Ne diyorduk, birinci yazımızın en başında, ne dedik? Hatırlayalım…
“En son yazılarımızda ne dedik? “Her şey Adil Düzen uygulamasını hatırlatıyor...”
Bu başlık altında üç yazı yazdık ve gerekli hatırlatmalarımızı yaptık…
KUDÜS meselesi işte bu merhalede bir kere daha gündeme gelince neyi hatırladık? Ülkemiz ve bütün dünya için her geçen gün daha da elzem ve mutlaka uygulanması gereken “ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN, ADİL DÜNYA DÜZENİ VE ADİL DÜZENE GÖRE İNSANLIK ANAYASASI” çalışmalarımızı hatırladık...”
Bu vesileyle bir kere daha hatırlattık...
Sonunda ne dedik?
“Her şeyden önce… Halife Hazreti Ömer zamanında kurulan düzeni… Selahaddin Eyyubi zamanında gerçekleştirilen birlikteliği… Yani… Yarım yüzyıldır hatırlattığımız… “ADİL DÜNYA DÜZENİ, İNSANLIK ANAYASASI” çalışmalarımızın dikkate alınması, anlaşılması, benimsenmesi ve uygulanması gerekmekte; aynen Millî Görüş Kurucu Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın yaptığı gibi.”
Bunlar unutulmasın!
Şubat ayı yani Erbakan’ı anma ayındayız; Erbakan Hoca’yı bir de böyle analım!
***
Ne demiştik? Şimdi Kudüs meselesini, İsrail oğullarını yani Yahudileri, İsrail ve Filistin’i, Kur’an ve Adil Düzen açısından ele alalım ve ulaşacağımız sonuca bakalım. Kudüs sorunu üzerinde, çözüm önerilerimiz ile birlikte, durmaya devam ediyoruz… İsrail devletini ve bölgede olanları iki aile destekliyor; Rockefeller ve Rothschildler.
Bu iki aile ve onların ardında olan dünyayı sömüren, bizim ‘Sermaye’ dediğimiz Siyonist güçler, özellikle Filistin’de ve İsrail’de yaşayanları birbirleriyle sürekli olarak boğuşturmak ve çatıştırmak suretiyle Ortadoğu’ya hâkim oldukları gibi dünyayı da Washington ve Londra’dan yönetiyorlar.
İşte bu güçler, Filistin ve İsrail’deki iki halkı savaştırarak da Ortadoğu’nun yani bu bölgedeki bütün ülkelerin gelişmesini önlüyorlar; buna İsrail devleti de dâhildir.
Evet… Yanlış okumadınız, dünyayı yöneten “Siyonist Yahudiler” İsrail’in yani İsrail’de yaşayan Yahudilerin de huzur ve barış içinde olmasını istemiyorlar…
İsrail’in Ortadoğu’da bir çıbanbaşı ve bir hançer gibi var olmasını, bölgedeki ülkeleri sürekli olarak rahatsız etmesini, kendi hükümranlıkları için gerekli görüyorlar…
***
Kudüs’te yüz yıldır ve günümüzde yaşananlar böyle… Peki… Kur’an ve Adil Düzen açısından bakıldığında, Türkiye ne yapmalıdır?
Çok basit ve çok sade olarak madde madde yazalım.
1) Türkiye, Allah’ın ihsan ettiği Adil Düzen’e kapısını açacak ve müspet ilme göre yorumlanmış Kur’an’ın emrine girecek, kendi ülkesinde bunları uygulayacak...
2) Türkiye, dış siyasetini Kur’an’a danışarak yürütecek, bu alanda ürettiği örnek çözümleri ve uygulamaları dünyaya sunacak, örnek bir “Adil Düzen ülkesi” olacak…
3) Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulduğu dönemde Mustafa Kemal’in “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini uygulayacak, NATO’dan ayrılacak. Kimsenin iç işlerine karışmayacak, kimseyi de iç işlerine karıştırtmayacak...
4) Türkiye hukukta “hakemlik sistemini” kabul eden devletlerle işbirliği halinde olacak. (NATO’da hakemlik sistemini kabul ederse, işte o zaman orada da kalabilir.)
Bu vesileyle bir kere daha hatırlatıyorum!
ŞUBAT yani Erbakan Hocamızı anma ayındayız ya; Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı bir de bu yönü ile anmamız gerekmekte…
Evet… “Kudüs de Adil Düzen’in gerekliliğini hatırlatıyor…”
Ve’s-SELAM/İSLÂM/BARIŞ mea’d-DUA...