28. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi, “Yeni Bir Dünya İçin: Barış, Adalet ve Merhamet” temasıyla, 28 yıl sonra, 14-15 Aralık’ta, İstanbul’da değil de Ankara’da yapıldı. Oradaydım. İzlenimlerimi ve değerlendirmelerimi yazsam birkaç yazı olur! Detaylar her gün Millî Gazete’de yayımlandı. Ben sadece “Sonuç Bildirgesi” ile yetineyim!
7. Yaşadığımız sorunların müsebbibi, yalnızca İslam coğrafyası üzerinde emelleri olanlar değildir. İslam ümmeti olarak bizler de yaşadığımız problemler için öz eleştiri yapmalıyız. Allah’ın emrettiği birliğin, İslam kardeşliğinin önüne maalesef mezhep, meşrep, ırk ve coğrafi mensubiyetler konulmaktadır. Kalkınma yolunda daha etkin işbirliği yapmak varken, Müslüman ülkelerin dünya üretimindeki payının %5, dış ticaret toplamı içindeki payının %8, kendi aralarında yaptığı ticaretin oranının ise, %15 düzeyinde kalması düşündürücüdür.
8. Bütün bu tespitler ışığı altında Müslümanların sorumluluğunun daha da ağırlaştığı açıktır. Tarih boyunca Müslümanlar insanlığa barış, adalet ve huzur getirmişlerdir. Ahlak, adalet ve merhamet ilişkisi ile İslam, bütün insanlığa yönelik evrensel bir vizyon ortaya koymuştur. Günümüzde bu vizyon yeniden tefekkürle ve hikmetle okunmalıdır.
9. Batılı toplumların adalet anlayışı, yeryüzüne barış ve huzur getiremez. Yeryüzünün barış yurdu olması için, birlikte yaşama ve barışa dayalı ahlak güçlendirilmelidir. Ahlakın gücü yerine, gücün ahlakına inanarak etnik, kültürel ve yaradılış gayesini hiçe sayan ırkçı akımlarla mücadele etmeliyiz.
10. Adalet, insanlık için kutup yıldızı gibidir. Sevgi ve merhametin kurduğu düzen, ancak adaletle sürdürülebilir. Adaletin olmadığı yerde ahlak da olmaz. Adalet ve merhamet ile akıl ve kalpler özgürleşmelidir. Merhamet ve meveddetin kalesi olan ailenin İslam toplumunun temeli olduğu bilinci ile kadın ve çocuklarımızın eğitimine önem verilmeli, bunu sağlayacak sivil toplum kuruluşlarının kapasiteleri geliştirilmelidir.
11. İslam kimliği bütün Müslümanlar için siyasi, toplumsal, mezhebî her türlü kimliğin üstündedir. Bilmeliyiz ki; ülkelerimizde ve dünyada barış; öncelikle Müslümanların birliği ile sağlanacaktır. Yeniden kardeş olma bilinci ile İslam dünyası gücünün ve potansiyelinin farkına varmalı; teknik, ticari, ekonomik, kültürel, sosyal tüm boyutlarıyla hakiki manada birlikteliği hayata geçirmelidir. İslam coğrafyası sahip olduğu imkân ve insan potansiyelini ortak paydada buluşturacak bilim, teknoloji ve sanayi stratejileri oluşturmalı, dijital fırsatlardan istifade etmelidir.
12. Müslümanlar bölgesel taassuplardan arınıp bir araya gelmeli, İslam Birliği’ni tesis etmelidir. Bu amaçla yeryüzünde sömürüyü, adaletsizliği, eşitsizliği ve baskıyı kaldırmak için kurulan D-8 ve Müslüman ülkeler arasında birlik ve dayanışma için kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı güçlendirilmeli ve kuruluş gayelerine göre harekete geçirilmelidir.
13. İslam’ın asil metotları ve insanlığın müktesebatından faydalanarak, hak ve adaleti üstün tutan “Yeni Bir Dünya” idealini gerçekleştirmek mümkün ve elzemdir. Bu kapsamda İslam Ülkeleri Birleşmiş Milletler Teşkilatı kurulmalıdır. İslam Ülkeleri Ekonomik İşbirliği, İslam Ülkeleri Ortak Para Birimi, İslam Ülkeleri Savunma İşbirliği, İslam Ülkeleri Bilim ve Kültür İşbirliği öncü çalışmaları hızlandırılmalıdır.
14. Filistin işgalden kurtarılmalıdır, çünkü Kudüs Müslüman idaresi altında ancak barış ve huzur bulur. Doğu Türkistan, Myanmar ve Arakan’da Müslümanlara yönelik zulümler sonlandırılmalıdır. Keşmir’deki zulüm ve baskılar durdurularak geleceklerine kendilerinin karar verecekleri bir referandum yapılmalıdır. Yemen, Libya ve Suriye’deki iç çatışmalar sona erdirilerek toplumsal istikrar sağlanmalıdır. Bangsamoro’nun ekonomik ve sosyal yönden kalkındırılması için gerekli iş birliği ve destekler sağlanmalıdır.
Bu şuur ve ümitle; 28. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi’nin, Barış, Adalet ve Merhamet temelinde “Yeni Bir Dünya”nın kurulmasına vesile olmasını diliyoruz. Kongre delegeleri olarak yeryüzündeki her türlü baskı, dayatma, haksızlık ve sömürüye karşı tavır almayı insani bir erdem kabul eden herkesi, hak ve adalet merkezli bu mücadeleye davet ediyoruz. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!