Plâjda yoğurt yeme hakkı engellenemez!
1146 Okunma, 1 Yorum
Ahmet Turan Alkan - Zaman
Emine Hocaoğlu

27 Temmuz 2009, Pts

Okuyucu diyor ki: Geçtiğimiz hafta ailece denize gittik. Ablam ve ben denize haşemalarımızla girdik. Denizden çıktık kıyıda yürümeye başladık. Kıyıda 50 yaşlarında bir bayan, eşiyle birlikte oturuyordu.

Tebessüm edip yanlarından geçiyorduk ki; bize bişeyler mırıldandı… Biz de teyze bir şey mi soruyor diye nezaketen “buyrun” dedik. Teyze bize “O üzerinizdekiler suyu hissettiriyor mu?” diye kinâyeli bir şekilde sordu. Biz de gerçekten merak ettiğini düşünerek “Evet hissettiriyor ve rahat” dedik. Birden çirkinleşti, “Hiç zannetmiyorum, doğru söylemiyorsunuz” diyerek sesini yükseltti. Ben de “Hanımefendi biz böyle rahatız, herkes nasıl rahat olacaksa öyle girsin denize. Bu kimseyi ilgilendirmez.” dedim. Teyze teyzelikten çıktı ve saldırıya başladı. “Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz, yazık size!” diyerek haşemayı kasıtlı giydiğimizi söylemeye çalışıyordu. Ben de hâlâ saygımı korumaya çalışarak, “Hanımefendi ben sadece özgürlüğümü kullanıyorum, siz de öyle” dedim. Kadın bize hakaretler yağdırmaya devam ederken, eşi de “Bırak bırak onlar ülkeyi İran a çevirmek istiyorlar, onlar İran istiyor” diyordu. Ardından bize mesleğimizi sordu o sinirin arasında. Ben öğrenci, ablam da öğretmen olduğunu söyleyince daha da sinirlenerek “Yazık size yazık! Ülke size mi kaldı” diye bağırırken anladık ki bu insanlar saygıdan ve hoşgörüden çok uzaklar! Oradan uzaklaşırken de adam arkamızdan “Bırak İran’a gitsinler” diye bağırıyordu.

***

Halkın değil ama vatandaşın denize girdiği nezih plajlarda haşemalı insan görmek istemeyen teyzeyi anlıyorum fakat bu yol çıkar yol değil; benim de görmek istemediğim ve kendimce fena bulduğum bir kamyon dolusu şey var. Meselâ ben de halkımızın değil ama vatandaşların girdiği itibarlı plâjlarda elâlemin deniz kıyafetine bulaşan sinirli teyzeler görmek istemeyebilirim. Ne olacak? Şu kavuran sıcaklarda suda serinlemek yerine plâjın aslında kimin mülkiyetinde bulunduğunu öğrenmek için kadastro çalışması mı yapacağız?

Sana ne teyze, sana ne? İsteyen haşemayla girsin denize, isteyen suni elyaflı taklit kürk manto ile. Denizin haberi bile olmaz, hattâ umurunda bile değildir böyle şeyler. Farzımuhal, denize girdiğinizde “yallah dışarı; kimyamı bozuyorsun” diye hırçınlaşıp karaya mı atıyor sizi? Yoo. Aldırmıyor bile. Siz de aldırmayacaksınız. Estetik açıdan uzaktan eleştiri hakkınız var ama sadece o kadar…

Gel de eğri oturup doğru konuşalım teyzeciğim: Artık yaşını başını alma raddelerine gelmiş bazı hanım gazeteciler haber kıtlığı çekince çirkin ördek yavrusu kılığına girip geziyor, kimse karışmıyor. 367 meselesinden müseccel sâbıkalı kötü hukukçular, allâme kılığında geziyor ona da kimse karışmıyor. Bir sayfasına tam tamına 28 tane üryan hatun fotoğrafı yerleştirmeyi başararak görmemiş okuyucularına kadın anatomisi hakkında ince detaylar sunan gasteler “gazete” kılığına bürünüyor ona da kimse karışmıyor; karışamaz da. Arz talep meselesi; divânelerin hemdemi divâne gerektir teyzeciğim.

Gir denize sereserpe, ferahlan; dulun, bir daha dulun, bir daha dulun. Oh de. Çık kıyıya palamut gibi. Tak güneş gözlüğünü, al eline ucuz polisiye romanını; istakoz gibi kızar, keyfine bak, fakat elâlemin çoluğuna çocuğuna hayat tarzı dersi filan vermeye kalkışma lütfen.

Becerebiliyorsan 367'nci hukuk allâmesine mektup yaz, plâjları kamusal alan yapsın; beceremiyorsan otur yoğurdunu ye. Senin plajda yoğurt yeme hakkın engellenirse o zaman seni de savunuruz canım benim. Söz!

Yorum

Yıllardır bikinili, mayolu denize girmeyi alışkanlık haline getiren insanların şimdi haşemalı  kişileri  denize  girmelerine dayanamıyorlar. Çünkü kendilerinin yaptığı şeyin yanlış olduğunu hissettirdikleri için mi? Yoksa kendileri bikinili veya mayolu halinden ötürü günah işledikleri mi  hatırlıyorlar? Acaba bu yüzden mi rahatsız oluyorlar? Benim aklıma öncelikle bu sorular geliyor.

İnsanlar normal hayatlarında nasıl giyiniyorlarsa deniz için de bu geçerli olmalıdır. Plaja geldik diye her yerlerini göstermenin bir anlamı yok bence. Çoğunluk yapıyor diye bunun normal olduğunu mu sanıyorlar? Bal gibi de bunun normal olmadığını biliyorlar fakat plajda herkes böyle giyiniyor diye giyiniyorlar. Üstelik kimse kimseye bakmıyormuş. Ben bir bayan olarak bakıyorum da başkaları mı  bakmayacak? Şaşılacak bir iş. Tabi ki bakıyorlar ve bu görünüyor.  Efendim burada herkes mayolu diye siz de onlara uymanız gerekmiyor. Zaten bunu yapanların bir çoğunun vicdanen rahat olduklarını sanmıyorum. Haşemalı insanlar çoğaldıkça bu sorun ortadan kalkacaktır. Bu olay başörtülü-açık bayanlar için de geçerli olaylardandı. Şimdi insanlar nasıl kabullendiyse bunu da zamanla benimseyeceklerdir. Haşemalı denize girenler niçin hemen İran’ı istiyorlar diye yargılanıyor. Niçin insanın Allah korkusu ve inançlarından dolayı kapandığını ve Haşemayla girdiğini kabullenemiyorlar. İnsanlara karşı hoşgörülü olmak lazım. Haşemalı giyenler bikinili ve mayolu giyinenler için batılılara özeniyor, ABD gibi  diyorlar mı? Allah herkese bir akıl vermiş. Kuran-ı Kerimi de vermiş. İstediği gibi yaşamaya özgürdür. Kimsenin buna karışmaya ve yargılamaya hakkı yoktur.

İnsanlar özgürdür ve istediği gibi giyinmelerinden yanayım. Bana kalırsa da birçok insan (bikini ve mayolu) benim hoşuma gitmiyor. Üstelik bana göre birçok şeyde olduğu gibi doğru olan hor görülüyor, yanlış olan onaylanıyor ve beğeniliyor.

Aslında denizlerin erkek bayan ayrı olmasından yanayım. Bazen görüyorum ki bayan erkek ayrı havuzlar var. Ne kadar rahat. Haşemayla yüzen için de zor denizde hareket etmek buna katlanabiliyorsa bilsin ki Allah’tan korktuğu için diye düşünen yok. İnsanları daha duyarlı olmalarını ve altında hep kötü şeyler aramamalarını diliyorum… Bir çok insan Allah korkusundan haşemayla bile girmemeyi (denizi çok sevmelerine rağmen kendilerini mahrum bırakabiliyorlar) düşünürken, girenler için de saygısızca davranmamayı diliyorum.

 

 

Emine Hocaoğlu


YorumcuYorum
Ilker Ardic
04.08.2009
13:14

Yahu Teyze sen ve senin gibiler insanlara işkencenin büyüğünü yapıyorsunuz ama kimse bir şey demiyor. O şekilsiz vucutlarınızla görüntü kirliliğine yol açmayın. Mazallah Rütük görürse sizi yayından kaldırır.





Sayı: 8 | Tarih: 2.08.2009
Hayrettin Karaman
İHL meslek liseleri midir?
7326 Okunma
1 Yorum
Hilmi Altın
Ayşe Arman
Zulmün adı haşema
2060 Okunma
2 Yorum
Tayibet Erzen
Nazlı Ilıcak
Çocuklarımızı nasıl yetiştirelim?
1429 Okunma
4 Yorum
Fatma Karuç
Ahmet Hakan
Ertuğrul Özkök'le Umreye gidiyoruz
1311 Okunma
5 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Murat Bardakçı
Hadımlık iğnesi yokken, orayı orakla keserlerdi
1273 Okunma
Recep Yıldırım
Fikret Bila
"Çözüm'ün Dayandığı Sınır
1229 Okunma
1 Yorum
Harun Özdemir
Oktay Ekşi
Gül'ün Yanıtı
1209 Okunma
2 Yorum
Vahap Alma
Ahmet Taşgetiren
Türkiye'nin rahatlaması
1203 Okunma
2 Yorum
Zübeyir Erol
Yılmaz Özdil
Açılım
1180 Okunma
Leyla Okta
Mümtazer Türköne
'Türk sorunu' var mı?
1179 Okunma
1 Yorum
Arif Ersoy
Bekir Berat Özipek
Milli görüş ve ‘necasetten temizlik’
1179 Okunma
Bünyamin Demir
Mehmet Altan
Allah benzetmesin
1172 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Ahmet Turan Alkan
Plâjda yoğurt yeme hakkı engellenemez!
1146 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Hakan Albayrak
Faiz Meselesi
1143 Okunma
Veysel İpekçi
Reşat Nuri Erol
Sermayenin yaptıkları ve korkuları
1141 Okunma
1 Yorum
Ilker Ardic
Mahir Kaynak
Türkiye'nin çözümü, Çözüme giderken
1129 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Toktamış Ateş
CHP ve "solcu olmak..."
1111 Okunma
Osman Eskicioğlu