Ne diyorduk? Önceki “Patron halktır, belediye halka hizmet için vardır” başlıklı yazımız, Yılmaz Bayat ile Ocak Medya’dan Veysi Dündar tarafından yapılan bir röportaj vesilesiyle yazıldı.
Söyleşi başlığı şöyle: “Patron halktır, belediye başkanı halka hizmet için vardır.”
O yazımızın sonunda dediğimiz üzere; gelecek yazıda Saadet Partisi Üsküdar belediye başkan adayı Yılmaz Bayat’ı okumaya, dolayısıyla efsane Millî Görüş belediyeciliğinin nasıl yapıldığını ve bundan sonra da nasıl olacağını okumaya devam…
Bize göre önemli olan soru ve cevaplara geçelim.
u u u
SORU: Millî Görüş belediyeciliği gerçekten efsane… Yılmaz Bayat Milli Görüş’ün o efsane belediye başkanlarından biri. Yılmaz Bayat 27 Mart 1994 - 2004 yılları arasında iki dönem Üsküdar Belediye Başkanı olarak görev yaptı ve Üsküdar halkı Yılmaz Bayat’ı çok sevdi. Devlet halkına hizmet eden devlettir. Rahmetli Erbakan da “Garson devlet” derdi. Belediye başkanının temel görevi halkına hizmet etmektir. Size göre belediye, Üsküdar halkına “Garson Devlet” mantığı ile hizmet ediyor mu?
Yılmaz Bayat: Bizimle diğer partilerin arasındaki görüş farkı burada başlıyor. Belediye ve belediye başkanlığı konusundaki görüşlerimiz onlardan tamamen farklı. Diğer partiler seçildikleri ili, ilçeyi, beldeyi yönetmek için seçildiklerini zannederler.
Belediye başkanlığı, görevleri ve sınırları ve süresi kanunlarla belirlenmiş, halka hizmet görevidir; halkı yönetmek gibi bir görev değildir. Belediye başkanlığı halka hizmet görevidir, yani ‘Garson Belediye Anlayışı’dır. Mevcut yönetim; merkezi yönetimin iktidar gücü ile kendilerini sadece belediyeyi değil, Üsküdar’ı da yöneteceklerini zannettiler. Kararlarda ve icraatlarda halkı ve halkın düşüncesini dikkate almadıklarını görüyoruz. Halk vardır ve dikkate alınması gerekir. Patron halktır, belediye başkanı ise halka hizmet için vardır.
Bir diğer prensip ise; belediye başkanlığı görevi halkın verdiği bir emanettir. Halka hizmet için halk tarafından verilmiş bir emanettir. Bu da ana prensiplerden biridir. Aksi takdirde halka tepeden bakmaya başlarsınız, halkla irtibatınız kesilir, halkın değil partinin belediyesi olursunuz. Bu anlayış partizanlığı getirir, halkın belediyesi değil parti belediyesi olursunuz. Belediye başkanlığının size halk tarafında verilmiş bir emanet olduğu unutulur, böylece hesap verme, şeffaf yönetim ve adalet gibi önemli prensipler tamamen ortadan kalkar, belediye parti belediyesi haline dönüşür ki, Üsküdar’da bugün yaşanan budur.
SORU: Neden aday oldunuz? Üsküdar halkı mı istedi aday olmanızı? Seçime giren diğer partiler aday olmanızı teklif ettiler mi? Siz aynı zamanda Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı’sınız. Teşkilatınız bir temayül yoklaması neticesinde mi aday olmanızı istedi? Süreci anlatır mısınız?
Yılmaz Bayat: Sırası ile; CHP, AK Parti ve İyi Parti aday olursam seçimi kazanacaklarını ifade ederek, partilerinden aday olmamı teklif ettiler. Kendi partim ise seçimler gündeme gelince mutlaka aday olmam yönünde kanaat belirtti. Biz de bu durumu dikkate alarak; “demek ki Üsküdar’da bize ihtiyaç var” düşüncesi ile, kendi partimden Üsküdarlıların ortak adayı olarak Üsküdar belediye başkan adayı olduk. Allah hayırlısı ile kazanmamızı nasip etsin inşallah.
SORU: Üsküdar’da tanınan bir isimsiniz. Parti ayrımı yapmak doğru olmaz. Burada hangi partinin tabanından daha fazla oy almayı düşünüyorsunuz?
Yılmaz Bayat: On yıllık belediye başkanlığımız döneminde partizanlık yapmadığımız ve belediyeyi halkın belediyesi haline dönüştürdüğümüz için… Hizmette adaleti esas aldığımız için… Açık, şeffaf, katılımcı ve hesap verebilen bir belediyecilik ortaya koyduğumuz için ve emanete sahip çıktığımız için; partizanlar hariç her Üsküdarlıdan oy alarak belediye başkanı seçileceğime ve halkın belediye başkanı olacağıma inanıyorum.
Söyleşi uzun, yerimiz dar ama söyleşiden bir bölüm ile daha devam edebiliriz…