Başlıktaki ilk yazımızın devamına geçelim. O yazımızın en sonunda ne demiştik: “Bu hafta, “Haftalık Yorumlar” olarak iki çalışma yaptık, başlıklarımız şöyle: / 1. “Beka Sorunu ve Çözümü” / 2. “Bekanın Merkezi İstanbul” / Gelecek yazılarda bu önemli konular üzerinde duralım, inşallah…” Evet, o ‘önemli konular’ üzerinde duralım…
Türkiye’nin beka sorunu vardır, bunu hepimiz kabul etmek zorundayız.
Dış Borçlar Bekası
Türkiye Abdülhamit döneminde borçlanmaya başladı, sonunda Osmanlı İmparatorluğu dış borçlar sebebiyle tarihe gömüldü. CHP borçları ödedi. Demokrat Parti borçlandırmaya başladı ve bugün borçlar artık devleti yıkacak duruma geldi. Borçları ödeyemez hâle geldiğimiz zaman devletimiz yıkılıp gider. Yeniden İstiklal Savaşı’nı bile yapamayız.
Ödeme gücümüz vardır: 1) Dış borç iç borca çevrilecek. 2) Dolar borcu mal borcuna çevrilecek. 3) Borç iştirake çevrilecek. 4) Devletlere borç halka borca çevrilecek. (Bu maddelerin detaylarını defalarca yazdık, oralara bakılabilir.)
Enflasyon Bekası
AK Parti Batı’nın desteğini alabilmek için üretimi durdurdu. Yap-işlet modelleri ile ekonomiyi yürüttü. Borçlanarak halkı refah içinde yaşattı ve deniz göründü. Sonuç olarak üretim durdu ve enflasyon yükselmeye başladı. Süratle enflasyon yükseliyor, dolayısıyla faiz yükseliyor. Hiper enflasyona gidiliyor. Enflasyon yüzde yüzlere varınca artık o devlet yaşamaz.
Acilen tedbir almamız gerekir. Ödemeler TL ile borçlanmalar Altın Bonosu ile yapılacak. Bu, enflasyonun etkilerini zararsız hale getirir. Üretim artar, ihracat patlaması olur, sonunda ekonomi sağlığa kavuşur, devletimiz yıkılmaktan kurtulur.
Savaş Sorunu
Dünya üçüncü savaşa doğru organize olmaktadır. Sermaye dünyayı iki bloğa ayırmaktadır ve savaş başlayacaktır. İran ve Türkiye bunlardan birinde yer almak zorunda kalacaktır. Savaşta Türkiye ve İran’ın olduğu taraf mağlup olacak. Türkiye ve İran haritadan kaldırıldıktan sonra Sermaye mağlup olan tarafa yardım edecek, onu galip getirerek, İransız ve Türkiyesiz bir dünya kurulacak. Sermaye’nin bugünkü planı budur. Yani biz ne tarafta kalırsak kalalım, biz yok edildikten sonra dünyada yeni denge kurulacak.
Bizim bu plana karşı yapacaklarımız nelerdir? Öncelikle üçüncü cihan savaşının çıkmasını önlemeliyiz. Adil Düzen, Semt Kooperatifleri ve Altın Bono ile önleriz. Önleyemeyip de savaşa girdiğimizde bizim tarafın yenilmemesini sağlamalıyız. Bunun için güçlü ordumuz olmalıdır ve bütün halk olarak da birlikte olmak zorundayız.
İç Savaş Sorunu
Devlet geçici iç ve dış tehlikeleri silah zoru ile bastırır. Bunu yapmak zorundadır ve yapmalıdır. Ama yıllar hatta asırlarca sürecek bir halk direnmesini silah zoru ile bastıramazsınız. Halk sabreder, eder, eder ama sonunda patlar ve topluluk birden yok olur. Bizim sorunlarımız vardır. Kürt sorunumuz vardır, Alevi sorunumuz vardır. Bir de bölge sorunlarımız var; Karadenizliler, Doğulular, Egeliler. Şimdilik bunlar devleti yıkacak bir etki arz etmiyor. Silahlı güç gerekenleri yapmış, bunlara hâkim olunmuştur. Ülkeyi yoğun bakımdan çıkarmıştır. Ama bu durumun devam etmesi birden çökmeye sebep olur.
Çözüm olarak yerinden yönetim, hakemlik sistemi, güçlü ama sivillere müdahale etmeyen ordu oluşturmamız gerekir. Böylece millî beraberliğimizi perçinlemeliyiz. Bu hususta bugün iyi durumdayız. Kürtler hâlâ AK Parti’ye oy veriyorlar.
Bu dört ana sorunumuzu ancak “büyük ittifak” ya da “Türkiye ittifakı” ile yenebiliriz.
Bunun adımını atmak iktidara düşmez; atmaz da, atamaz da. Bunun adımını atmak muhalefete düşer. Muhalefet iktidara elini uzatmalıdır. Şimdi seçim vardır. CHP, “İstanbul seçimine ortak adayla çıkmalıyız” demelidir. İktidar kabul ederse sorun biter, etmezse muhalefet oyunu artırır. Biz birçok seçimin merkezinde bulunduk. Seçim taktiklerle kazanılır.
(Devamı var.)