Ne diyorduk?
Daha doğrusu neler dedik?
Seçimden birkaç gün önceki yazılarımızın birinde, başlık olarak “Sayın Cumhurbaşkanı’na son hatırlatmalar…” dedik.
O yazımızın en başında -Sağlık başta olmak üzere… -Ekonomi… -FAİZ… -SİSTEM/DÜZEN yani faizli zalim düzen vs. konuları ile ilgili hatırlatmalar vardı.
Çalışma arkadaşlarımızla bu ve ilgili diğer konularda sürekli olarak çalışıyoruz…
“SAĞLIK başta olmak üzere” dedik ya; her şeyden önce sağlık üzerinde duralım.
Önceki yazımızdan sonra, “Sağlık Sorunu” ile ilgili birkaç yazımız olacak.
Önemli bir uyarı da yapmıştık; o uyarımızı tekrar hatırlayalım/hatırlatalım: “Önemli konularda ‘ilgililerin dikkatine’ diyoruz; ilgilenmezlerse, veballeri boynuna…”
***
Evet…“Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
Kanuni Sultan Süleyman böyle diyorsa, biz ne demeli ve günümüzde ne yapmalıyız?
Sağlığı koruyan, hastalık üreten bataklığı önleyen bağımsız ve özgür düşüncelerin, ülkemizin en ücra köşesine kadar yayılması için yapılması gerekenler:
* Bireysel farkındalık ve erdemli birey eğitiminin aktif olarak yaygın bir şekilde başlatılması…
* Öze dönüş (fıtrat) bilincinin oluşturulması…
* Bireyin özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılarak akleden, düşünen, sorgulayan ve çevresi ile barış için yaşama bilincinin yaygınlaştırılması…
* Kimyasal ve sentetik gıda, temizlik ürünleri, kişisel bakım ürünlerine karşı toplumsal protestoların örgütlü bir şekilde yönetilip küresel firmaların ürünlerine karşı boykotların başlatılması…
* Ekolojik tarım yapılarak toprağın ve çevrenin geri kazanılması…
* Hastalıkların yüzde yetmişi beslenme kaynaklıdır. Her bireyin organik gerçek gıdaya erişiminin sağlanması hastalıkların önlenmesinde mutlak bir zorunluluktur…
* Köylere dönüş ve tarımsal faaliyetlerin teşvik edilerek kırsal kalkınmanın devlet tarafından desteklenmesi gereklidir...
* Geleneksel yöntemlerin uygulanması, yerli tohum ve yerli hayvan ırklarının ıslahının yapılması, yörelere uygun ürünlerin teşvik edilerek üretimin sağlanması gerekir...
* Kooperatifler kurularak tüm üreticilerin ortaklık statüsü ile üretim yapılması, ürünlerin direkt olarak tüketicilere pazarlanması sağlanmalıdır...
* Koruyucu sağlık, koruyucu hekimlik (hastalıkların önlenmesi) ve geleneksel tedavi yöntemlerinin yaygınlaştırılması…
* Hacamat, sülük tedavilerinin sosyal güvenlik kapsamına alınması ve tüm toplumun periyodik olarak bu tedavilerden yararlanması sağlanmalıdır...
* Doktor ve hastanelere yapılan yatırımlar yerine bireyin doktora olan ihtiyacının azaltılması gerekir. Bu amaç ile sağlık endüstrisine aktarılan kaynakların sadece %25’lik diliminin tarıma ve çevreye aktarılması mutlaka sağlanmalıdır…
* Çevre ve doğal yaşamın koruma altına alınması için çevreyi ve doğal yaşamı tehdit eden tüm sanayi tesislerine biyolojik arıtma tesisleri kurulumunun sağlanması gerekir...
* Tüm eğitim kurumlarında öğrencilere organik ve geleneksel beslenmeleri için okul kantin ve yemekhanelerinde ekolojik ürünlere geçişin sağlanması teşvik edilmelidir...
Sağlık sorunu ile ilgili yazı serimizin bu ‘sonuç’ bölümünde de özellikle Adil Düzen Sağlık Çalışanı Sabri Kaya arkadaşımızın çalışma ve önerilerinden yararlandık.
Şimdilik bu kadar; yeri ve sırası geldikçe devam ederiz, inşallah…
Not: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ana harcama grupları itibarıyla Mart 2019 ayında, aylık bazda en yüksek artış yüzde 3,48 ile sağlık grubunda görülmüş!