‘Sağlık Sorunu’ ile ilgili uyarılarımızı sürdürmem gerekiyor…
“Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” demiş ya, Sultan Süleyman…
Sağlık da devlet de insan için; ama insan sağlıklı değilse devleti de sağlıklı olmaz.
Devletin kendisi yani sistemi sağlıklı olmayınca, işte bugünlerde yaşamakta olduğumuz ‘seçim sonuçları’ ya da ‘sonuçsuzlukları’ gibi sorunları yaşarız ve bu durum hem beden hem de ruh sağlığımızı etkiler, kişiler ve toplum olarak kıvranır dururuz...
Dr. Süleyman Akdemir çalışma arkadaşımızın en son çalışması “Kuvvetler Ayrılığına Yenilikçi Bir Bakış: Dörtlü Kuvvet Önerisi” başlığı altında bilimsel makale olarak bir dergide yayımlandı. Sırası gelince bu çalışmamızı da değerlendireceğiz ve devlet düzenimizin sağlıklı olması ile ilgili uyarılarımızı bir de bu açıdan sürdürmüş olacağız…
Sağlık ile ilgili uyarılarımızı Sabri Kaya arkadaşımızın bir de “Hasta Olursanız Tıbba Fazla Güvenmeyin!” başlıklı çalışmasından yararlanarak sürdürmemiz gerekecek…
Öğretim Üyesi Onkolog Doktor Yavuz Dizdar, ‘Vicdan Hayat Kurtarır’ başlıklı kitabı vesilesiyle özel açıklamalar yapmış. Kitapta sistemin çıkmazlarına yer verdiğini ve tıbbı ciddi şekilde eleştirdiğini söyleyen Dizdar, “Doktorlar aşırı derecede paraya meftun olmuşlar, bağlanmışlar. Önemli bölümü vicdanını kaybetmiş, bir kısmı daha imkân bulursa kaybedecek” demiş. (Onkoloji; kanserin oluşumu, nedenleri, kalıtımla ilişkisi, tanısı, tedavisi, kanserle ilgili istatistikler ve kanserden korunmayla ilgilenen tıp dalıdır.)
Dr. Dizdar diyor ki: “Kitapta, özellikle gençlerin geleceği dert edinildi ve gençlere önemli mesajlar veriyorum. Hasta olmayın ama hasta olursanız da tıbba çok fazla güvenmeyin. Doktorlar aşırı derecede paraya meftun olmuşlar, bağlanmışlar. Kitapta tıbba ciddi eleştiri var ve bir zahmet üstlerine alınsınlar. İsim verilmese de birlikte çalıştığımız meslektaşlarımız var. Ama alınmaları lazım çünkü bu iş ticarete çevrildiği vakit tıbbın geleceğini bekleyemeyiz. Bu çocukları nasıl eğiteceğiz? Doktor saat 11 veya 12’de işten çıkarak hatta bazen hiç işe gelmeksizin piyasada olmak istiyor. Mesleğin esaslarını çocuklar kimden öğrenecek?”
DOKTORLARA VİCDANLARINI HATIRLATMAK GEREKİYOR
Doktorların büyük çoğunluğu olmasa bile önemli bölümünün vicdanını kaybettiğini söyleyen Dr. Dizdar, “Bir kısmı daha imkân bulursa kaybedecek, kesinlikle göz ardı edebilirler. 1900’lü yılların başında İstanbul’a gelen bir doktor Beyoğlu’nda muayene açtığında haftada bir gün ücretsiz hasta bakıyordu. Ben burada kendi meslektaşlarıma haftada bir gün hastaya ücretsiz bakmayı kabul ettiremedim. Ameliyat değil, alt tarafı muayeneden bahsediyoruz. Tıp kendi misyonundan bu kadar sapmış ve ticarete dönüşmüşse eğer, doktorlara vicdanlarını bir daha hatırlatmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
TIP DEĞİL, TEKNOLOJİ GELİŞMİŞ!
Hasta ve hasta adaylarına uyarılarda bulunan Dr. Dizdar diyor ki: “Bizim sektörün temsilcileri 80 yıldır yatmış, teknoloji gelişmiş. Gelişen teknoloji, tıp değil. Bunu hasta ve hasta adayları çok iyi bilsin. Yeni birkaç ilaç ama bol miktarda görüntüleme, Ultrason, MR, PET gelişmiş ve kendilerine pazar arıyorlar. Dolayısıyla hastalar tıp için artık pazar özelliği taşıyor. Bu noktada çıkış için bir şeylerin değişmesi gerekiyor.”
Uyarılar devam ediyor: “Toplumun vicdanında küntleşme olduğunu söyleyebilirim yani bir şeyleri göz ardı edebiliyor. Örneğin, tavukta mesela, ‘ışık görmeden büyüyen 40 günlük hayvandır, aslında bebektir’ dediğinizde işi anlamış olan arkadaşlar ‘ızgara tavuk istiyorum’ diyebiliyor. Bunu dememeyi öğrendiğimiz zaman çağ döner. Çünkü artık bu sıkışmış pozisyondur. Mallar ve canlar bu kadar ucuzlamışken birkaç kişi bir hareket başlatırsa ve sürekli tüketime sevk eden sistemi hayatlarından kısmen de olsa çıkartabilirlerse, bütün ayaklar yere bir daha basacaktır. Dünyanın şekli bir daha böyle olmayacak. Vicdan hayat kurtarır… Vicdan herkesin içinde bir miktar verilmiş olan ama bizim görmezden geldiğimiz, üstünü örtebildiğimiz cevher. Örtüyü açarsanız ışıldamaya başlıyor, kapatırsanız o zaman duyarsızlaşıyorsunuz.” Bugünlük de bu kadar uyarı yeter! Herkese sağlık ömürler dilerim…