Makaleler yazmak; onlarca yıldır her gün bu köşede makaleler yazmak…
KİTAPLAR yazmak; bu makaleleri kitaplaştırmak veya özel kitaplar yazmak…
Hocalarım veya kimi okuyucularım zaman zaman ‘yeni kitap olsun’ diyorlar…
‘Olabilir ama yeni nesiller pek kitap okumuyor’ diyor ve düşünüp duruyorum…
Bu düşüncelerin eseri olarak yeni bir şeyler yapmak gerek; sadece ‘yazmak’ değil aynı zamanda ‘yapmak’ gerek… Son zamanlarda, son yıllarda yapmaya çalıştığımız bu…
Bir müddet sonra sadece yazdıklarımızdan değil, ayrıca yaptıklarımızdan ve ‘şekilde görüldüğü yani falan yerde yaptığımız gibi…’ diyeceğimiz ‘örnek uygulamalar’ olacak…
Yarım yüzyıldan beri yaptıklarımızın yanında, ikinci yarım yüzyılda artık ‘örnek uygulamalar olmalı’ diyor, bu yönde de önemli örnek olası adımlar atıyoruz elhamdülillah…
Millî Görüş hareketi ikinci yarım yüzyılında böylesi bir hamle yapmalı…
Nitekim yapmaya ve ilk örneklerini ortaya koymaya başladı…
Saadet Partisi’nin kongresi böyle de değerlendirilmeli…
Saadet’le gelecek olan örnek uygulamalarla gelmeli…
SOS-yal Tufan seviyesindeki sorunlar giderilmeli…
Demek istediğimi önceki yazılarıma atıfta bulunarak açıklamalıyım ki anlaşılsın.
Önceki ay ne dedik ne yazdık, hangi uyarıları yaptık, yazılarımızın başlığı neydi?
“Uyarı: Vatan, toprak, su, gıda ve beka sorunu”; bu başlıkta ‘ALTI yazı’ yazdık.
Devamında ne dedik ne yazdık, hangi uyarıları yaptık, yazılarımızın başlığı neydi?
“On yıl önce-on yıl sonra; yine tarım ve tohum”; bu başlıkta ‘SEKİZ yazı’ yazdık.
Bu ‘uyarı yazılarımızı’ yazarken ‘İstanbul Depremi’ oldu, ‘deprem’ yazıları yazdık...
Aslında Ağustos ayında da, yirmi yıl önceki 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi vesilesiyle de iki yazı yazıp hatırlatmalar yaptık, uyarılması gerekenleri uyarmak için…
Yazı başlıklarımızı hatırlayarak başlayalım:
-“17 Ağustos Marmara Depremi vesilesiyle uyarı!” 18 Ağustos 2019
-“İstanbul’un/Dünyanın Depremi; Sosyal Tufan!” 19 Ağustos 2019
(SOS-yal Tufan! demişken biraz duralım ve düşünmeye başlayalım; son olaylara ayrı ve özel bir parantez açalım… Çünkü hayatımızın dinî-ilmî-iktisadî-idarî/siyasî her alanı S.O.S. veriyor ama duyması gerekenler duyuyorlar mı, yapılması gerekenleri yapıyorlar mı; yoksa ‘kör-sağır-dilsiz’ davranışlarını mı sürdürüyorlar… Ispanak zehirlenmelerinin sebepleri ve sonuçları bize her öğündeki ekmek başta yediğimiz nice kimyasalları ve zehirleri hatırlatmalı… Son olarak İstanbul’un göbeği Fatih’te intihar eden dört kardeşin ve benzerlerinin sosyoekonomik travmaları ve sonuçları bizi ürkütmeli… Devasa Şehir Hastaneleri artık ‘SOS-yal Tufan’ seviyesine ulaşmış olan bu devasa sorunların ve hastalıkların çözümü değildir; ilgili ve yetkililerin bunu idrak edip daldıkları derin gaflet uykularından uyanmaları için daha ne gibi ‘musibetler’ bekliyorlar ‘nasihat’ olması için!?)
Bu parantezi uzatmak mümkün, bunlara benzer nice sorunları hatırlatarak… Ne dedik, neleri hatırlattık? “Uyarı: Vatan, toprak, su, gıda ve beka sorunu”; “On yıl önce-on yıl sonra; yine tarım ve tohum”; ve diğer uyarılarımız ile diğer hatırlatmalarımız… Yukarıda sözünü ettiğim Ağustos ayındaki ikinci yazımızın bir bölümü ile hatırlatmalara devam edelim:
“Siz hatırlayana değil de hatırlatan Allah’a ve hatırlatan sebeplere bakın…
Hayatımızın dinî/ahlâkî, ilmî, iktisadî, idarî/siyasî sorunlarını hatırlayın…
Sadece İstanbul ve Türkiye’de değil, bütün dünyada yaşanan sorunlar…
SOSYAL TUFAN diyoruz biz bütün bu sorunlara; yıllardan beri…
Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen çare/çözümlerimizle birlikte…
Summun/bukmun/umyun müptelaları bu nasihatlere ilgisiz!!!
Binlerce nasihatlerimize ilgisizler bir ‘musibet’ beklemekte…
Marmara Depremi Musibeti nasihat olup yetmedi mi?!”
Bütün bu S.O.S. seviyesindeki ‘SOS-yal Tufan’ uyarıları hâlâ yetmedi mi?!