1967...1968...1969...AKEVLER 54 YILDIR ÇALIŞIYOR...2018...2019...2020 BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ... SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM... ADİL DÜZEN 1050 “ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR “VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17) Haftalık Seminer Dergisi; 1050. Hafta - 08 ŞUBAT 2020 - Fiyatı: www.akevler.org’a tıklamak! BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ... “ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ... *KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 1050. SEMİNER “HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?” (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9) “İ L İ M TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.” (Hadis) Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ, Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL Tel: (0212) 452 76 51 Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır. GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASI, ANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI *** *“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI İdlib’de Savaş ve yapılması gerekenLER Süleyman KARAGÜLLE *** *“SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER Kudüs de Adil Düzen’in gerekliliğini hatırlatıyor-1 Kudüs de Adil Düzen’in gerekliliğini hatırlatıyor-2 Kudüs de Adil Düzen’in gerekliliğini hatırlatıyor-3 Dünya için artık ‘Adil Dünya Düzeni’ gerekli - 1 Kudüs de Adil Düzen’in gerekliliğini hatırlatıyor-4 Reşat Nuri EROL *** FURKAN SÛRESİ- 3. Hafta أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ تَبَارَكَ الَّذِي نَزَّلَ الْفُرْقَانَ عَلَى عَبْدِهِ لِيَكُونَ لِلْعَالَمِينَ نَذِيرًا (1) الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا وَلَمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِي الْمُلْكِ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا (2) وَاتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً لَا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ وَلَا يَمْلِكُونَ لِأَنْفُسِهِمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا وَلَا يَمْلِكُونَ مَوْتًا وَلَا حَيَاةً وَلَا نُشُورًا (3) وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَذَا إِلَّا إِفْكٌ افْتَرَاهُ وَأَعَانَهُ عَلَيْهِ قَوْمٌ آخَرُونَ فَقَدْ جَاءُوا ظُلْمًا وَزُورًا (4) وَقَالُوا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ اكْتَتَبَهَا فَهِيَ تُمْلَى عَلَيْهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا (5) قُلْ أَنْزَلَهُ الَّذِي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ إِنَّهُ كَانَ غَفُورًا رَحِيمًا (6) وَقَالُوا مَا لِهَذَا الرَّسُولِ يَأْكُلُ الطَّعَامَ وَيَمْشِي فِي الْأَسْوَاقِ لَوْلَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُ نَذِيرًا (7) أَوْ يُلْقَى إِلَيْهِ كَنْزٌ أَوْ تَكُونُ لَهُ جَنَّةٌ يَأْكُلُ مِنْهَا وَقَالَ الظَّالِمُونَ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلًا مَسْحُورًا (8) انْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلًا (9) *** تَبَارَكَ الَّذِي إِنْ شَاءَ جَعَلَ لَكَ خَيْرًا مِنْ ذَلِكَ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَيَجْعَلْ لَكَ قُصُورًا (10) بَلْ كَذَّبُوا بِالسَّاعَةِ وَأَعْتَدْنَا لِمَنْ كَذَّبَ بِالسَّاعَةِ سَعِيرًا (11) إِذَا رَأَتْهُمْ مِنْ مَكَانٍ بَعِيدٍ سَمِعُوا لَهَا تَغَيُّظًا وَزَفِيرًا (12) وَإِذَا أُلْقُوا مِنْهَا مَكَانًا ضَيِّقًا مُقَرَّنِينَ دَعَوْا هُنَالِكَ ثُبُورًا (13) لَا تَدْعُوا الْيَوْمَ ثُبُورًا وَاحِدًا وَادْعُوا ثُبُورًا كَثِيرًا (14) قُلْ أَذَلِكَ خَيْرٌ أَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ كَانَتْ لَهُمْ جَزَاءً وَمَصِيرًا (15) لَهُمْ فِيهَا مَا يَشَاءُونَ خَالِدِينَ كَانَ عَلَى رَبِّكَ وَعْدًا مَسْئُولًا (16) *** جَعَلَ لَكَ خَيْرًا مِنْ ذَلِكَ تَبَارَكَ الَّذِي إِنْ شَاءَ TaBaRaKa elLaÜIy EiN ŞAyEa CaGaLa LaKa PaYRan MiN ÜAvLiKa (TaFaGaLa elLaÜIy EiN FaGaLa LaKa FaGLan MiN ÜAvLiKa) “Meşiet etseydi bundan daha hayırlını sana ca’l edecek kimse tebaruk etti” Kur’an’da 9 defa geçen تَبَارَكَ surede 3 defa geçmektedir. Sure تَبَارَكَ ile başlamıştır. Tefaul babı ile Kâinatın işbölümü içinde olduğu ve her bir parçanın diğerleri ile iş yaptığını ifade etmektedir. Parçalardan biri olmadığı zaman diğerlerinin bir değerinin olması ve hepsi birden uyum içinde olduğu halde değer kazanmasıdır. Parçalar olmasa bütünün değeri olmaz. Bütün olmasa parçaların da değeri olmaz. Allah ile kâinat böyle bir bütünlük içindedir. Kâinat olmasaydı Allah’ın var olmasının bir manası kalmazdı, parçaların da bütünlük içinde bir değeri olmazdı. Allah kâinat içinde bir bütün olarak tezahür eder. Allah olmazsa benim ne değerim olur. Topluluk ve fert de böyledir. Kişiler olmazsa topluluk olmaz, topluluk olmazsa kişiler olmaz. Bunun için diyoruz ki insan topluluk içinde özgürdür. Bardaktaki çay parçacıkları bardak içinde özgürdürler, pakette özgür değildirler. Furkan’ı abdine inzal etmiştir. Furkan’ı inzal eden hayrı da inzal edebilirdi ama inzal etmedi, düzeni öyle kurdu. Bir bahçeyi uygun miktarda sularsanız bol mahsul verir, fazla su verirseniz meyve vermez yahut bitkiler çürür. Müminlere yetecek kadar imkân vermekle onları korumuştur yoksa diğerleri gibi onlar da nankör olurlardı. Buradaki ذَلِكَ müfret tekildir. Nereyi işaret ediyor? كَنْزٌ veya مَلَكٌ kelimesini işaret edebilir. كَنْزٌ yakın olduğu için ona işaret etmiştir. كَنْزٌ’den daha hayırlı hayr ca’l eder. “Verdi” demiyor, “Hayr ca’l etti” diyor. Çünkü hayr verilmez, kıyam ca’l olunur yahut hayır birisine ca’l edilir. Yani yararlanma mülkiyetine sahip kılınır. Hayrda yararlananlar hiçbir katkıda bulunmazlar, başkaları işletir, onlar pay alırlar. Bu sebeple جَعَلَ gelmiştir. ذَلِكَ de كَنْزٌ kelimesine işaret eder, çünkü كَنْز tükenen zenginliktir, oysa خَيْر tükenmeyen zenginliktir.
... DEVAMI VE TAMAMI SEMİNERLER'DE...
|