EKONOMİ ve DOKTRİNLER
Süleyman Karagülle
642 Okunma
b) Ekonomik Bileşkeler:

 

               b) Ekonomik Bileşkeler:

               İnsan çalışıyor, satıyor, alıyor, yaşıyor, iş arıyor ve iş buluyor. Artık malı satıyor, artık malı alıyor, artık emeğe iş arıyor, artık emeğe iş buluyor, yapıyor ve kullanıyor.  Bunlar daha önce anlatılan altı temel faktöre göre ifade edilebilir. Faaliyet eksenini (I), arz eksenini (j) talep eksenini (k) birim vektörleri ile gösterirsek,

               Çalışma = i istihsal - k iaşe

               Satma = - I İstihsal + j Mübadele

               Alma = - j Mübadele + k İaşe

               Yaşama = -k İaşe - I İstihlak

               İş Arama =I İstihlak - j Tedavül

               İş Bulma = j Tedavül + k  İaşe

               Artık Malı Satma = I İstihlak + j Mübadele

               Artık Mal Alma = - j  Mübadele - k imar

               Artık Emeğe İş Arama = -I İstihsal - j Tedavül

               Artık Mala İş Bulma = j Tedavül - k İmar

 

 

GÖRÜŞLER

 

               LİBERALİST: Ekonominin kalbi pazardır. Mallar burada alınır, satılır ve böylece ekonomik faaliyet devam eder.

               SOSYALİST: Ekonominin kalbi bankadır. İş aranır ve iş bulunur, böylece ekonomik düzen devam eder.

               KAPİTALİST: Ekonominin kalbi iş yeridir. Mal burada üretilir ve ekonomik düzen devam eder.

               KOMÜNİST: Ekonominin kalbi yaşama yeridir. İnsan tüketir ve güçlenir, böylece çalışıp yaşamaya devam eder. Dolayısıyle ekonomik faaliyet gösterilmiş olur.

               TEŞEBBÜSÇÜ: Ekonominin merkezi çarşıdır. Burada imalat yapılır, siparişler yerine getirilir ve böylece ekonomik faaliyet devam eder.

               DEVLETÇİ: Ekonominin kalbi şantiyedir. İmar yapılır. Yaşama imkanları ve üretim yerleri hazırlanır. Böylece hayat kendiliğinden devam eder.

               Doktrinde her görüş, esas kabul ettiği işlemi ekonomik sistemin merkezine koymaktadır ve pompayı buraya yerleştirip diğer sahalara da su basmaktadır. Şebekenin bir yerine yerleştirilen pompa şüphesiz her tarafa su basmaktadır. Ancak en çok suyu pompanın yerleşmiş olduğu sahaya basmaktadır. Yakın sahalar gelişmekte, uzak sahalar cılız kalmaktadır. Bu da ekonomik dengenin bozulmasına , anormal büyümüş veya cüce kalmış uzuvların teşekkülüne neden olmaktadır. İşte sömürücü ve sömürülen sınıfları oluşturan gerçek neden budur.

               ADİL DÜZEN: Ekonomi merkezleri bir kürenin yüzeyine yerleştirilmekte ve pompa kürenin merkezine konmaktadır. Pompadan eşit uzaklıkta bulunan merkezler eşit şartlarla sulandıklarından eşit imkanlarla gelişmekte ve denge bozulmamaktadır. En önemli sorun bunu sağlamaktır. Çatışmaların kaynağında bu sorun vardır.

               Bütün ekonomik merkezlere aynı önemi verip herbirini bir merkezden idare etmek gerekir ya da her merkeze birer pompa koyup dengeli bir basınç sağlamak gerekir. Adil düzen kar müessesesini benimsemekle pazara kuvvetli bir pompa yerleştirmektedir. Diğer merkezlere zarar vermesin diye zekat vergisini benimsemiştir. Bankaya konan pompa faizsiz kredi müessesesidir. Masrafları devletçe karşılamak ve tefekkül edilmekle bir pompa da buraya yerleştirilmiştir. Devlet yardımı ve küçük sermayelerden vergi almamak, çalışanları vergiden muaf tutmak suretiyle iaşeye de bir pompa yerleştirilmiştir. Devlet yatırımları ve planlaması ve yatırım kredisi, imarı pompalamaktadır. Mülkiyet iş yerlerinin, şuyuiyyet yaşama yerlerinin besleyici kaynaklarıdır.

               Adil düzenin benimsediği müesseseler, böyle bir sistemi doğurmaktadır. Doktrinler de Adil düzenin benimsediği sistemin birer taraflarını benimsemişlerdir. Adil düzen, doğal düzen ve gerçek düzendir. Diğer doktrinler bu doğal düzenin birer yüzüne bakan tek taraflı görüşlerdir.

               Adil düzen, mistik bir düzen değildir. Asıl mistik düzen, tek taraflı taassuplu görüşleri ile bu doktrinlerin ortaya koyduğu sistemlerdir. İlme aykırı görüşler adil düzence benimsenemez. Dolayısıyle adil düzen, mistik bir düzen olamaz.