‘Sağlık sorunu’ ile ilgili birinci yazımızda ne dedik?
“Sağlık sorunu; büyük hastaneler sağlığı çökertir”.
Sonra ‘SAĞLIK SORUNU’ ile ilgili yazı dizimize geçtik…
Ne diyorduk?
“Seçimden (31 Mart 2019 Seçimi) birkaç gün önceki yazılarımızın birinde, başlık olarak “Sayın Cumhurbaşkanı’na son hatırlatmalar…” dedik... / O yazımızın en başında -Sağlık başta olmak üzere… -Ekonomi… -FAİZ… -SİSTEM/DÜZEN yani faizli zalim düzen vs. konuları ile ilgili hatırlatmalar vardı./ Çalışma arkadaşlarımızla bu ve ilgili diğer konularda sürekli olarak çalışıyoruz… / “SAĞLIK başta olmak üzere” dedik ya; her şeyden önce sağlık üzerinde duralım.” Önemli bir hatırlatmamız daha olacak…
Önemli konularda ‘ilgililerin dikkatine’ diyoruz; ilgilenmezlerse, veballeri boynuna…
Evet, kaldığımız yerden devam ediyoruz…
uuu
Daha fazla kâr etmek hırsıyla her alana yayılan anlayış, sağlığı da yarış pistine çevirirken, sağlık çalışanlarını da para hırsıyla koşturulan yarış atı yapıyor. Bu yarışta kullanılan ‘performans’ adı verilen kırbacın amacı, trilyon dolarlık küresel değirmeni döndüren bu yorgun atları koşturmak. Bu değirmen gerçekte hastalıkları değil, sağlığımızı ve hayatımızı öğütüyor. Uygulandığı her yerde hasta sayısını ve ölümleri azaltmıyor, aksine artırıyor.
Hastayı para olarak gören küresel anlayış, hekimin iyileştirici gücünü de paranın gücüne devrediyor. Paranın karşılığı ise her zaman sağlık olarak dönmediği için hastanın hekime olan saygı ve güveni sarsılıyor. Müşteri haline getirdiği hastayı kışkırtarak çatışma ortamı yaratan bu anlayış her iki tarafı mahkemelik hale getiriyor. Hastalıktan beslenen sistem, ahlaki ve insani değerleri yok ederken doktorları maksi puan peşinde koşan paramatik robotlara dönüştürüyor. Hekimler ise yaptıkları her hizmetin parayla ölçülmesinden ve paragöz olarak anılmaktan rahatsız. Hekimler beyinlerine taksimetre takılmasını istemiyor. Bilimi esas alan ve sağlığa odaklanan doktorlar, para etrafında dönen bu dünyada yaşamak istemiyor.
Herkesi hasta, hastayı müşteri ve her şeyi de para olarak gören küresel anlayış, sağlık ve hayatımız önünde en büyük engel. Bu engel sanıldığı gibi tıp kurumu veya bilim dünyası değil, tıp ve bilimi de zorla bu yola sevk eden küresel sağlık anlayışı. Hastalıkları önlemek ve sağlığı korumak için çırpınan hekimliği öldüren küresel anlayış, kendi çıkarlarına göre formatladığı doktorları cepheye sürüyor.
Savaşın adı: Hasta et, tedavi et, cebini doldur. Sloganı ise: Haydi aslanlar, hasta üstüne.
Hastalıktan beslenen ve hastaların kanı, canı, gözyaşını paraya çeviren küresel anlayışın gayesi sağlık değil, bitmek bilmeyen kazanma hırsı. Sağlık ve hastayı metalaştıran bu sistem, pazarlama görevi verdiği hekimi komisyoncu durumuna düşürüyor.
Kutsal vakıf şifahanelerinin yerini, kâr etmezse kapanacak olan hastaneler alıyor. Bu dev hastanelerin sağlığı koruma ve hastalıkları önleme işlevi ise budanmış durumda. Sosyal Güvenlik Kurumları ve hazinenin oluk gibi akıttığı harcamaların devamı için gerekli olan bu! Yoksa hastaya susayan, sürekli hasta üreten ve hastalıktan beslenen bu sistem her an çökebilir.
Oysaki bu sistem yüzünden devlet ve toplum yapısı çöküyor, kimse farkında değil.
Hastalıklara harcanan para, 10 kat artmasına rağmen, halkımız eskisinden daha sağlıklı değil. Hatta giderek daha hasta bir topluma dönüşüyor. Bu sonuçlara yol açan bataklığı kurutmak yerine, salgın haline gelen hastalıklarla uğraşmaktan sağlık sistemimiz yorgun.
Hayatımızı karartan felaketin boyutunu çizelim: Bu sinsi sağlık savaşında ülkemizin sadece kalp damar sağlığı alanındaki kayıpları bile, günümüzün işgallerinden, tsunamiden ve beklenen depremde tahmin edilen kayıplardan daha fazladır. Kanser, akciğer, böbrek, ruh hastalıkları... Hastalıklar çığ gibi artıyor. (Devamı var.)
DUA: Üstadımız Mehmed Şevket Eygi’ye Allah’tan acil şifalar niyaz ederiz.