Bu yazı Fehmi Koru’nun 01.06.2019 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
http://fehmikoru.com/ulkemizde-olanlari-anlamakta-bizler-zorlaniyoruz-yabanci-turkiye-uzmanlari-ne-yapsin/
Sovyetler anayasasını okuyunuz, Doğu Almanya anayasasını okuyunuz. Dünyanın en adil hükümlerini içerir. Benim okuduğum ilkokul Sovyet topraklarına bakıyordu. Biz o tarafa bakmazdık. Yani o kadar kötüydü ki zulüm düzeni bize kadar ulaşıyordu. Bahçeli söylüyor, söylüyor ama içinde tek kelime nasıl yapılacağını söylemiyor. Söyledikleri hep kişilerin iyi davranmaları temennisinden ibarettir. Kişiler iyi davransaydı zaten yargıya gerek kalmazdı. Hakim olmak iyi insan olmak demek değildir. Halk arasında ne kadar iyi insan varsa, hakimlerden de o kadar iyi insan vardır. Halk arasında ne kadar zalim varsa hakimler içinden de o kadar zalim vardır. Onlar da ulusun parçası.
Adil yargının prensipleri vardır.
İnsanlar kötü niyetli değildir. Bozuk düzen onları kötü davranmaya götürmektedir. Yargı demek 1) Savunma, 2) Soruşturma 3) Bilir kişiler 4) Yargıçlar olarak yer alırlar.
Yargı; tarafsız, bağımsız, saygın ve etkin olmalıdır. Bunda ihtilaf yok. İslam devletlerinin vasfıdır. Yalnız barış devleti olmak isteyen devletler kaç tanedir? Türkiye barış devleti olmak istiyorsa, güçlü, hükmeden bir devlet olmak istiyorsa tartışmalıdır. Muhalefet iken isteniyor da iktidar olunca unutuluyor.
Birinci barajı geçtiğimiz farz edelim. Diyelim ki AK Parti iktidarda ilen de İslam Devleti olmayı kabullendi. Sorun gerçekleştirme sorunudur. Bu da ancak ilimle sağlanır. Batıda bunun ilmi yoktur. Batı daha Roma seviyesine kadar bile ulaşmamıştır.
Askerler darbe yaptılar. Oturup kendileri anayasa yaptılar. Evren meclisi topladı. Onlara yaptırdı, yetmedi İlmi jüri kurdu, yetmedi. Halka sundu %92 ile kabul ettirdi. Yine de oturmadı, on sene, yirmi sene geçmedi yenisini yapma zorunluluğu doğdu.
Kur’an 1400 sene önce indi. Bugün de günümüzün sorunlarını çözmektedir. 200 kişiye sormuşlar. Bize sormadılar.