Seçim sistemi sorunlu! Belediyeler ne yapmalı?
Seçim sistemi ve seçim sonucu sistemi; hem de bu çağda ve bugünkü teknolojiyle!!!
Seçim 31 Mart’ta yapıldı ama sadece İstanbul seçim sonucu için günlerce bekledik!
Nihayet kazandı gibi görünene ‘mazbatası’ verildi de biraz nefes alabildik!
Ama itiraz süreci devam ediyor ve son sonuç da günlerce beklenecek!
‘Seçim sistemi ve seçim sonucu sistemi!’ demem ondan; ünlemle!
“‘Murdar’ seçim mi yoksa hissi kable’l-vuku mu?” başlıklı ve 17.04.2019 tarihli yazımı yani ilk ‘seçim’ yazımı gayet geç yani 17 gün sonra yazmamın sebepleri bunlardı.
Ne demiştim o yazıda?
“Artık yavaş yavaş ‘seçim sistemi’ başta olmak üzere ‘seçim’ ile ilgili her şeyi konuşalım ve yazalım... Elbette bizim ‘seçim’ dâhil her konudaki değerlendirmelerimiz önce ‘teşhis’ sonra ‘tedavi’ içerikli olmakta; seçim değerlendirmelerimiz de konu gündemde oldukça öyle olacak. YSK hele bir ‘İstanbul Seçimi’ ile ilgili (en son ve de nihai) kararını versin, o zaman konuşup yazarız… / Neden? Malum, bizim ana konumuz ve ana gündemimiz bambaşka. Biz ‘Adil Düzen Çalışanları’ olarak bambaşka bir iklimde yaşıyoruz; ‘KUR’AN VE İLİM’ ikliminde…”
Evet, seçim ama neye göre seçim?
- Cari ‘ekseriyet sistemi’ ile mi seçim?
- Yoksa ‘Adil Düzen sistemi’ ile mi seçim?
Cari ‘ekseriyet sistemi’ ile yapılan ‘seçim’ ve bu ‘seçim sonuçları’ ortada…
Bu ‘seçim sistemi’ ile her seçimde sorunlar yaşamaya devam ederiz…
Adil Düzen seçim sistemi kuruluncaya kadar sorunlara devam…
İşte bütün bu gerekçelerden dolayı, önceki yazımdan bir bölümü bir kere daha hatırlamamız gerekecek; hatırlayalım…
“… ama ‘seçim sorunu’ devam ediyor, bu ‘sistem’ sorunlu ve hep sorun üretecek… / Süleyman Akdemir ile son zamanlarda bu ‘seçim ve karar sistemleri’ üzerine odaklandık, haftalık derslerde üzerinde duruyoruz, konuşmaları videoya alıyoruz, İMV videoları olarak yayımlanacak, akademik makale de hazırlanmaya başlandı; ilgilenenlerin bilgisine…”
Genel bir seçim değerlendirmemiz ile devam ediyoruz: AK Parti’nin İstanbul’daki sonuca rağmen seçimi kazanması Türkiye’yi kaostan kurtardı. Vücut eğer hasta ise mikroplar harekete geçer ve hasta mikroplarla mücadeleye girer; yenerse yaşar, yenilirse ölür. AK Parti döneminde Türkiye ilk yıllarda çok iyi gider gibi görünüyordu. Biz geleceği görüyor ve durmadan eleştiriyorduk. Bizimle görüşmüyor, görüşlerimizi duymak istemiyorlardı! O zaman ne olacağını görüşsek, bugünü yaşamazdık. Peki, çözüm olarak belediyeler ne yapmalı?
a) Yerinden yönetim esas alınmalı, kim başkan olursa olsun başkanlar serbest bırakılmalı. Merkez yerel yönetime karışmamalı, ona hizmet edip desteklemeli. Bizim 60 senedir savunduğumuz ilke budur. Bu ilke bugün hayati önem kazanmıştır.
b) Belediyeler artık gerçeği görmeli, merkezden aldıkları talimatla değil, halkın desteği ile belediyeleri yönetmelidirler. Belediye önce halkını zengin etmeli, sonra zengin olan halk belediyeleri desteklemeli. Belediyelerimiz merkezden para dilenmemeli, merkeze borç vererek merkezi borçtan kurtarmalıdır.
c) İstanbul Belediye Başkanı kritik bir yerdedir. Türkiye’nin siyasi merkezi Ankara ama iktisadi merkezi İstanbul’dur. İstanbul kendisini kurtarırsa Türkiye’yi kurtarmış olur. Türkiye kurtulunca dünya kurtulur. Bu da bu köşede zaman zaman yeri geldikçe yazdığımız ‘Ortaklık Sistemi’ ve ‘Semt Kooperatifleri Sitemi’ ile mümkündür.
d) Binali Yıldırım ve partisinin, bugüne kadar yaptıklarından dolayı, yukarıda anlatılan yenilikleri yapması mümkün değildi; çünkü ne dinliyor ne de ilgileniyorlar! Prof. Dr. Necmettin Erbakan bizimle onlarca yıl “Adil Düzen Çalışmaları” yaptığı halde, bunlar bir gün bile dinlemeye ve çalışmaya tenezzül etmediler! Yıllar sonra sonuç ortada!
(Seçim, seçim sistemi, sonuçlar ve çözüm önerilerimizi yazmaya devam edeceğiz.)