Yok artık LeBron James
1093 Okunma, 0 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

04.03.2011

HADİ Soner Yalçın'ı yutturdunuz.
“Karanlık odacı” dediniz, “Zaten bizim de canımızı acıtmıştı” dediniz, “Yalçın Küçük'le dosttu” dediniz, “Eski Aydınlıkçı idi” dediniz, “Yazdıklarından değil terörden yargılanıyor” dediniz.
“Demokratız dediysek aptalız demedik” diye mugalata yaptınız.
“Oh olsun” diyerek tef çalıp göbek attınız.
Yani...
Allem ettiniz, kallem ettiniz ve devreye soktuğunuz en bayağı psikolojik harp teknikleriyle Soner Yalçın'ı yutturdunuz.
Peki söyler misiniz?
Nedim Şener'i nasıl yutturacaksanız?
Ahmet Şık'ı nasıl yutturacaksınız?
* * *
O Nedim Şener ki...
-  Harbiden gazetecidir.
-  Hrant Dink cinayetinin peşine düşmüş ve kimsenin bilmediği gerçekleri ortaya çıkarmıştır.
-  Hiçbir küçültücü ifade kullanmadan, devletin resmi belgelerinden yola çıkarak Gülen Hareketi'nin kitabını yazmıştır.
-  Polis içindeki yapılanmalara dikkat çekmiştir.
-  Ergenekon soruşturmasındaki çarpıklıklara işaret etmiştir.
-  Sadece habere imza atmış, sadece kitaplar yazmış, sadece yorumlar yapmıştır.
-  Vicdanından başka dayanağı, kaleminden başka silahı olmamıştır.
Tekrar soruyorum:
Hadi Soner Yalçın'ı bir biçimde yutturdunuz...
Nedim Şener'i nasıl yutturacaksınız?
* * *
O Ahmet Şık ki...
-  Darbe Günlükleri'ni ortaya çıkarmış bir gazetecidir.
-  Tanıyanlarının “Benim olur, onun darbeciyle, çeteciyle, Ergenekoncu'yla bir işi olmaz” diye tanıklık yaptığı bir isimdir.
-  Eğer ille de “birinin adamı” denilecekse, işkence gören Manisalı gençlerin adamı denilebilir.
-  Eğer ille de “birinin adamı” denilecekse, polis tarafından katledilen gazeteci Metin Göktepe'nin adamı denilebilir.
-  Araştıran, soruşturan, sadece yaptığı haberlerle var olan bir gazetecidir.
Yine soruyorum:
Hadi Soner Yalçın'ı bir biçimde yutturdunuz.
Ahmet Şık'ı nasıl yutturacaksınız?

Yazının tamamı için tıklayınız.

 

Yorum:

Hak, hukuk, gak guguk

Demokrasi derler, çocukluktan beri duyarız. İyi bir şey diye öğretirler. Derler ki halkın kendi kendini yönetmesidir.

Fikir özgürlüğü derler, çocukluktan beri duyarız. Çok iyi bir şey derler. Herkes fikirlerini açıkça söylemeli derler. Olması gereken bu derler.

Sürekli duyarız. Hukukun üstünlüğü derler. Bu olmadan olmaz derler. Yargıya güven derler. Bağımsız yargı olmadan olmaz derler. Çok önemli derler. Derler de derler...

Türkiye çok ilginç bir dönemden geçiyor. Hem de çok hızlı geçiyor. Son 50 yılda çok değişik formlarda kutuplaştırıldık. Bunları artık herkes biliyor. Bu kutuplaşmalarda bir ezilen ve bir de ezen taraf oluşturuldu. En son ezenler sandılar ki Şubat ayının son günü bin yıl sürecek, ebediyen sürecek. Sonra bir baktılar ki bin yılın daha on beş yılı dolmadan ezilen taraf haline gelmeye başlamışlar. Nasıl bir işti ki bu? Nasıl oluyordu ki? O güçlü halden bu hallere nasıl düşülüyordu? Cevabı çok basitti: Allah'ın müdahalesiydi. Allah insanlara bir gerçeği gösteriyordu. Eğer hakkı, hukuku savunmazsan, insanlara eziyet edersen sana da eziyet edilir.

Bir bilgisayar terimi vardır: "default". Türkçesine "varsayılan" denir. Cihazlarda ise buna "fabrika ayarları" denir. Bir şeyin orijinal, doğal halidir. İnsanın default hali suçsuz olmasıdır. Buna fıkıhta "istishab" deliliyle "beraati zimmet asıldır" kuralı denir. Açıklarsak:

1.Bir insan suçu ispat edilmediği sürece suçsuzdur.

2.Suçlanan suçsuzluğunu ispat etmek zorunda değildir, suçlayan suçluluğu ispat etmek zorundadır.

3.Suçlayan suçluluğu ispat edemezse suçladığı suçun cezasının % 80'i suçlayana uygulanır.

Bugün insanlar Ergenekon davası ile suçlanıyor, hapislere atılıyor. Davalar başlayalı 2 yılı geçti ama netice yok. İçeride yatan bir sürü insan var. Bunlardan beraat edenlere ne olacak? Ne diyeceğiz? Kusura bakmayın sizi suçlu sandık, değilmişsiniz mi diyeceğiz? Bu yapılanlar her kim için yapılırsa yapılsın zulümdür, eziyettir. Hiç kimse kimseyi sadece şüphelenerek hapse atmamalı, atamamalı. Gün gelir, bugün ezilenler yarın tekrar ezen olur ve aynısını uygular. Peki bunlardan kim kazançlı çıkar? Kutuplaştırılan taraflar mı? Hiç sanmıyorum.

Her zaman kazançlı çıkan kavganın dışında olandır. O zaman siz düşünün, bulacaksınız kazançlı çıkanı.

 

 

Lütfi Hocaoğlu






Sayı: 91 | Tarih: 6.03.2011
Mahir Kaynak
Yargı ve siyaset
1128 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Ebubekir Sifil
Yad-ı Cemil
1125 Okunma
Zafer Kafkas
Ahmet Hakan
Yok artık LeBron James
1093 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Ergenekon günlerinde inadına gazetecilik
1061 Okunma
Tayibet Erzen
Zülfü Livaneli
Cinnet ve isyan
1047 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mehmet Şevket Eygi
Ahirete inanan bunları yapmaz
934 Okunma
Emine Hocaoğlu