“2019 da bitti, hayırlısıyla 2020 başladı” demiştim önceki bir yazımın en sonunda; bir de geçmiş 10-20 yıl var, gelecek 10 yıllar var; ayrıca geçen 100 yıl - gelecek 100 yıl var!
Şahsen yani kişi olarak, ülke olarak ve insanlık olarak muhasebeler yapmalıyız…
“Hâsibûenfüsekümkable en tuhâsebû / hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz” hadisini hatırlayasım ve hatırlatasım geldi; geçen yıl ve geçen nice 10 yıllar için…
Bu konuda nice yazılar yazdım ama bu sefer Çelik Erengezgin hem bir şiir (nazım) hem de bir düzyazı (nesir) gönderdi; yeni yılı bu sene onun hatırlattıklarıyla karşılayalım…
Evet… Çelik Erengezgin’in şiir ve düzyazı olarak yazdıklarını okuduk. Bugün (yani dün) benzer bir değerlendirme ile karşılaştım, onu da değerlendirmemiz gerekiyor... Nedir o?
Bir dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en yakınındaki isimlerden olan, sekiz yıl boyunca metin yazarlığını yapan eski AK Partili milletvekili Aydın Ünal, iktidara yönelik eleştiri ve uyarılarını önümüzdeki 10 yıl için de sıraladı.
“ON YIL BİTERKEN” başlıklı Aydın Ünal yazısının son bölümünde şu başlık var:
“GELECEK 10 YIL: YORGUNUZ…” Devamını okuyalım…
“Türkiye’nin son 10 yılı hepimizi epeyce yordu. Çatışmalar, kavgalar, çekişmeler, darbe girişimleri, yüzlerce şehit verdiğimiz terör saldırıları, seçimler, ekonomik çalkantılar, Suriye krizi, uluslararası gerilimler. 10 yıl boyunca yılmadan ve yorulmadan verdiğimiz kavga, sergilediğimiz şanlı direniş, 10 yıl biterken, iyi yönetilemeyen ekonomi, kibir, lüks, şatafat görüntüleri, yolsuzluk iddiaları, çözülemeyen sorunlar, yönetilemeyen krizler nedeniyle hepimizi yılgınlığa, yorgunluğa, biraz da ümitsizliğe sevk etti.”
Kişisel bloğunda 2020 ve gelecek 10 yıl değerlendirmesi yapan Ünal, “Son 10 yıl biterken, iyi yönetilemeyen ekonomi, kibir, lüks, şatafat görüntüleri, yolsuzluk iddiaları, çözülemeyen sorunlar, yönetilemeyen krizler nedeniyle hepimizi yılgınlığa, yorgunluğa, biraz da ümitsizliğe sevk etti” dedi.
Yeni bir 10 yıla girerken geleceğin belirsiz durumda olduğunu belirten Ünal, “Türkiye değişirken, seçmen değişirken, AK Parti, en güçlü değişim iradesine ve dönüştürücü kadrolara sahip olmasına rağmen, yeni durumları okumak yerine karanlık eskinin dinamiklerine yöneliyor” eleştirisini yöneltti.
Son dönemde Erdoğan ve AK Parti yanında saf alan Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Doğu Perinçek, Cem Uzan gibi isimlere de gönderme yapan Aydın Ünal, “AK Parti’nin dilinin ve politikalarının kucaklayıcılıktan, artık alıcısı olmayan ‘beka meselesi’ gibi söylemler ve hamaset soslu kuru milliyetçiliğe evrilmesi ne kadar hazin” ifadesini kullandı.
Ünal, “AK Parti teşkilatlarının, partinin içine bir virüs gibi giren, liyakatsizliği ve tasfiyeyi bir hastalık gibi yayan Pelikan Örgütü ve onun her alanda açtığı hasar karşısında ümidini gittikçe yitiriyor olması ne kadar da vahim. 2019 biterken, ekonomik krizin ağırlığının artıyor olması, krizi çözmeye yönelik adımın atılmaması, ekonomi kadar, milli eğitimde, kültürde, ailede, demokratikleşme adımlarında Türkiye’nin 2002’nin dahi öncesine yöneldiği algısının güçlenmesi ne kadar trajik” yorumunu yaptı.
“2020’ye ve yeni 10 yıla yorgun giriyoruz” diyen Ünal, “Bir kutlu hikâyenin, arkasında ağır hasar bırakarak sona ermesi de mümkün” görüşünü dile getirerek şunları kaydetti.
“2020’nin Türkiye için bir dönüm noktası olacağı şimdiden görülüyor: Ya AK Parti toparlanacak, 2020’leri şekillendirecek; ya da Türkiye, sanki arası hiç yaşanmamış gibi karanlık eskiye dönecek.
Bir de şu var: Gözümüzün önünde böyle büyük riskler varken, susacak mıyız, konuşacak mıyız?
2020 sonunda konuşmanın pek faydası olmayabilir; konuşacaksak, şimdi konuşmalıyız.”