İŞÇİ-İŞVEREN İLİŞKİLERİ
Süleyman Akdemir
1154 Okunma
GİRİŞ

İŞÇİ— İŞVEREN İLİŞKİLERİ MUKAYESELİ SİSTEM ANALİZİ

 

Yrd.Doc. Dr. Süleyman AKDEMiR

Dokuz Eylül Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

GİRİŞ

Emeğin bir iktisadî girdi olarak varlığı ilk insanla birliktedir. Ancak Emeğin mübadeleye konu oluşu ve iktisadî bir girdi olarak kabulü Sanayi inkılabı'ndan sonradır. Dolayısıyla İşçi-İşveren ilişkilerinin de yoğunlaşması oldukça yenidir. Batı'da Kapitalist Sistem'in kabulü ve uygulanması, Emeğin iktisadî bir girdi olarak görülmesi ve fakat bölüşümden âdil bir pay alamaması sonucu olarak Sosyalist Sistem ortaya çıkmış ve Emeğin sermayedarlar tarafından sömürüldüğünü ileri sürerek Devlet tekelinin oluşmasına sebep olmuştur. Böylece iki ana sistem meydana gelmiştir: Kapitalizm ve Sosyalizm. Zamanla bu iki sistemin eksikliklerini giderdiğini ileri süren Karma Sistem adı altında görüşler de ileri sürülmüştür. Ancak karma sistemin bir sistem olarak savunması yapılmış değildir. Anlatılan bu sistemlerden başka bir sistem önerilebilir mi? İslâmiyetin öngörmüş olduğu sistem bu sistemlerden farklı mıdır? gibi sorular İşçi-İşveren İlişkileri bakımından konumuzun esasını teşkil etmektedir. Burada Sistem tartışmasından çok, sistemlerin İşçi İşveren ilişkilerine bakış açıları ve kabulleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.

 

I. GENEL KAVRAMLAR

A. EKONOMİK İLİŞKİ- SOSYAL İLİŞKİ KAVRAMI

İnsanlar tarih boyunca topluluk halinde yaşamışlar ise de aralarındaki ilişkiler iktisadi ve sosyal gelişmelere bağlı olarak gittikçe artmış ve işbölümü de yoğunlaşmıştır. İnsanların aralarındaki bu ilişkiler depo edilebilir bir mal aracılığı ile olduğu gibi, doğrudan doğruya fikri veya bedeni de olabilir. Depo edilebilir maddelere bağlı ilişkilere ekonomik, fikri veya bedene bağlı ilişkilere ise sosyal ilişkiler adını verebiliriz. Kapitalizm ekonomik ilişkiler ile sosyal ilişkiler arasında temelde bir fark gözetmemekte ve her iki tür ilişkiyi ekonomik ilişki olarak değerlendirmektedir. Sosyalizm de ise ekonomik ilişkilerin sosyal ilişkiler gibi düşünülmesi esas alınmaktadır. İslâmiyetin öngördüğü sistemde ise ekonomik ilişkilerle sosyal ilişkiler ayrı ayrı düşünüldüğünden her biri için farklı sistemler geliştirilmiştir. Konaklama, eğitim gibi müesseseler sosyal ilişkiler içinde yer almakta ve bunların ifası için Vakıflardan yararlanılmaktadır.