Kudüs de Adil Düzen’in gerekliliğini hatırlatıyor - 4
“Büyük Kudüs Mitingi” vesilesiyle KUDÜS yazılarımıza devam edelim…
Önce Kudüs konusunda, yine böyle bir vesileyle, iki yıl önce bu köşede yazdığım altı yazımın başlıklarını hatırlayalım ki ne demek istediğim sadece başlıklardan bile anlaşılsın:
1. Kudüs sorunu sadece Kudüs’ün sorunu değildir (09.12.2017)
2. Kudüs teslim alınır mı; önceki gibi ve yeniden… (10.12.2017)
3. Kudüs’ten sonra; sıra Mekke ve Medine’de mi? (11.12.2017)
4. ‘Kudüs: Şimdi ne olacak?’ diyen danışman ve… (12.12.2017)
5. Kudüs için asıl yapılması gereken ve teferruat… (15.12.2017)
6. Erdoğan: “Kudüs giderse Kâbe ve İstanbul gider” (17.12.2017)
Şimdi de bu yazılardan özetler sunalım ki artık yapılması gerekenler yapılsın…
1. “Kudüs sorunu sadece Kudüs’ün sorunu değildir” başlıklı yazıdan: “Kudüs, ah Kudüs… Mescitler, ah mescitler ve de Mescid-i Aksa… Ve Mekke ile Medine dâhil, yeryüzündeki bütün mescitler, yeryüzündeki bütün camiler, yeryüzündeki bütün Allah’ın evleri… Çağımız dünyasında bir Allah’ın kulu çıkıp da bunlar gerçek anlamda mescit, gerçek anlamda cami ve gerçek anlamda Allah’ın evleri diyebilir mi? Öyleyse, Mescid-i Aksa vesilesiyle hepsini bir bir hatırlayalım… Hep dediğim gibi; gerçekten hatırlayalım ve Mescid-i Aksa başta olmak üzere, bütün mescitler için önce TEŞHİS, sonra TEDAVİ reçetelerimizi üretip uygulayalım… Bununla da yetinmeyelim; artık ağlayıp sızlanmayı bırakıp gerekenleri yapalım… Yapılması gerekenleri gecikmeden planlayıp bir an önce yapalım… KUR’AN VE İLİM rehberliğinde planlayıp yapalım… Kur’an nizamını artık hükümran kılalım… Bu işe mescitlerden başlayalım…
Buraya kadar hatırlattıklarımdan sonra derim ki: Meselenin künhüne varabildiysek, devamında, bundan önceki ‘Hak-kuvvet mücadelesi, Kur’an ve ilim, Sermaye’ başlıklı yazım ile benzeri yazılarımıza bakılabilir; devamında yazacağımız yazılarımızla birlikte… Yukarıda, ‘önce TEŞHİS, sonra TEDAVİ reçetelerimizi üretip uygulayalım…’ dedim… Mesela, aynen ulu’l-azm yani azimet sahibi peygamberler gibi yapalım… Hazreti Nuh gibi tufana hazırlık için gemimizi inşa edelim… (Çağımızda SOSYAL TUFAN var, bize göre gemi de ADİL DÜZEN olmalı; bu gemiyi inşa edelim…) Hazreti İbrahim gibi; Hazreti Nuh’un tufan sonrasında Mezopotamya’da kurduğu o çağın düzeni gibi çağımızın Adil Düzen’ini bütün dünyaya ulaştırmayı planlayalım… Hazreti Musa gibi; çağının Firavunlarına yıllarca tebliğini yaptıktan sonra, tam kırk sene çöl şartlarında yeni nesil yetiştirdiği gibi bizler de yepyeni bir nesil yetiştirelim artık… Hazreti İsa gibi; çağının zalimleri Roma İmparatorluğu mensuplarına rağmen, kısa zamanda 12 havariyi yetiştirdiği gibi bizler de çağımızın ihtiyacı havarileri yetiştirelim… Hazreti Muhammed gibi; zalim Mekke düzeninde ‘dünyalık her şeyi verseler bile’ reddedelim ve çağımızın Medine’sine HİCRET etmeyi ve orada MEDİNE ANAYASASI misali, çağımızın İNSANLIK ANAYASASI ile bütün beşeriyete ADİL DÜNYA DÜZENİNİ ulaştıralım; çünkü bütün dünya, bütün insanlık bizi bekliyor…
Hazreti Nuh ile başladım ve SOSYAL TUFAN ile ADİL DÜZEN dedim… Hazreti İbrahim gibi ADİL DÜZEN’i bütün beşeriyete ulaştıralım dedim… Hazreti Musa gibi çölde kırk yılda yeni bir nesil veya Hazreti İsa gibi hiç olmazsa 12 kişi yetiştirelim demek istedim… Hazreti Muhammed bu dört peygamberin yaptıklarının tamamına benzer çalışmalar yaptı; biz de neden Son Peygamber ile birlikte hepsini örnek alıp çalışmayalım…
Elbette, yarım yüzyıldan beri yaptığımız üzere; KUR’AN VE İLİM ile…
KUR’AN VE İLİM olmadan hiçbir şey olmaz; nitekim olamadı…
Hatırlayalım: ‘Âlimler peygamberlerin vârisleridir.’ (Hadis)
KUR’AN VE İLİM ile başlayıp ADİL DÜZEN ile noktalayalım inşallah…”
Evet… “Bismillah” deyip bütün bunları yapalım inşallah…
Yapılması gerekenleri tekrar hatırlamak için kaldığımız yerden devam edeceğiz…