Rock çocukları...
1182 Okunma, 3 Yorum
Bekir Coşkun - Hürriyet
Ersoy Kılıç

23 Temmuz 2009

Rock çocukları...


ŞARKILAR söylüyorlar...

Şarkılar onlar için ekmek-hava-su gibi...

Bir konser öncesi, sabahın ayazında, montlarına sarılmış, ıslak çimenlerin üzerine kıvranmış uyurken görmüştüm onları.

“Neyi bekliyorlar?..”

“Şarkıları...”

Çoğu birkaç dil biliyor. Her şeyi tartışmaya hazırlar. Dünyanın tümünü kendilerinin kabul ediyorlar. Onlar için ırk-dil-din ayrımı yok...

Çevre savaşçıları, küresel emperyalizme karşı duranlar, savaşlara “hayır” diyenler de onlardan çıkıyor...

Kirli dünyaya itirazları var...

Ve özgürler... 

*

Küçükçiftlik Parkı'nda yerli-yabancı grupların katıldığı Unirock Festivali vardı. İşte Başbakan Harbiye'ye geçerken onları gördü.

Çocuklar dans ederek şarkılarını söylüyorlardı.

O an içinden belki “Fesuphanallah...” dedi Başbakan...

Arabanın siyah camının arkasından, gözlerini kısarak, dolma saran tavşan görmüş gibi şaşkınlıkla baktı onlara.

Nitekim ilk konuşmasında “...Giderken maalesef gençliğimizin bir bölümünün halini gördük. Üzüntü vericiydi. Böyle sınırsız-kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu yapılanma bizi dertlendiriyor” dedi...

Ne yaptı ki çocuklar?..

Babalarının iktidarında tavuk yemi ithalatı işine mi girdiler?..

Büyük çarşıların önünü bedava kapatarak haşlanmış mısır ticareti mi yapıyorlar, babalarının adını sermaye yaparak?..

Baba dostunun bursu ile okuyup, bir anda mücevherat şirketi sahibi olma olanakları da yok...

Gemicik hayalleri de olamaz...

*

Onlar şarkılarını söylüyorlar...

Niye bu kadarcık haklarını “ahlaki erozyon” sayıp, ayıplayıp, sonra da oturup dertleneceksiniz?.. Şarkı söylüyorlar, şarkı...

Cennet kadar güzel, ama yağmalanmış-çalınmış bir ülkede doğdular... Onları bekleyen kötü yaşamlara, bunalımlara, işsizliklere, haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı, şarkı söyleyerek yürüyorlar.

Sadece şarkıları var... 

 

 

Yorum:

Birkaç gece öncesinden çadırlarını kurup beklerken ve hem de konser sırasında biraların hırla uçuştuğu, gençlerin birbirleriyle neredeyse karı-koca oldukları, burnundan göbeğine halka takmayı marifet saydıkları (üstelik buna delmek yerine asortik bir isim vererek piercing diyorlar) bir ortam Başbakan olsam beni dertlendirirdi.

Coşmuş Adam’ın yazısını okuyunca hemen google’a girdim. Tam olarak ne demiş Başbakan diye. Bir rock grubunun sitesinde Başbakan’ın söylediklerini baştan sona okudum.

Başka bir siteye girdim orada da okudum.

Sonra başka bir sitede yine…

Başbakan şöyle demiş:

“Özellikle, görsel medyada son dönemlerde bazı programlar var ki, bir baba olarak çocuklarımızın, gençlerimizin yarını için birşeyi vurgulamak istiyorum, hiçbir medya patronu gençliğimizin ahlaki erozyonuna fırsat vermemeli, ona zemin hazırlamamalı. Yarın öyle bir bela olur ki bu bela onları da çarpar, onları da vurur. Onun için güçlü olmaya mecburuz. Anneler, babalar, ‘Sadece okullarda bu işi çözerim’ diye düşünmeyin. Bizim de üzerimize düşen görevler var. Eğer son zamanlarda bazı arzu edilmeyen cinayetler, katliamlar duyuyorsak ve bunlardan dolayı üzülüyorsak, anne, baba olarak kendimizi de hesaba çekmeliyiz. ‘Acaba biz nerede yanlış, nerede hata yaptık’ bunların da üzerinde durmalıyız. Şunu da unutmamalıyız. Dün o dediğim tesisleri denetlemeye giderken orada maalesef gençliğimizin bir bölümünün halini gördük. Gerçekten üzüntü vericiydi. Bu şekilde sınırsız, kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu yapılanma bizi dertlendiriyor. Onun için aileye sahip çıkacağız. ‘Çoluğumuz, çocuğumuz nereye giderse, gitsin’ diyemeyiz. Kendi başına bırakılan unutmayın, ya davulcuya ya zurnacıya...”

Yazıda bir ayrıntı dikkatimi çekti. “sınırsız-kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu yapılanma”

Acaba Başbakan müziğe mi dertleniyordu, müzik için oraya gelen insanların sınırsız ve kontrolsüz tavırlarına mı?

En-nihayet yazarımızın yazısına döndüm tekrar. Sonra bir şey fark ettim. Takıntı…

Evet, derler ya ağzınızla kuş tutsanız yaranamazsınız. Birine takmaya görün. Sen yazıdan bir parça al, çekebildiğin kadar çek, uzatabildiğin kadar uzat, ucunu değdir başka yerlere. Sonunu da “Ne yaptı bu çocuklar………. Sadece şarkı söylüyorlar”  diyerek bağla.

Yine taktıkların nasibini alsın. Benim bu bürokratların çocuklarını savunduğum yok. Gerçekten babalarının güçleriyle haksız bir şey var ise Allah doğru yola iletsin, affetsin, müstehaklarını versin, ne diyeyim O’na havale ettim…

Bu arada yazının giriş kısmını sona bıraktım.

Çevre savaşçıları, küresel emperyalizme karşı duranlar, savaşlara “hayır” diyenler de onlardan çıkıyor...

Muş…

Bu ülkede ne zaman yer altı zenginlikleri gün ışığına çıkarılmak istense, başını İngiliz Kraliyet Ailesi, Alman ve Fransızların el altından kurdurdukları taşeron sivil toplum örgütleri çevreci geçinerek elimizi kolumuzu bağlamak isterler. Çevreci geçinenlerin yüksek binalara tırmanmaları, kendilerini limanlara zincirlemeleri, bildiri okuma ve dağıtmalarıyla zenginlikler yeraltında kalmaya devam eder. Savaş karşıtı gösteriler de yaparlar ama bu işin kozmetik kısmıdır. Ama çevre savaşçıları, küresel emperyalizme karşı duranlar, savaşlara “hayır” diyenlerin içinde piyon olduklarını bilmeyenler çoktur.

Birde birilerine piyon ve maşa olduğunu bilenler ve onların kim olduğunu bil-e-meyenler vardır.

 

Ersoy Kılıç


YorumcuYorum
Lütfi Hocaoğlu
27.07.2009
23:03

Ersoy, ağzına sağlık, Allah senden razı olsun. Bize yorum yapacak bir şey bırakmamışsın.

Onlara yapılan ahlaksızlıklar o kadar güzel o kadar hoş gelir ki, hatta o kadar normal gelir ki onun farkına bile varmazlar. Sonra Başbakan’ın o yapılan ahlaksızlıklara değil de müziğe taktığını zannederler.

Eğer biz ahlakımızı Kuran ve sünnete göre ayarlayamazsak, referans noktamız Kuran ve sünnet olmazsa aynı duruma düşen bir topluluk oluruz. Bu nedenle bir olayı değerlendirirken helal-haram eksenine göre değerlendirmek gerekir. Bekir Coşkun gibileri artık o noktadan iyice uzaklaştıkları için bizim o taktığımız haram olan davranışlara değil de müziğe takıldığımızı zannederler. Çünkü o davranışlar onlar için gayet normaldir.

Tayibet Erzen
28.07.2009
07:52

Ben yazarın "Çevre savaşçıları, küresel emperyalizme karşı duranlar, savaşlara “hayır” diyenler de onlardan çıkıyor" ifadesine bir anlam veremedim. Ne yani içki ve esrarın su gibi tüketildiği bu festivallerde, insanların tek derdi rock yapmaktan ibaretken, hayatları müzik ve danstan başka birşeye hizmet etmeyen bu insanlar mı greenpeace’ci? Bu halleriyle emperyalist düzen için zaten bir piyasa oluşturmuş durumdalar, karşı durmaları ne mümkün? Biz bunları tartışaduralım Bekir Coşkun "Bütün dünya buna inansa, hayat bayram olsa..." şarkısını söyleyedursun.

faani
30.07.2009
21:25

biri ihbar yazısı yazsın münevverin başını akp zihniyeti kesti diye! senaryo da şu: zanlı cem garipoğlu münevver’i başını örtmeye zorladı. üstüne de kuma alacaktı. ona şık yani şuh türbanlar alıp makyaj yaptıracak, altına cip mip çekip cumhuriyeti tehdit edecekti. ve muhtemelen bir kaç çocuğu olmasını da isteyecekti. münevver itiraz edemez, sırtında kürk karnında yeni burjuva tohumu! besmeleyle alınca faiz helal ya, şşş! münevver ismine yakışanı yaptı ve bu iğrenç teklifi kabul etmedi, çünkü o berikcikli abisinin idealindeki bir kızdı. engin ardıç sık sık dalga geçer ya neyse, genelde eski modellere takıyor. gençlerin sadece cehaletine sövüyor. bazıları biraz abartsa bu tür senaryoları yazı diye yazacaklar. ben yazarken utandım, bir ölünün arkasından böyle şeyler yazılır mı diye. ama kirlenme o kadar hızlı ki, utanmak için belki de çok geç. kusma zamanıdır şimdi, oysa midelerimiz o kadar sakin ki!!!





Sayı: 7 | Tarih: 26.07.2009
Nazlı Ilıcak
Satılık kız!
2521 Okunma
6 Yorum
Fatma Karuç
Mehmet Şevket Eygi
Bazı Bid'atlar
1736 Okunma
13 Yorum
Hasan Koç
İskender Pala
Şiirimizin Târihî Yolculuğu
1573 Okunma
1 Yorum
Kadir Pürde
Fehmi Koru
Ruhban okulu ve ihl meselesi
1563 Okunma
10 Yorum
Ahmet Kirtekin
Oktay Ekşi
Deyimlerin önemi
1531 Okunma
4 Yorum
Vahap Alma
Ahmet Hakan
Bir değişimin anatomisi
1410 Okunma
4 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Hakan Albayrak
Kelime-i Tevhid, özgürlük ve güvenlik parolasıdır”
1361 Okunma
2 Yorum
Veysel İpekçi
Abdullah Büyük
Sosyal buhranlar ve ilahi teselli
1358 Okunma
Sedat Aksakal
Ruşen Çakır
Devlet kimi muhatap alacak?
1335 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Turan Alkan
Aşkımızın büsküvit tenekesi
1331 Okunma
Emine Hocaoğlu
Reşat Nuri Erol
Parada neler oluyor?
1317 Okunma
1 Yorum
Ilker Ardic
Hayrettin Karaman
Katsayı meselesi
1305 Okunma
2 Yorum
Hilmi Altın
Türker Alkan
Takdiri ilâhi ve teknoloji
1292 Okunma
Mehmet Seyyar
Ahmet Taşgetiren
İlginç bir mukayese
1289 Okunma
1 Yorum
Zübeyir Erol
Mahir Kaynak
Yakışmıyor! Yakışmıyor!
1284 Okunma
7 Yorum
Süleyman Karagülle
Ertuğrul Özkök
O soru bana sorulsaydı
1276 Okunma
Süleyman Akdemir
Yılmaz Özdil
İmam hatip adaletsizliği
1274 Okunma
1 Yorum
Leyla Okta
Fikret Bila
Suriye ile iki devlet, bir hükümet modeli
1265 Okunma
Harun Özdemir
Murat Bardakçı
İkoncan dediğin sereserpe yatamaz, boyluboyunca uz
1244 Okunma
Recep Yıldırım
Mümtazer Türköne
'Kürt sorunu'nu HSYK çözer
1209 Okunma
Arif Ersoy
Bekir Coşkun
Rock çocukları...
1182 Okunma
3 Yorum
Ersoy Kılıç
Mehmet Altan
İmam-Hatip'teki Papaz
1177 Okunma
1 Yorum
Mehmet Hikmetumut
Bekir Berat Özipek
Yargıtay kararları da temyiz edilir!
1159 Okunma
Bünyamin Demir
Cengiz Çandar
Kürtlerin “saklı” coğrafyasından...
1070 Okunma
1 Yorum
Ekrem Fildişi