Kur’an’da çağımızdaki her sorunun çözümü var
Önceki yazımın başlığında ne dedim?
“Kadını koruma Kur’an’da; sadece Kur’an’da…”
Yazımın içeriğinde, başlığından anlaşılacağı üzere, çözüm olarak KUR’AN var.
KUR’AN VE İLİM çalışmalarımız 1027 haftadan beri devam ediyor…
Kur’an’da, kadına şiddet vs dâhil, her sorunun çözümü var…
KUR’AN VE İLİM 1026’ncı hafta çözümleri neler?
Birkaç bölümdeki çözümleri birlikte okuyalım.
***
Dolar veya TL karşılıksız bir paradır. Altın, karşılığı olan bir değerdir. TL’nin karşılığı Merkez Bankası’nın ona yüklediği değerdir. Kâğıt parçası ama karşılığı faiz! Bundan dolayıdır ki enflasyon olmaktadır. Varsayalım Merkez Bankası TL’yi veya Dolar’ı bastı ve piyasaya sürdü. Onun karşılığında piyasada altın çoğaldı. O zaman hak Merkez Bankası’nın hevasına uymuş olur. Bunun anlamı şudur. Bizim isteğimizle kâinatta yoktan madde oluşsaydı yahut enerjiyi üretebilseydi, onlar bizim emrimize girip var olup yok olsaydı denmiş olurdu. Biz hiçbir şeyi var veya yok edemeyiz. Biz mevcut olanları kullanır ve onlardan yararlanırız. Alışveriş, var olan bir şeyin birinden diğerine geçmesidir. Hakkın yer değiştirmesidir. Oysa faiz hakkın yoktan icadıdır. Bundan dolayıdır ki faizli düzen batacaktır.
***
Mecliste toplanıyorlar, bir el fazla kalktı mı kanunlar değişiyor! İçtihatlarını yapmıyorlar. İlim adamları değil de siyaset şarlatanları istedikleri gibi oynuyorlar veya oynamıyorlar. Hıristiyanlığın hâkim olduğu zaman Batı’da büyük ilim adamları yetişmiş, Batı hukuku da hayli ileri gitmişti. Şimdi kiliseden i’raz edince heva ve heves hâkim olmaya başlamıştır. Acıdır ki Papa bile artık ekseriyetle seçilmektedir. / Oysa bundan önce kapalı yerde azalar toplanır, sonunda ittifaka varır, ocaklarını yakarak dumanla seçtik müjdesini verirlerdi. Sonra ittifakla seçtiklerini ilan ederdi. Halife Ömer halefini seçen heyet oluşturmuş, oğlu dâhil iki kişiyi de kapıya koymasını önermiş. Seçim olmadan dışarı çıkan olursa kafası uçurulacaktı. Halife Osman böyle seçilmiştir. / Demek ki üçüncü binyılın işçilik düzeninde olanların, faizli düzende olanların tümü kendilerine gelen zikirden, içtihat şeriatından i’raz ediyorlar. Karşılıksız faizli nakde ve baskı ile oluşturdukları ekseriyet oyuna göre hareket ediyorlar.
***
Biz bu seminerlerde yorumlar yaparken bazı varsayımlara dayanarak yorumluyoruz.
1- Kur’an’ın birinci uygulaması başarılı bir şekilde ömrünü doldurmuştur, şimdi Kur’an’ın ikinci uygulaması dönemine girmiş bulunuyoruz.
2- Kur’an’ı birinci uygulamadaki yorumlama usulü ile yorumlayacağız. Kur’an’ı yorumlayan sahabelerin icmalarını Kur’an’ın anlamı olarak kabul edeceğiz ve o yorumlardan sapmayacağız. Öğle namazı dört rekâtsa ve bu da Kur’an’ın onluk sistemine uygunsa artık bunu iki rekâta indirmeyeceğiz.
3- Kur’an’ı bugün bize nazil olmuş kabul ederek günümüzün meselelerini, çağımızın sorunlarını Kur’an’a dayanarak çözeceğiz. Kur’an geçmişte yazılmış ve orada kalmış ölü bir kitap değildir, Allah’ın bize bugün söyledikleridir.
4- Kur’an’dan anladıklarımızı uygulayacağız. Başarırsak doğru anlamışız demektir. Başaramazsak yanlış anlamışız, yeniden yorumlayarak uygulayacağız demektir. Başarısızlık halinde yeniden içtihat yapma sistemi kıyamete kadar devam edecektir.
5- Uygulama semt (sokak veya karye/köy) ve bucak (kabile) çapında yapılacak, herkes kendi zikri (içtihatları) içinde uygulama yapacak, böylece hakka süratle yaklaşılacak.
Yukarıdaki varsayımları yanlış bulanlar bizimle varsayımlar üzerinde tartışmalıdırlar, büyük bir memnuniyetle dinlemeye hazırız.
6- Biz başkalarının bizim gibi yapmalarını değil, kendi zikirlerine göre yapıp yaşamalarını istiyoruz, böylece onların uygulamalardaki başarıları bize de delil ve örnek olur.