Siyaset sorunu sırada… Sağlık sorunu sırada… Sayısız sorun sırada… Sorunlar sıralarını yani yazılmalarını bekleyedursun, biz yeniden tekrar hatırlatalım: İnsanlık işçilik düzeninden ortaklık düzenine geçmekte; faize dayanan karşılıksız paranın yerini emeğe dayanan altın bono alacak; bundan sonra sadece bunları kabul edenler başarıya ulaşacaktır. Biz net konuşuyor net yazıyoruz; aksini iddia edebilen varsa, buyursun beri gelsin.
Durumu maddeler halinde bir kere daha hatırlayalım.
1-Genel durum öz olarak şöyledir. İnsanlık uygarlaşmıştır. Hemen herkes işçi durumundadır. Artık kimse kendi ürettiğini tüketmiyor.
2-Bundan önceki asırda işçi açığı vardı. İşyerleri azdı. İnsanlar işçi arıyor ama bulamıyorlardı. Şimdi ise herkes işini bulmuştur, işyeri açığı vardır. Yani işyerleri işçi bulamadıkları için eksik kapasite ile çalışma durumuna gelmişlerdir.
3-Bundan önce sermaye terakümüne yani birikimine ihtiyaç vardı. O sayede yeni işyerleri kurulabiliyordu. Bunun için faizli işletmeler kurulabiliyor idi. Para parayı kazanıyor, yeni işyerleri kuruluyor, açıkta olan işçiler iş bulma imkânına kavuşuyordu.
4-Şimdi ise sermaye yeni işçi bulamıyor. Dolayısıyla faizle biriken imkân yatırım yeri bulamıyor. Daha doğrusu yeni işçi olmadığı için diğer fabrikalar da kapanıyor.
5-Sermaye artık ekonomik rekabet içinde dengesini kuramıyor. Dengeyi barışta değil de sadece savaşmakta buluyor. Savaş veya anarşi oluyor.
6-Mevcut zalim düzende, karşılıksız faiz parası ekonomik dengeyi sağlayamıyor. Yeni işçi bulamadığı için yap-işlet-devret yatırımlar yapamıyor. Bu düzen bugün ayaktadır, çünkü daha önce üretilenler tüketiliyor. Şöyle ki, daha küçük sermayeler eleniyor, iflas ediyor, onların kalıntıları daha büyük sermayeler tarafından paylaşılıyor, hayat böyle devam ediyor.
7-Firmalar büyüyor, sermayeler azalıyor, ‘birleştik ve güçlendik’ diyorlar. Aslında ‘iflas ettik ve daha büyük firmaya teslim olduk’ demeleri daha doğru gözüküyor.
8-Birkaç sene daha bu şekildeki ‘zalim dünya düzeni’ kör topal faizli sistemde devam eder. Faizli işçilik sistemi dünya için ömür tüketmektedir. Aksini söyleyebilen beri gelsin.
9-Türkiye’nin durumu: Dışarıdan gelen sermaye Türkiye’de yatırımlar yaptı. Halk tarlasını bıraktı, atölyesini bıraktı, fabrikasını bıraktı ve üretim yapmayan yatırımlar gerçekleşti. Mortgage kredileri ile evler yapıldı, durmamacasına sadece lüks apartmanlarda inşa edildi.
10-Bugün o yatırımlar durdu. Halk karnını doyuramayacak duruma gelmekte. Taksit ödemesi imkânsız. Devlet garantisi ile alınmıştı. Devlet ödeme durumunda olacak. Peki, devlet nereden bulup da ödeyecek? TL ile Dolar’ı satın alıp ödeyecek, bu da enflasyonu doğuracaktır.
11-Devlet yap-işlet modeli ile büyük yatırımlar yaptı. Halk tarlasını bıraktı, halk atölyesini bıraktı, halk fabrikasını bıraktı ve oralarda çalıştı. Şimdi o yatırımlar durdu ama halkımız tarlasına dönemiyor, atölyesine dönemiyor, fabrikasına dönemiyor! Peki, bundan sonra ne yaşayacak? Emeklilere daha fazla maaş verilecek, görevlilere daha fazla maaş verilecek, halk işe alınacak ama iş olmayacak. Böyle daha ne kadar yaşamaya devam edeceğiz?
12-Türkiye’de güçlü akrabalık bağları vardır, birisinin maaşı bazen bir aşiret geçindirebilir olmaktadır. Yaşamaya devam edebileceğiz ama bu durum da enflasyon patlaması yapacak ve en sonunda hiper enflasyonlarla devletimiz bile yıkılabilecektir; Osmanlı gibi.
13-Yirminci yüzyılda yıkılan devletler hep hiper enflasyonla yıkıldılar. O halde bugün insanlık yani ‘zalim dünya düzeni’ özellikle kanser hastasıdır. Ecelini beklemektedir. Mevcut faizli zalim düzen bu sorunu çözemez, nitekim çözememektedir.
14-AK Parti hâlâ dışarıdan borç veya sermaye arıyor, borçla borcunu kapatacak. Yani hasta komaya sokulacak. Dünyada üretim dursa Dolar’da da aynı hiper enflasyon başlar.
15-Trump silah zoru ile silahları satarak yaşayabiliyor yani alıcılara ‘birbirinizi öldürün’ diyor. Peki, herkes ölünce sonra kime silah satacak? İnsanlık intihar etmekte...
Sonuç olarak diyoruz ki; faizli işçilik sisteminde çözüm yoktur.
Vardır diyen varsa, buyursun beri gelsin.