Bu yazı Fehmi Koru’nun 16.06.2019 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
http://fehmikoru.com/bu-aksam-televizyonda-gladyatorler-mi-savasacak-yoksa-ilimizi-yonetmeye-talip-nezih-siyasiler-mi-bizleri-iknaya-calisacak/
Ben düşüncelerimi açıklarken kendimi onun yerine koyar, hayal kurmaya başlarım. “Ben olsam ne konuşurum?” derim. Böylece konuşanı benim düşüncelerime olan paralelliği ile değerlendiririm. Benim gibi düşünmesini istemem. “Ben onun yerinde olsam ne konuşurdum?” der, ona göre değerlendiririm. Konuşmama şöyle başlarım.
1- Muhterem İstanbullular. Sorularınıza cevap vermeden önce konuşmamın gayesini birkaç madde olarak sizlere arz edeyim.
a) Siz bana değil, sözlerime kulak vereceksiniz. Artistlik yapmıyorum. Sizlere belediye başkanı olduğumda İstanbul’u nasıl yöneteceğimi arz ediyorum. Beni değil, sözlerimi değerlendireceksiniz. Ben tam olarak ifade edemezsem de siz leb demeden leblebiyi anlayacak durumdasınız. Eksiklerimi siz tamamlayarak anlamaya çalışın.
b) Ben projelerimi sizlere anlatacağım. Ben yapacaklarımı anlatacağım, ben iyi insanım veya bana oy verin demiyorum. Yapacaklarımı uygun bulursanız bana oy verin diyor. Bana tevcih edilen sorular şahsımla değil, yapacaklarımla ilgili ise onları cevaplayacağım.
c) Başka bir husus ise ben geçmişte şunu yaptım veya geçmiş belediye başkanları şu yanlışları yaptı gibi konular üzerinde durmayacağım. Ben gelecekte ne yapacağımı anlatacağım. Geçmiş geçmiştir. Onunla öğünmek de onunla yetinmek de konumuz değildir. Biz oy isterken geçmişi değil geleceği anlatmalıyız. O hususta da sizleri meşgul etmeyeceğim.
d) Dördüncü ve son kuralım ise arz ederek soruları cevaplamaya bu kurallar içinde geçmiş olacağım. Size ne yapacağımı değil, nasıl yapacağımı anlatacağım. İstanbul trafiğini çözeceğim demeyeceğim. Nasıl çözeceğimi anlatacağım. Tam anlatmayabilirim ama sizler tartışarak eksikliklerimi anlatırsınız. Ben İstanbul’daki çarpık yapılaşmayı düzelteceğim demiyorum. İstanbul’un çarpık yapılaşmaya nasıl bir düzelteme imkanını tasarladığımı anlatacağım.
Konuşmacılar, “Beni böyle dinlemenizi istiyorum.” demeyecekler. Yönetici de bu konuşmalardan çok sokak kavgalarını alevlendirecek sorular soracaktır. Dolaysıyla seyretmeyeceğim. Oyum İmamoğlu’nadır çünkü hakemlerin geçersiz saydığı seçimdeki oyumda ısrar edeceğim. O zaman yanlış yapmış olsam bile kazası böyle.
Seferde bir namazı geçersen sonra kaza ederken iki rekat olarak kaza edersen. Ben tüm hareketlerimi dört delile dayanarak yaparım.
Eğer yanılırım da gerçekten bir program yapılırsa arkadaşlarımın hatırlatmasını isterim.