Önceki yazımızın en sonunda dediklerimizle başlayalım… Ne demiştik? “Gelecek yazıda ‘ÜLKEMİZDEKİ EKONOMİ, HUKUK VE SİVİL SAVUNMA SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ’ üzerinde duralım, inşallah… Öyle yapacağız; ilgili ve yetkililerin gereğini yapmaları dua ve dileklerimizle…”
Evet… “BİRİNCİ SORUN BİLGİSİZLİKTİR” dedik ve önceki yazıda hatırlatılması gerekenleri yazdık… Kaldığımız yerden devam ediyoruz…
İKİNCİ SORUN EKONOMİK SORUNDUR
Ülkemizde emeğin ancak yarısından yararlanabiliyoruz.
Bizim hesaplarımıza göre ülkemizdeki işsizlik oranı yüzde 50’dir. Yarı emeğimiz boşa gidiyor. Boşa giden bu emeği değerlendirip muasır medeniyetin fevkinde/üstünde ‘depreme dayanıklı binalar’ yapacağımıza, deprem olunca ‘ah vah’ ediyor, binalarımızın yıkıldığını yazıp söylüyor ve bu duruma acıdığımızın, çok üzüldüğümüzün figanı ile avunuyoruz!
Daha doğrusu, dün de yazdığım üzere; lafı eveleyip geveliyor, bir türlü sadede ve “sistem, düzen, yeniden yapılanma” yani “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”e gelemiyoruz…
Ülkemizdeki emeğin yarısı neden boşa gidiyor?
Bunun tek sebebi vardır;
Batı’nın sömürü aracı faizli zalim düzen...
Diyeceksiniz ki…
Bu ‘faizli zalim düzen’ Batı’da gayet güzel gidiyor da bizde niye gitmiyor?
Gitmiyor, çünkü faiz sömürü aracıdır.
Onlar sömürüyor, onlar için iyidir; biz sömürülüyoruz, bizim için kötüdür.
“Faiz dünya gerçeğidir” diyen zihniyet aslında işte bunu ilan ediyor; yani ‘sömürülme dünya gerçeğidir, sömürülmeye devam edeceğiz!’ demek istiyor...
Millî Görüş gömleği olmayınca ancak bu kadar!
Hâlbuki…
“ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”deki “Faizsiz Çalışma Kredisi” müessesesini ve “KOOPERATİF” sistemini kullanarak ülkemizin âtıl bulunan emeğini harekete geçirerek, projelerini hazırlamış olduğumuz “Yüz Dairelik Lojmanlı İşyeri Apartmanları” şehirlerde ve köylerde yani ülkemizin her tarafında -özellikle de fay hatlarının olduğu deprem bölgelerinde- inşa edip halkımızı oralara taşımamız gerekir...
Bu sayede bir taraftan “DEPREM”, diğer taraftan “İŞSİZLİK” ancak böyle yani “FAİZSİZ ADİL EKONOMİK DÜZEN” ile etkisiz hâle gelir, sorunlar çözülür...
Bir taraftan genel olarak “ADİL DÜZEN”, diğer taraftan “ADİL EKONOMİK DÜZEN” uygulaması sayesinde ülkemiz dünyaya örnek bir ülke hâline getirilir…
Sonra, o uyduruk malum şeyler değil de, işte bu düzen yani “ADİL DÜZEN” ve “ADİL EKONOMİK DÜZEN” dünyaya ihraç edilir, insanlığa faydalı olunur…
Üçüncü sorun ile devam edelim…
ÜÇÜNCÜ SORUNUMUZ HUKUK SORUNUDUR.
Marmara Depremi’nde Yalova’da binalar yıkılıyor, sorumlu Veli Göçer oluyor!
Oysa Veli Göçer kaçak inşaat mı yapmış, projesi olmayan inşaat mı yapmış, Belediye’de tasdik ettirmemiş mi, inşaat yaparken sorumlu mühendis bulundurmamış mı, odalardan onaylı kalfa çalıştırmamış mı?
Hayır!
Bunların hepsini yapmış…
Müteahhit daha ne yapacaktı?
Projesi ‘Bakanlığın yönetmeliğine’ uymamış mı?
Bunların hangisi olmamışsa sorumlu odur, yani ülkemizde var olan yönetim sistemidir.
Bu ‘sistem sorununu’ hep hatırlatıyoruz, bu vesileyle tekrar hatırlatmış olalım.
(Kaldığımız yerden yani ‘hukuk ve sivil savunma sorunları’ ile devam edeceğiz…