Reşat Nuri Erol
Doktor bile ruhen ve fiziken yıpranıp tükenmiş!
15.04.2019
2509 Okunma, 2 Yorum

 

Doktor bile ruhen ve fiziken yıpranıp tükenmiş!

‘SAĞLIK SORUNU’ ile ilgili olarak son günlerde sekiz yazı yazdım, bu dokuzuncu.

‘Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’ meşhur sözü ile nedenini açıkladım.

Bu meşhur sözde ‘DEVLET’ kelimesi var; ‘DEVLET SİSTEMİ’ de sorunlu ve devlet sistemi bir bütün olarak sorunlu olunca, sağlık sistemi dahil her şeye ama her şey sorunlu!

Sağlık sorunu aslında ‘Sosyal Tufan’ seviyesinde” başlıklı son yazıma, operatör doktor bir okuyucumdan, sağlık sorununun doktorlar açısından sorunlarını dile getiren makale boyutunda bir yorum geldi, aynen aktarıyorum.

“Yıllardır sağlık sisteminin düzelmesini, özlük haklarımızın iyileştirilmesini ve yaşımız ilerledikçe sırtımızdaki yükün hafiflemesini ümit ederek çalıştık. Kazancı bizden daha iyi olan pek çok meslek mensubu akşam saat 17'den sonra evlerinde aileleriyle çayını içip kuruyemişini yedikten sonra gece rahat yataklarında mışıl mışıl uyurlarken, bizler gecenin 3-4-5’i demeden trafik kazası, bıçaklanma ve kurşunlanma nedeniyle acil servise gelen hastaların ameliyatına koştuk. Zaman geçtikçe, yaşımız ilerledikçe iş yükümüzün azalmasını beklerken icaplar, nöbetler, yeni yeni iş tanımlarıyla (mavi kod nöbeti vb) bu yük daha da arttı. Ancak sağlık cephesinde bizim lehimize değişen kayda değer bir şey olmadı. 10 yıl öncesi ne kadar alıyorsak yine o kadar ek ödeme alıyoruz, idarecilerimiz bize ne kadar ekmek o kadar köfte muamelesi yapıyorlar. İnsanı üzerinden para kazanılan bir meta olarak gören performansa göre ek ödeme sistemi tüm acımasızlığıyla devam ediyor. Maaş artar ek ödeme azaltılırsa hekimlerin çalışmayacağına dair üst yöneticilerin bizler hakkındaki septik düşünceleri kırılamadı. Ünvan ve onurumuza yakışan bir temel maaşa henüz kavuşamadık. Hakim ve savcılara verilen ücret yıllardır bizden esirgendi.

Acillerdeki keşmekeş ve sıkıntı 10 yıldır devam ediyor ve henüz bu konuda gerçekçi, iş yükünü aile hekimlerine kaydıracak ‘önleyici hekimliği’ güçlendirecek bir çözüm bulunmuş değil. Vardiya ile sorunun çözüleceği zannediliyor. Halbuki vardiya ile ya da branş nöbetçisi hekim sayısını artırarak bulunduğu sanılan çözüm yolu ile acile giden vatandaş sayısı daha da artacak. Aile hekimliğinin olmazsa olmazı olan ''zorunlu sevk zinciri'' bir türlü uygulanamadı. Oysa acildeki ve hastanelerdeki yoğunluğu azaltacak en etkili yöntem zorunlu sevk zincirini devreye sokmaktır. Yeni mezun uzman hekimle 25 yıllık kıdemli uzman hekim aynı iş yükü, aynı icap ve aynı nöbet sayısı ile karşı karşıya olup bu konuda mevcut yönetmeliklerde bir düzenleme yoktur. Maalesef mecliste vekil olan hekim arkadaşlarımız ortama uyum sağlayıp sıkıntılarımız için hiç bir gayret göstermiyor.

Hastanelerimiz hizmet hastanesiyken bir gün tabela değişimi ile ''eğitim-araştırma hastanesi'' oldu. Bir süre sonra ''afiliasyon'' diye ucube bir sisteme geçilerek pek çok ilde altyapısı yetersiz kurulan tıp fakülteleri ile hastaneler afiliye hastaneye dönüştü. Kendi çalışanından ziyade dışarıdan adrese teslim şartnamelerle dr. akademisyen alımları yapılmaktadır. Pek çok küçük ildeki yeni tıp fakülteleri büyük illerde kadrosuzluk nedeniyle prof. olamayan doçentlere kadro ihsası verilen yerlere dönüştü. Aynı işi yapan akademisyen ile uzman arasında toplam ücrette 2000 tl akademisyenler lehine fark oluştu. Afiliasyon olan pek çok hastanede iş barışı bozulup huzursuzluklara sebep oldu. Maalesef bakanlığımızın mevcut performans uygulaması nedeniyle kaliteden ziyade kantite dikkate alınarak çok hasta bakan, çok ameliyat yapan hekim muteber görülmekte, diğerleri çalışmayan iş yapmayan konumuna düşmektedir. Mevcut hastaneler ticari işletme mantığıyla idare edilmektedir. Çok hasta bakmakla ve çok ameliyat yapmakla yöneticiler övünür oldu. Sözleşmeli idarecilerle bu konularda gelişme karneleri ile idareciliğin devam edip etmemesi yönünde uygulamalar yapılmaktadır. Oysa bu vaka artışları ne kadar hasta bir toplum olduğumuzun göstergesidir. Bakanlıkta çok sık aralıklarla bürokrat değişimi nedeniyle hafıza kaybı oluşmaktadır.

Velhasıl artık yel değirmenleriyle savaşan Don Kişot misali ruhen ve fiziken yorulduk, yıprandık ve tükendik diyorum. Allah yardımcımız olsun.” (Op. Dr. Cevdet Tokat)

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
15.04.2019
06:25

MİLLÎ GAZETE

Doktor bile ruhen ve fiziken yıpranıp tükenmiş!

‘SAĞLIK SORUNU’ ile ilgili olarak son günlerde sekiz yazı yazdım, bu dokuzuncu.

“Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” meşhur sözü ile nedenini açıkladım.

Bu meşhur sözde ‘DEVLET’ kelimesi var; ‘DEVLET SİSTEMİ’ de sorunlu ve devlet sistemi bir bütün olarak sorunlu olunca, sağlık sistemi dâhil her şey ama her şey sorunlu!

“Sağlık sorunu aslında ‘Sosyal Tufan’ seviyesinde” başlıklı son yazıma, operatör doktor bir okuyucumdan, sağlık sorununun doktorlar açısından sorunlarını dile getiren makale boyutunda bir yorum geldi, aynen aktarıyorum.

“Yıllardır sağlık sisteminin düzelmesini, özlük haklarımızın iyileştirilmesini ve yaşımız ilerledikçe sırtımızdaki yükün hafiflemesini ümit ederek çalıştık. Kazancı bizden daha iyi olan pek çok meslek mensubu akşam saat 17’den sonra evlerinde aileleriyle çayını içip kuruyemişini yedikten sonra gece rahat yataklarında mışıl mışıl uyurlarken, bizler gecenin 3-4-5’i demeden trafik kazası, bıçaklanma ve kurşunlanma nedeniyle acil servise gelen hastaların ameliyatına koştuk. Zaman geçtikçe, yaşımız ilerledikçe iş yükümüzün azalmasını beklerken icaplar, nöbetler, yeni yeni iş tanımlarıyla (mavi kod nöbeti vb.) bu yük daha da arttı. Ancak sağlık cephesinde bizim lehimize değişen kayda değer bir şey olmadı. 10 yıl öncesi ne kadar alıyorsak yine o kadar ek ödeme alıyoruz, idarecilerimiz bize ne kadar ekmek o kadar köfte muamelesi yapıyorlar. İnsanı üzerinden para kazanılan bir meta olarak gören performansa göre ek ödeme sistemi tüm acımasızlığıyla devam ediyor. Maaş artar ek ödeme azaltılırsa hekimlerin çalışmayacağına dair üst yöneticilerin bizler hakkındaki septik düşünceleri kırılamadı. Ünvan ve onurumuza yakışan bir temel maaşa henüz kavuşamadık. Hâkim ve savcılara verilen ücret yıllardır bizden esirgendi.

Acillerdeki keşmekeş ve sıkıntı 10 yıldır devam ediyor ve henüz bu konuda gerçekçi, iş yükünü aile hekimlerine kaydıracak ‘önleyici hekimliği’ güçlendirecek bir çözüm bulunmuş değil. Vardiya ile sorunun çözüleceği zannediliyor. Halbuki vardiya ile ya da branş nöbetçisi hekim sayısını artırarak bulunduğu sanılan çözüm yolu ile acile giden vatandaş sayısı daha da artacak. Aile hekimliğinin olmazsa olmazı olan ‘’zorunlu sevk zinciri’’ bir türlü uygulanamadı. Oysa acildeki ve hastanelerdeki yoğunluğu azaltacak en etkili yöntem zorunlu sevk zincirini devreye sokmaktır. Yeni mezun uzman hekimle 25 yıllık kıdemli uzman hekim aynı iş yükü, aynı icap ve aynı nöbet sayısı ile karşı karşıya olup bu konuda mevcut yönetmeliklerde bir düzenleme yoktur. Maalesef mecliste vekil olan hekim arkadaşlarımız ortama uyum sağlayıp sıkıntılarımız için hiçbir gayret göstermiyor.

Hastanelerimiz hizmet hastanesiyken bir gün tabela değişimi ile ‘’eğitim-araştırma hastanesi’’ oldu. Bir süre sonra ‘’afiliasyon’’ diye ucube bir sisteme geçilerek pek çok ilde altyapısı yetersiz kurulan tıp fakülteleri ile hastaneler afiliye hastaneye dönüştü. Kendi çalışanından ziyade dışarıdan adrese teslim şartnamelerle Dr. akademisyen alımları yapılmaktadır. Pek çok küçük ildeki yeni tıp fakülteleri büyük illerde kadrosuzluk nedeniyle Prof. olamayan doçentlere kadro ihsası verilen yerlere dönüştü. Aynı işi yapan akademisyen ile uzman arasında toplam ücrette 2000 TL akademisyenler lehine fark oluştu.Afiliasyon olan pek çok hastanede iş barışı bozulup huzursuzluklara sebep oldu. Maalesef bakanlığımızın mevcut performans uygulaması nedeniyle kaliteden ziyade kantite dikkate alınarak çok hasta bakan, çok ameliyat yapan hekim muteber görülmekte, diğerleri çalışmayan, iş yapmayan konumuna düşmektedir. Mevcut hastaneler ticari işletme mantığıyla idare edilmektedir. Çok hasta bakmakla ve çok ameliyat yapmakla yöneticiler övünür oldu. Sözleşmeli idarecilerle bu konularda gelişme karneleri ile idareciliğin devam edip etmemesi yönünde uygulamalar yapılmaktadır. Oysa bu vaka artışları ne kadar hasta bir toplum olduğumuzun göstergesidir. Bakanlıkta çok sık aralıklarla bürokrat değişimi nedeniyle hafıza kaybı oluşmaktadır.

Velhasıl artık yel değirmenleriyle savaşan Don Kişot misali ruhen ve fiziken yorulduk, yıprandık ve tükendik diyorum. Allah yardımcımız olsun.” (Op. Dr. Cevdet Tokat)

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

YazarReşat Nuri Erol- Mesaj Gönder

15 Nisan 2019
Reşat Nuri Erol
15.04.2019
06:27


1967...1968...1969...AKEVLER 53 YILDIR ÇALIŞIYOR...2017...2018...2019

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 1009

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 1009. Hafta - 13 NİSAN 2019 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 1009. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M  TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASI,ANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

KUR’AN VE ÇOĞUNLUK

***

EKONOMIK TEHLIKE!

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

Sağlık Sorunu; olmaya devlet cihanda.. sıhhat gibi - 3

Sağlık Sorunu; olmaya devlet cihanda.. sıhhat gibi - 4

Sağlık Sorunu; olmaya devlet cihanda.. sıhhat gibi - 5

Bir Dr. diyor ki; hasta olursanız tıbba güvenmeyin!

Sağlık sorunu aslında ‘Sosyal Tufan’ seviyesinde

Mukayeseli Tefsir Merhalesi; Asr Suresi Tefsiri

Reşat Nuri EROL

 

***

 

HAC SÛRESİ - 11. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

اأَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ إِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَيْءٌ عَظِيمٌ (1) يَوْمَ تَرَوْنَهَا تَذْهَلُ كُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَمْلٍ حَمْلَهَا وَتَرَى النَّاسَ سُكَارَى وَمَا هُمْ بِسُكَارَى وَلَكِنَّ عَذَابَ اللَّهِ شَدِيدٌ (2)وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَيَتَّبِعُ كُلَّ شَيْطَانٍ مَرِيدٍ (3) كُتِبَ عَلَيْهِ أَنَّهُ مَنْ تَوَلَّاهُ فَأَنَّهُ يُضِلُّهُ وَيَهْدِيهِ إِلَى عَذَابِ السَّعِيرِ (4) يَاأَيُّهَا النَّاسُ إِنْ كُنْتُمْ فِي رَيْبٍ مِنَ الْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِنْ مُضْغَةٍ مُخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِنُبَيِّنَ لَكُمْ وَنُقِرُّ فِي الْأَرْحَامِ مَا نَشَاءُ إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفَّى وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنْ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا وَتَرَى الْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَا أَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنْبَتَتْ مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ (5) ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّهُ يُحْيِي الْمَوْتَى وَأَنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ (6) وَأَنَّ السَّاعَةَآتِيَةٌ لَا رَيْبَ فِيهَا وَأَنَّ اللَّهَ يَبْعَثُ مَنْ فِي الْقُبُورِ (7) وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَلَا هُدًى وَلَا كِتَابٍ مُنِيرٍ (8)ثَانِيَ عِطْفِهِ لِيُضِلَّ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ لَهُ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَنُذِيقُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَذَابَ الْحَرِيقِ (9) ذَلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ يَدَاكَ وَأَنَّ اللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّامٍ لِلْعَبِيدِ (10) وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَعْبُدُ اللَّهَ عَلَى حَرْفٍ فَإِنْ أَصَابَهُ خَيْرٌ اطْمَأَنَّ بِهِ وَإِنْ أَصَابَتْهُ فِتْنَةٌ انْقَلَبَ عَلَى وَجْهِهِ خَسِرَ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةَ ذَلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبِينُ (11) يَدْعُو مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَضُرُّهُ وَمَا لَا يَنْفَعُهُ ذَلِكَ هُوَ الضَّلَالُ الْبَعِيدُ (12) يَدْعُو لَمَنْ ضَرُّهُ أَقْرَبُ مِنْ نَفْعِهِ لَبِئْسَ الْمَوْلَى وَلَبِئْسَ الْعَشِيرُ (13) إِنَّ اللَّهَ يُدْخِلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ (14) مَنْ كَانَ يَظُنُّ أَنْ لَنْ يَنْصُرَهُ اللَّهُ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ فَلْيَمْدُدْ بِسَبَبٍ إِلَى السَّمَاءِ ثُمَّ لْيَقْطَعْ فَلْيَنْظُرْ هَلْ يُذْهِبَنَّ كَيْدُهُ مَا يَغِيظُ (15)وَكَذَلِكَ أَنْزَلْنَاهُ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ وَأَنَّ اللَّهَ يَهْدِي مَنْ يُرِيدُ (16) إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ هَادُوا وَالصَّابِئِينَ وَالنَّصَارَى وَالْمَجُوسَ وَالَّذِينَ أَشْرَكُوا إِنَّ اللَّهَ يَفْصِلُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ (17)أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يَسْجُدُ لَهُ مَنْ فِي السَّمَوَاتِ وَمَنْ فِي الْأَرْضِ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ وَالنُّجُومُ وَالْجِبَالُ وَالشَّجَرُ وَالدَّوَابُّ وَكَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ وَكَثِيرٌ حَقَّ عَلَيْهِ الْعَذَابُ وَمَنْ يُهِنِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ مُكْرِمٍ إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ (18) هَذَانِ خَصْمَانِ اخْتَصَمُوا فِي رَبِّهِمْ فَالَّذِينَ كَفَرُوا قُطِّعَتْ لَهُمْ ثِيَابٌ مِنْ نَارٍ يُصَبُّ مِنْ فَوْقِ رُءُوسِهِمُ الْحَمِيمُ (19) يُصْهَرُ بِهِ مَا فِي بُطُونِهِمْ وَالْجُلُودُ (20) وَلَهُمْ مَقَامِعُ مِنْ حَدِيدٍ (21) كُلَّمَا أَرَادُوا أَنْ يَخْرُجُوا مِنْهَا مِنْ غَمٍّ أُعِيدُوا فِيهَا وَذُوقُوا عَذَابَ الْحَرِيقِ (22) إِنَّ اللَّهَ يُدْخِلُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يُحَلَّوْنَ فِيهَا مِنْ أَسَاوِرَ مِنْ ذَهَبٍ وَلُؤْلُؤًا وَلِبَاسُهُمْ فِيهَا حَرِيرٌ (23) وَهُدُوا إِلَى الطَّيِّبِ مِنَ الْقَوْلِ وَهُدُوا إِلَى صِرَاطِ الْحَمِيدِ (24) إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمَسْجِدِ الْحَرَامِ الَّذِي جَعَلْنَاهُ لِلنَّاسِ سَوَاءً الْعَاكِفُ فِيهِ وَالْبَادِ وَمَنْ يُرِدْ فِيهِ بِإِلْحَادٍ بِظُلْمٍ نُذِقْهُ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ (25) وَإِذْ بَوَّأْنَا لِإِبْرَاهِيمَ مَكَانَ الْبَيْتِ أَنْ لَا تُشْرِكْ بِي شَيْئًا وَطَهِّرْ بَيْتِيَ لِلطَّائِفِينَ وَالْقَائِمِينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ (26)وَأَذِّنْ فِي النَّاسِ بِالْحَجِّ يَأْتُوكَ رِجَالًا وَعَلَى كُلِّ ضَامِرٍ يَأْتِينَ مِنْ كُلِّ فَجٍّ عَمِيقٍ (27) لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ فِي أَيَّامٍ مَعْلُومَاتٍ عَلَى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَهِيمَةِ الْأَنْعَامِ فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْبَائِسَ الْفَقِيرَ (28) ثُمَّ لْيَقْضُوا تَفَثَهُمْ وَلْيُوفُوا نُذُورَهُمْ وَلْيَطَّوَّفُوا بِالْبَيْتِ الْعَتِيقِ (29) ذَلِكَ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللَّهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّهِ وَأُحِلَّتْ لَكُمُ الْأَنْعَامُ إِلَّا مَا يُتْلَى عَلَيْكُمْ فَاجْتَنِبُوا الرِّجْسَ مِنَ الْأَوْثَانِ وَاجْتَنِبُوا قَوْلَ الزُّورِ (30) حُنَفَاءَ لِلَّهِ غَيْرَ مُشْرِكِينَ بِهِ وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَكَأَنَّمَا خَرَّ مِنَ السَّمَاءِ فَتَخْطَفُهُ الطَّيْرُ أَوْ تَهْوِي بِهِ الرِّيحُ فِي مَكَانٍ سَحِيقٍ (31) ذَلِكَ وَمَنْ يُعَظِّمْ شَعَائِرَ اللَّهِ فَإِنَّهَا مِنْ تَقْوَى الْقُلُوبِ (32) لَكُمْ فِيهَا مَنَافِعُ إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى ثُمَّ مَحِلُّهَا إِلَى الْبَيْتِ الْعَتِييقِ (33) وَلِكُلِّ أُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنْسَكًا لِيَذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَهِيمَةِ الْأَنْعَامِ فَإِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَلَهُ أَسْلِمُوا وَبَشِّرِ الْمُخْبِتتِينَ (34) الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَالصَّابِرِينَ عَلَى مَا أَصَابَهُمْ وَالْمُقِيمِي الصَّلَاةِ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ (35)وَالْبُدْنَ جَعَلْنَاهَا لَكُمْ مِنْ شَعَائِرِ اللَّهِ لَكُمْ فِيهَا خَيْرٌ فَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهَا صَوَافَّ فَإِذَا وَجَبَتْ جُنُوبُهَا فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْقَانِعَ وَالْمُعْتَرَّ كَذَلِكَ سَخَّرْنَاهَا لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ (36) لَنْ يَنَالَ اللَّهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَاؤُهَا وَلَكِنْ يَنَالُهُ التَّقْوَى مِنْكُمْ كَذَلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَبَشِّرِ الْمُحْسِنِينَ (37) إِنَّ اللَّهَ يُدَافِعُ عَنِ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ خَوَّانٍ كَفُورٍ (38) أُذِنَ لِلَّذِينَ يُقَاتَلُونَ بِأَنَّهُمْ ظُلِمُوا وَإِنَّ اللَّهَ عَلَى نَصْرِهِمْ لَقَدِيرٌ (39) الَّذِينَ أُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ بِغَيْرِ حَقٍّ إِلَّا أَنْ يَقُولُوا رَبُّنَا اللَّهُ وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَهُدِّمَتْ صَوَامِعُ وَبِيَعٌ وَصَلَوَاتٌ وَمَسَاجِدُ يُذْكَرُ فِيهَا اسْمُ اللَّهِ كَثِيرًا وَلَيَنْصُرَنَّ اللَّهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ (40) الَّذِينَ إِنْ مَكَّنَّاهُمْ فِي الْأَرْضِ أَقَامُوا الصَّلَاةَ وَآتَوُا الزَّكَاةَ وَأَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ وَلِلَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ (41) وَإِنْ يُكَذِّبُوكَ فَقَدْ كَذَّبَتْ قَبْلَهُمْ قَوْمُ نُوحٍ وَعَادٌ وَثَمُودُ (42) وَقَوْمُ إِبْرَاهِيمَ وَقَوْمُ لُوطٍ (43) وَأَصْحَابُ مَدْيَنَ وَكُذِّبَ مُوسَى فَأَمْلَيْتُ لِلْكَافِرِينَ ثُمَّ أَخَذْتُهُمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ (44)

 

***

 

فَكَأَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ أَهْلَكْنَاهَا وَهِيَ ظَالِمَةٌ فَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا وَبِئْرٍ مُعَطَّلَةٍ وَقَصْرٍ مَشِيدٍ (45) أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَا أَوْ آذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا فَإِنَّهَا لَا تَعْمَى الْأَبْصَارُ وَلَكِنْ تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّتِي فِي الصُّدُورِ (46) وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالْعَذَابِ وَلَنْ يُخْلِفَ اللَّهُ وَعْدَهُ وَإِنَّ يَوْمًا عِنْدَ رَبِّكَ كَأَلْفِ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ (47) وَكَأَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ أَمْلَيْتُ لَهَا وَهِيَ ظَالِمَةٌ ثُمَّ أَخَذْتُهَا وَإِلَيَّ الْمَصِيرُ (48)

 

***

 

فَكَأَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ

Fa Ka EayYıN MiN QaRYTin (Va KaEayYın MiN FaGLaTin)

“Karyeden nicelerini”

قَرْيَة yaklaşık yüz aileden oluşmuş bir ekonomik birliktir. Ekonomik yapının hücresi mertebesindedir. Yaklaşık on aşiretten/ocaktan oluşur. Her aşiret yaklaşık olarak on ailedir. Karyenin nüfusu 300 ile 1000 arasındadır. Bunlar Kur’an’ın sayılar sisteminden çıkarılmıştır. Karyenin bir de geniş manası vardır. “Belde” de bir karyedir. Yaklaşık olarak nüfusu 30 bindir. “Medine” de bir karyedir, yaklaşık olarak nüfusu 3 milyondur. “Mısr” da bir karyedir, yaklaşık olarak nüfusu 300 milyondur. Buradaki karyeden maksat geniş manadaki karyedir. Geçmişte bunlar helâk edilmiştir. (Adil Düzen’e göre sosyal kuruluşlar Şekil-1’de gösterilmiştir.)

 

 

Şekil-1

 

Geçmişi hikâye ettikten sonra insanlığa geleceğini hatırlatmak için “Nice karyeleri helâk ettik” diyor.

Dünya iki büyük savaş gördü. İnsanlar öldü. Binalar yıkıldı ama kentler birden yenilendi. Almanya’da ve Japonya’da taş üstünde taş kalmamıştı. Zelzelede kentler yıkıldı. Ancak sonra kısa zamanda onarıldı. Bunu sağlayan Sermaye idi. Savaşları Sermaye çıkarır, insanları öldürür, kentleri yıkar; sonra faizli kredi verir ve yapılar yeniden inşa edilir.

Geçmişte böyle olmamıştı.

Zalim kavmi helâk etmek için o kentler yıkılır ve onların yerinde harabeler kalırdı.

Evet, bu ayette bunlar anlatılıyor. Çin Seddi, Bizans (İstanbul) surları hala duruyor ama buralarda yaşayanlar helak olup gitmiştir.





Son Yorumlanan Makaleler
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-6; kooperatiflerin dünyadaki durumu
25.04.2024 223 Okunma
1 Yorum 25.04.2024 09:57
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-5; sürdürülebilir kalkınma modelidir...
24.04.2024 237 Okunma
1 Yorum 24.04.2024 07:28
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-4; Akevler ve kooperatiflerin özellikleri…
23.04.2024 263 Okunma
7 Yorum 23.04.2024 06:29
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-3; Kooperatif tasarruf ettirerek kazandırır
22.04.2024 260 Okunma
7 Yorum 22.04.2024 09:12
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 110 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-2; özellikleri anlamaya devam edelim
20.04.2024 310 Okunma
8 Yorum 21.04.2024 07:05
Reşat Nuri Erol
Kooperatif-1; kısa tarihçe, tarif, özellik, öneriler
20.04.2024 316 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 07:04
Reşat Nuri Erol
‘Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası’ çalışması
18.04.2024 277 Okunma
1 Yorum 18.04.2024 09:47
Reşat Nuri Erol
‘Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol’
17.04.2024 278 Okunma
1 Yorum 17.04.2024 10:08
Reşat Nuri Erol
“Yeni Bir Anayasa” ve anayasa seminerlerimiz
16.04.2024 304 Okunma
1 Yorum 16.04.2024 08:29
Reşat Nuri Erol
Seçim, seçim sonrası ve İsrail’de savaş sirenleri!
15.04.2024 302 Okunma
1 Yorum 15.04.2024 08:56
Reşat Nuri Erol
Türkiye, Araplar, İslâm âlemi bayram yaptı mı?
10.04.2024 393 Okunma
1 Yorum 14.04.2024 11:10
Reşat Nuri Erol
Türkiye, Araplar, İslâm âlemi bayram yaptı mı?-2
11.04.2024 361 Okunma
1 Yorum 13.04.2024 07:52
Ahmet Yücel
EMEKLİ ÖĞRETMENDEN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
3.04.2024 98 Okunma
2 Yorum 05.04.2024 23:45
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 2
4.04.2024 323 Okunma
1 Yorum 04.04.2024 09:25
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası acilen yapılması gerekenler… - 1
3.04.2024 396 Okunma
1 Yorum 03.04.2024 10:18
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 6
28.03.2024 326 Okunma
1 Yorum 28.03.2024 05:54
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 5
26.03.2024 389 Okunma
7 Yorum 26.03.2024 09:06
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 4
25.03.2024 395 Okunma
1 Yorum 25.03.2024 09:00
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 3
24.03.2024 408 Okunma
1 Yorum 24.03.2024 05:49
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” iş birliği - 2
23.03.2024 429 Okunma
1 Yorum 23.03.2024 10:16
Reşat Nuri Erol
Seçim sonrası “Belediye-Kooperatif” işbirliği - 1
21.03.2024 427 Okunma
7 Yorum 21.03.2024 09:35
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 28
17.03.2024 343 Okunma
7 Yorum 17.03.2024 07:53
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 27
16.03.2024 359 Okunma
5 Yorum 16.03.2024 11:10
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 26
15.03.2024 401 Okunma
5 Yorum 15.03.2024 09:14
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 25
14.03.2024 342 Okunma
1 Yorum 14.03.2024 11:25
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 24
13.03.2024 365 Okunma
1 Yorum 13.03.2024 07:01
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 23
12.03.2024 356 Okunma
5 Yorum 12.03.2024 07:10
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 22
11.03.2024 363 Okunma
5 Yorum 11.03.2024 08:36
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 21
10.03.2024 374 Okunma
1 Yorum 10.03.2024 10:18
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 20
9.03.2024 387 Okunma
8 Yorum 09.03.2024 09:27
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 19
8.03.2024 413 Okunma
8 Yorum 08.03.2024 08:25
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 18
7.03.2024 409 Okunma
1 Yorum 07.03.2024 06:57
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 17
6.03.2024 379 Okunma
1 Yorum 06.03.2024 07:52
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 16
5.03.2024 341 Okunma
9 Yorum 05.03.2024 06:26
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 15
3.03.2024 377 Okunma
7 Yorum 03.03.2024 08:17
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 14
29.02.2024 362 Okunma
7 Yorum 29.02.2024 08:40
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 13
28.02.2024 336 Okunma
1 Yorum 28.02.2024 14:11
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 11
27.02.2024 348 Okunma
7 Yorum 27.02.2024 08:18
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 10
26.02.2024 402 Okunma
1 Yorum 26.02.2024 08:57
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 9
24.02.2024 339 Okunma
7 Yorum 24.02.2024 10:38
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 8
23.02.2024 331 Okunma
1 Yorum 23.02.2024 11:51
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 7
21.02.2024 413 Okunma
1 Yorum 21.02.2024 09:30
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 6
18.02.2024 483 Okunma
7 Yorum 18.02.2024 09:16
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 5
18.02.2024 378 Okunma
7 Yorum 18.02.2024 09:15
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 4
16.02.2024 376 Okunma
7 Yorum 16.02.2024 09:32
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 3
15.02.2024 377 Okunma
5 Yorum 15.02.2024 07:23
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 2
14.02.2024 442 Okunma
5 Yorum 14.02.2024 10:57
Reşat Nuri Erol
Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 1
13.02.2024 557 Okunma
5 Yorum 13.02.2024 09:32
Reşat Nuri Erol
MehmetTekelioğlu; Bilge adam Nazif Satoğlu Hakka yürüdü
12.02.2024 316 Okunma
6 Yorum 12.02.2024 14:05


© 2024 - Akevler