklarını hatırlayalım ki ne demek istediğim sadece başlıklardan bile anlaşılsın:
1. Kudüs sorunu sadece Kudüs’ün sorunu değildir (09.12.2017)
2. Kudüs teslim alınır mı; önceki gibi ve yeniden… (10.12.2017)
3. Kudüs’ten sonra; sıra Mekke ve Medine’de mi? (11.12.2017)
4. ‘Kudüs: Şimdi ne olacak?’ diyen danışman ve… (12.12.2017)
5. Kudüs için asıl yapılması gereken ve teferruat… (15.12.2017)
6. Erdoğan: “Kudüs giderse Kâbe ve İstanbul gider” (17.12.2017)
Ve Saadet Partisi tarafından düzenlenen Büyük Kudüs Mitingi de muhteşem bir katılımla gerçekleştirildi, yankısı ve etkisi de Kudüs’ün de ötesine dünyaya ulaşır, inşallah…
Büyük Kudüs Mitingi’nde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediklerini okumaya devam edelim: “1970’li yıllarda bizim gençlerimiz Filistin’in davasına destek verdiler. Kudüs için ilk mitingi düzenleyen Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı saygıyla anıyorum. İşte, Kudüs ve Filistin birbirine zıt gözüken iki davayı birleştiren davadır. Hakkın, hukukun, adaletin hâkim olduğu Türkiye ve dünya olsun diye mücadele ediyoruz. Her Firavun’un bir Musa’sı vardır. Bizler bugünkü Firavun’ların Musa’larıyız. Allah, hak, hukuk ve adalet diyenlerle beraberdir. Biz hakkı, hukuku, adaleti, Filistin’i inadına savunacağız. Filistin için hak, hukuk, adalet diyoruz, Kudüs için hak, hukuk, adalet diyoruz.”
Büyük Kudüs Mitingi’nde konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Yenikapı’dan, aziz İstanbul’dan Kudüs’e sesleniyoruz: Mescid-i Aksa ile Süleymaniye aynı mekândır. Bize bu seslenme imkânını veren Saadet Partisi’ne ve Genel Başkan Karamollaoğlu’na teşekkür ediyorum. Bizlere Filistin sevdasını aşılayan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamıza Allah’tan rahmet diliyorum. Erbakan Hocamızın emaneti Kudüs’e sahip çıkmayı bize nasip etsin. Kudüs Müslümanlardan arındırılmak isteniyor. Bu işgal girişimini şöyle düşünelim. Bize, ‘Fatih, Eyyubi el Ensari işgal altında olacak ama İstanbul banliyösünde size yer vereceğiz’ deseler biz kabul etmeyiz. Bu şekilde bu planda asla kabul edilmeyecektir. Filistin Kudüs’te, Kudüs’süz Ortadoğu’da barış olmaz. Eğer Ortadoğu’da barış isteniyorsa Kudüs’ün kimliğine dikkat edilecek” dedi. “Yaptıkları planla Müslümanları toplanma kamplarına alacaklar. Bu Filistinlilerin sesini kısma projesidir” diyen Davutoğlu, “Filistin’i fiilen açık hava hapishanesine çevirmek istiyorlar ama biz buna izin vermeyeceğiz. Filistinliler bir gün asli vatanlarına dönecektir. Gün yas tutma, kızma günü değil. Genel Başkan Karamollaoğlu’nun dediği gibi icraat yapmalıyız. Peki, ne yapmalıyız? Kutuplaşmayı bırakıp davamız içim omuz omuza vermeliyiz. Buraya bütün partiler davet edildi. Keşke herkes burada olsaydı. Bir daha böyle bir organizasyon olursa diğer parti temsilcileri de, ‘Konu Filistin, Kudüs ise her şey teferruat’ demelidir” ifadelerini kullandı.
Erbakan’ı anma ayında iki parti lideri de Erbakan’ı anmayı unutmadı; teşekkürler.
Kudüs meselesi konusunda, yine böyle bir vesileyle, iki yıl önce yazdığım altı yazımın başlıklarını her yazımda hatırlatarak bu yazı dizisini yazdım ki ne demek istediğim sadece başlıklardan bile anlaşılsın ve “ülkemizde Adil Düze, dünyada Adil Dünya Düzeni” alanında yapılması gerekenler bir an önce yapılsın. O yazılardan birinde yazdığım bence önemli bir paragraf ile bitirelim: “Kudüs’ü kurtarabilmek için dünyadaki zulümlere ve adaletsizliklere son vermek gerekmektedir. Dünyadaki bu ‘zalim düzen’ değişip Adil Düzen tesis edilmedikçe, Kudüs’te hiçbir şey değişmez. Kudüs’ün bugün bu zulüm ve işgalin altında kalmaya devam etmesi, Sömürü Sermayesi’nin oluşturduğu dünya sömürü düzeninin ısrarla ve inatla Siyonizm’e hizmet eden uluslararası bir zalim düzene çalışıyor olmasının sonucudur. Ama bunların hepsinden de daha önemli olan şudur: Kudüs’ün bugünkü durumu, İslâm âlemini oluşturan Müslümanların maalesef Müslüman’ca yaşamıyor olmasının bir eseridir.”
Evet… “Bismillah” deyip yapılması gerekenleri bir an önce yapalım inşallah…