Berlin’de Rusya’nın katıldığı, Çin ve ABD devletlerinin yer almadığı bir Libya Konferansı akdedildi. İngiltere ve Türkiye de yar aldı.
Sermaye dünyayı ikiye bölüp savaştırma peşinde. Çin ve ABD bir taraf, Rusya ve Avrupa Birliği bir taraf olacaklardır. Bu planlardan biridir.
Dünyada bugün Türkiye en etkin bir rol oynuyor. Bunun başlıca nedeni Türkiye’nin bulunduğu yerdir. Büyük güçler Türkiye’yi birbirlerine bırakamıyorlar. Küçük devletlerden birine Türkiye’yi vermek istiyorlar. Türkiye ile savaşabilecek komşu küçük devlet ancak İran olabilir ama onu hiç istemezler. Türkiye ile komşu devletlerden birini çatıştırıp ikisini de yok ettikten sonra başta Yunanistan’ı, İsrail’i, Bulgaristan’ı, Kürdistan’ı İstanbul’da oturtmak istiyorlar.
Onların başarısızlıkları İran ile Türkiye’nin arasını açmayı başaramamalarından kaynaklanıyor. Türkiye ile Mısır’ı savaştırmayı planlıyorlar ama olmuyor.
Berlin Konferansı Çin ile ABD’yi birleştirme planı gibi gözüküyor. Sermaye’nin oyununa gelecek bu iki güç birleşip savaş çıkarabilir. İran ve Türkiye eğer Batı tarafında kalırlar ise yenmeleri mümkün değildir. Araplar birkaç hafta içinde teslim olurlar. Mısır’da İhvan yeniden bayrağını dikebilir. Mursi yoktur ama daha akıllı bir Mursi çıkabilir.
Avrupa gurubu dünyaya hâkim olur. Türkiye başta olmak üzere üçüncü binyıl uygarlığını kurabilirler. Bize göre Kur’an’ın işaretleri de bu doğrultuda çıkıyor. Ortada sorun vardır, o da Sermaye sorunudur. İngiltere bu fotoğrafta yerini aldı, kimi temsil ediyor, krallığı mı yoksa aileyi mi? İşte burası daha çözülmemiştir. Doğu-batı yerine merkez-taşra olarak adlandıracağımız bu gruplamada İngiltere hangi kimliği ile katılacak? Merkez blok Hindistan’ı da yanına almalıdır.
Türkiye Avrupa ile Rusya’yı bir araya getirdi. Şimdi ona düşen Hindistan ve Pakistan’ın arasını bulup onları da merkez bloka çekmektir. Rusya’nın işi de aileyi ikna edip faizli sömürü sisteminden ve terör siyasetinden vazgeçirmek olmalıdır. Bundan sonra Çin ve ABD’nin ortak güçleri merkez güçlerini yenmeye yetmez ve üçüncü cihan savaşı çıkmadan üçüncü binyıl uygarlığı kurulabilir.
Bloklaşmalar, savaşlar ve sonunda bir tarafın galip gelmesi fazla bir şey değiştirmez. Türkiye dünyaya dünya ilahi düzeni ortaklık düzenini anlatabilir, üçüncü binyıl düzenine inandırabilir. Sosyal tufan olmadan da üçüncü binyıl kurulabilir. Bunun için önce Erdoğan bunu anlamalıdır. Erdoğan’a bunu anlatacak bir güç maalesef gözükmüyor. Erdoğan hala Millî Görüş gömleğini giymemekte ve hala Adil Düzen’e kulak vermemektedir; bu hem kendisini hem partisini hem Türkiye’yi hem dünyayı uçuruma doğru sürüklemektedir.
Erdoğan’ın bunu anlamasının yolu ordunun ikna edilmesidir. Ordu ikna edilirse Erdoğan orduyu her zaman dinler. Burada özellikle dinler. Orduyu ikna onunla görüşerek ikna etmek demek değildir. Eğer siz Erbakan gibi görüşleri ortaya koyar halka anlatırsanız, ordu uzaktan takip eder ve başaracağınızı görürse ve yapılacaklar hak ise sizin yanınızda ulusun yanında yer alır. Necmettin Erbakan bunun son örneğidir.
Ulusa dolayısıyla orduya bunu bir ilim adamı anlatabilir. Dün bu ilim adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan olmuştur. Akevler’le işbirliği yapan Erbakan orduya Adil Düzen’i anlatabilmiş ve o sayede bugün Erdoğan cumhurbaşkanıdır. Bugün de Erbakan’ın yerini alacak bir kişi vardır, o da Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’dur. Başbakanlık yapmış bir ilim adamıdır. Türkiye’nin dış siyasetini o kurmuştur ve hala güzel meyveler alınabiliyor. Erdoğan’ın ekonomi uygulamalarının mimarı da şimdi yeni parti kurmaya çalışıyor. Kendi yanlış siyasetlerinin Türkiye’yi uçuruma götürmüş olduğunu görmüyor, kendisi parti kuruyor. Yaptığı yanlıştır. Muhalefeti parçalamak kadar iktidarı parçalamak da bize göre yanlıştır.
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun görevi de Ak Parti’yi parçalamak olmamalıdır, Ak Parti’ye ve diğer partilere Adil Düzen’i anlatmak olmalıdır.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan CHP ile koalisyon, MHP ile seçim ittifakı yaptı, AP’yi dışarıdan destekledi, Turgut Özal’ı İzmir’den aday yaptı.
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun görevi de cephe kurma olmamalıdır. Davutoğlu’nun görevi ulusun birliğini, hatta Erbakan gibi insanlıkta birlik ve barışı sağlamak olmalıdır.
Ali Babacan’a da önerim, parti kurmaktan vazgeçip Ak Parti’ye veya Gelecek Partisi’ye katılmasıdır.