Ne diyorduk?
“KUR’AN VE İLİM çalışmalarımız yarım yüzyıldan beri var ve son yıllarda, son on yıllarda günlük ve haftalık olarak devam ediyor; değişik vesilelerle bunu hep hatırlatıyorum…
‘S.O.S.yal Tufan’ seviyesindeki sorunların hayatımızın dinî, ilmî iktisadî, idarî/siyasî yani her alanını sardığını ‘teşhis’ olarak her vesileyle hatırlatıyoruz; ‘tedavi’ reçeteleriyle…
KUR’AN çalışmalarımızla, ‘S.O.S.-yal Tufan’ seviyesindeki bu sorunlara önce ‘teşhis’ koyuyor, sonra KUR’AN VE İLİM merkezli ‘tedavi’ reçeteleri üretiyoruz...
‘Teşhis’ dedim de; herkes kendince teşhis koyuyor ama ‘tedavi’ reçetesi üreten yok.”
Evet…
Tespit ve teşhisler çok ama tedavi ve çözüm reçeteleri üreten yok!
***
‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ (Hadis) demeyi de düşledim ve ‘bizden değildir’ iki kelimesinin derinlerine inmeyi de düşündüm ama şimdilik erteliyorum!
‘Mesela’ diyelim bugün de ve başlayalım… “İnceldiği yerden...” başlığı sonrasında, söze şöyle başlıyor Abdurrahman Dilipak: “Hep yazıp söylüyorum: Bu kapitalizmin krizidir. Bir dönem, “kavramları ve kurumları ile” yıkılıp gidiyor. Daha önce faşizm ve komünizm yıkıldı. Şimdi yıkılmakta olan kapitalizm ve ona dayalı ya da tersi, Siyonizm’dir.”
“CB Erdoğan’ın Beyaz Saray görüşmesi ‘yeni dünya düzeni’ konusunda önemli bir test yerine de geçebilir…” başlıklı bugünkü (12 Kasım) yazısında, Fehmi Koru demiş ki: “İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya düzeninin temelleri galip ülkelerin en üst düzey temsilcilerinin katılımıyla Kırım/Yalta’da yapılan toplantıda (4-11 Şubat 1945) atıldı.”
“Görüntülü mesaj” başlıklı bugünkü (12 Kasım) yazısına Ergün Diler şöyle başlamış: “İSTANBUL’UN göbeğinde İNGİLİZ BİR AJAN öldürüldü. Eylül ayında KRALİÇE ile görüşen ve işkence edilerek öldürüldüğü iddia edilen kişi eski İngiliz istihbarat subayı James Gustaf Edward Le Mesurier...” Ve şöyle bitirmiş: “Kissinger ne diyordu; Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin... Hiçbir şey, güçten daha afrodizyak değildir... Adam anlatmış her şeyi değil mi!?.”
Bugünkü tespit ve teşhislerin bir kısmı da (siyanürle intiharla birlikte) böyle…
Peki ya çare, çözüm ve tedavi reçeteleri?!.
Ve…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de olacak, siz bu satırları okurken…
***
1037’nci yani geçen haftaki seminer notlarımızdan bölümlerle devam edebiliriz…
KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızdan söz ettim yine yazımın en başında; son (1037’nci hafta) seminer notlarımızdan bir bölümü aktararak devam edelim, tedavi niyetine…
“Bizim eğitim sisteminde tüm eğitim kurumlarında hikmetleri ile Fıkıh okutulmamıştır. Şimdiye kadar tedvin edilen Fıkıh ve Usulü Fıkıh illetleri ve hükümleri içeriyordu. Şimdi ise illetlerin yanında hikmetleri de anlatılmalıdır.
İstanbul Yenibosna’da (beş hafta önce, haftalık) Usul derslerine başladık. Neler yapacağımızı planlarken bir eksiklik hissediyor, bir türlü bulamıyorduk. Bu ayet (Nur Sûresi 27’nci ayet) onu anlamamızı sağladı. Neler yapmayı nezrediyoruz? a) Müsellemü’s-Sübut’un şerhsiz metni çıkarılacak. b) Bu metin harekelendirilecek. c) Arapça kelimelerle Türkçe cümleler yani tercüme yapılacak. d) Kelimelerin lügat manaları bulunacak. e) Kelimelerin ıstılahi manalarını içeren lügat yapılacak. f) Arapça cümleler Türkçeye çevrilecek. g) Misaller güncelleştirilecek. h) Tartışmalar özetlenecek. i) Görüşlerimiz ortaya konacak. j) Hükümlerin illetleri yanında hikmetleri de bulunacak.” Devamında çağımızın büyük ihtiyacı olan Fıkhİ çözümler yazılacak, inşallah...
Ayetteki “leallekümtezekkerûn” ifadesi bunu bize bildirmektedir.
Ve’s-SELAM/BARIŞ mea’d-DUA…