Seçim sonrasının konuşmaları çok güzel olmuştur. Binali Yıldırım, İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ve Erdoğan huzur getiren, sükûnet getiren konuşmalar yaptılar.
Hepsinin unuttuğu bir şey vardı. Önce herkes, siyasiler ve seçmenler Allah’a hamd etmelidirler. Allah milletimize ve halkımıza musibet görünen bir seçimi Türk halkının ve yönetimin zaferine çevirdi.
Konuşmalardaki ikinci eksiklik şudur. Yüksek Seçim Kurulu’na teşekkür edilmeli idi. Önce, bütün rizikoları göze alarak ve hukuku da çiğneyerek seçim kararını aldı. Başkan muhalefet şerhi koyarak ben seçimi tarafsız yapacağım diye ilan etti. Seçim eksiksiz yapıldı. Böylece millî irade teyit edildi. Zaman kaybettik ama büyük ittifaka doğru yol aldık.
Seçimden önce ‘İttifakların İttifakı’ ve ‘Büyük İttifak’ diye iki yazı yazdım. Devlet Bahçeli rahatsız oldu, millet ittifakına zillet ittifakı dedi. Bu seçimden en çok ders alması gereken Bahçeli’dir. Bahçeli’nin bu ülkeye büyük hizmeti vardır, ülkücülerin illegal çalışmalarını legal hale çevirmiştir. Millet ittifakına zillet ittifakı demek ona hiç yakışmadı; söylediği hakarettir ve suçtur.
Aslında cumhur ittifakı CHP’nin katıldığı ittifak olmalıydı, millet ittifakı da MHP’nin katıldığı ittifak olmalıydı. Başkanlık sistemi ucubesi her şeyi ters yaptı. Bu durum gösteriyor ki her iki taraf hem cumhuriyetçi hem milliyetçidir yani ittifakların ittifakı vardır. Sermaye bu kelimelerle devletimizi parçalamak istiyor, Allah ise bu kelimelerle ulusal ittifakı gerçekleştiriyor. Bahçeli oturup düşünmelidir. Bu memlekette Türkçülük yapılması yalnız Türkiye’ye değil insanlığa ihanettir. Türkler ırkçılık yapmadıkları için binlerce senedir dünyada iktidar olmuşlardır. Tevbe etmesini ve özür dilemesini öneririm.
Binali Yıldırım Meclis’e dönmeli ve artık paralı işlerle değil parasız işlerle ülkeye hizmet etmelidir. Kendi başbakanlığında başkanlık sistemine geçildi. Sermaye’nin Dolarları sayesinde %1 fark elde edildi. O da ilahi bir lütuftur. Ordu ve herkes öğrendi ki Batı’nın dayattığı sistemler işe yaramamaktadır. Türkiye artık kendi anayasasını kendisi hazırlamalıdır. Dünya krizde, Ancak Türkiye’nin barış düzeni dünyayı kurtarabilir. Binali Yıldırım kendisinin kirlettiği sistemi Meclis’teki faaliyeti ile başarılı hale getirebilir. Gelecek seçimde Adil Düzen Anayasası ile seçime gidebiliriz. Görev bellidir. Belki bu anayasa en doğru anayasadır ama Meclis’te dayatma ile değil tartışarak ve uzlaşarak çıkarılmalıdır. Anayasa milletin anayasasıdır. Ancak ittifakla yenilenebilir. Görev başına ve görevde başarılar...
Seçim sonuçları ve seçim konuşmaları göstermiştir ki büyük ittifak vardır yani ittifak herkeste vardır. Ak Parti’de de vardır. CHP’de de vardır. MHP de gerçekleri görür inşallah. Gönül ittifakı yeterli değildir.
Bu büyük ittifakı kim nasıl sağlayacaktır?
Önce şunu tereddütsüz söyleyebilirim ki ittifak çözümlerle sağlanır. Türkiye’nin ve insanlığın sorunlarını çözerseniz ittifak oluşur. Sorunları çözmeden elli defa ittifak deseniz de hiçbir işe yaramaz. İttifak Türkiye’nin ve insanlığın sorunlarını çözmedir.
Sorunları çözecek iki merci vardır. Biri Doğu’da gelişmiş olan Tevrat ve Kur’an’a dayanan şeriat sistemidir. Diğeri de Batı’nın geliştirdiği müsbet ilimdir, tabii ve sosyal ilimlerdir. Sorunların çözümü bu iki kaynakta aranmalıdır. Bu iki kaynaktan başka kaynak yoktur. Kur’an bize diyor ki; varsa getirin de ben ona uyayım de. Biz Akevler olarak bu iki yolun sentezini çözmüş ve üretmiş olarak arz ediyoruz. Varsa başka bir yol, buyurun getirin, biz de ona uyalım. Sosyalizmi de, kapitalizmi de, karmasını da hep değerlendirdik. Çözüm arayanlar bizim çalışmamızdan dolayı Allah’a hamd etmelidirler.
İlahi kaynaklar ve hikemi kaynaklar dışında bir çözüm yoktur. Bunu bu son seçim ilgililere göstermiştir. Ne var ki hiçbir şey insansız olamaz. O halde bunu ortaya koyacak ve buna sahip çıkacak kim vardır? Allah kimi görevlendirmiştir? Bunu görmek için göze bile gerek yoktur. 1) Bir numaralı görevli Bünyamin Demir’dir, Güngören Belediye Başkanı’dır, pilot bölge olarak devreye girmelidir. 2) İki numaralı görevli Ekrem İmamoğlu’dur. İstanbul Belediyesi Güngören Belediyesi’ndeki ortaklık düzeni denemesini desteklemelidir, ona imkânlar sağlamalıdır. 3) Üç numaralı görevli de Kemal Kılıçdaroğlu’dur. CHP’nin desteklemeyeceği bir uygulama başarılı olamaz. Türkiye Devleti’ni CHP kurmuştur. Ordumuz ve halkımız CHP işin içinde olunca huzur içinde olur, kendisini emniyette hisseder. 4) Dördüncü görevli ise Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bugün Allah ona bu barış anayasasını hazırlama gücünü vermiştir. Tüm halk imkânlarını ile onun emrine vermiştir. Buna canla başla kendisini adeta feda edercesine destek vermelidir. Şehadet bir fırsattır.