Bazı Bid'atlar
1737 Okunma, 13 Yorum
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
Hasan Koç

 Bazı Bid'atlar                                                                                                27/07/2009

Dinde reform, yenilik, değişiklik, dine bir şey ilave etmek, dinden bir şey çıkartmak bid'attir ve sapıklıktır.

İlahî İslâm dinini, Avrupa Birliği standartlarına ve normlarına uydurmaya çalışmak dehşetli bir bid'attir, sapıklıktır.

Kur'ân-ı Kerim'deki bir kısım ayetler tarihseldir, hükümleri bugün geçerli değildir demek korkunç bir bid'attir ve sapıklıktır.

Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) sahih hadîslerini ayıklamak bid'attir.

Siyonistlerin, Haçlıların, ABD'nin, AB'nin işine gelen evcil (ehlî) bir İslâm türetmek için çalışmak büyük ve helak edici bir bid'attir.

Bize Kur'ân yeter, Sünnete lüzum yoktur demek bid'attir.

Fıkhı inkâr edip mezhepsizlik yapmak yıkıcı bir bid'attir.

Camide onbeş kişilik tek saf cemaat var. İmamın önünde sabit mikrofon, yakasında kablolu seyyar mikrofon, bu bir bid'attir.

Zekatların öncelikle fukaraya ve mesakîne verilmeyip tüzel kişilere (cemaatler, tarikatlar, fırkalar) verilmesi, muhtaç Müslümanların sefalet içinde süründürülmesi bid'attir.

Müslüman kadınların açık saçık gezip dolaşması bid'attir.

Sözde tesettürlü bazı kadınların saçlarını deve hörgücü gibi topuz yapması bid'attir. Peygamberimiz böyle yapan kadınlar için "Onlar Cennet'in kokusunu almayacaklardır" buyuruyor.

Devamlı olarak doyduktan sonra yemek, karnını tıka basa doyurmak Kur'ân'a ve Sünnete aykırı bir bid'attir.

İsrafın, lüksün, gösterişin, aşırı tüketimin, sefahatin yaygın hale gelmesi Sünnete aykırı bir bid'attir.

Erkeklerin karılara, karıların erkeklere benzemesi bid'attir.

Ehl-i Kitab da ehl-i necat ve ehl-i Cennettir diye itikad etmek büyük bir bid'attir.

Bir kısım Ashaba sövüp saymak bid'attir.

Ümmetin umurunu taife-i nisaya tefviz etmek bid'attir. Böyle bir ümmetin iflah olmayacağı haber verilmiştir.

Komşusu aç gecelerken, kendisi tok olarak sabaha çıkmak bid'attir.

Farz namazları devamlı olarak ve hiçbir şer'î mazereti olmaksızın münferiden kılmak bid'attir.

İcmâ-i ümmete aykırı her şey bid'attir.

Velhasıl din ile ilgili bir konu ve meselede Kur'ân'a, Sünnete, icmâ-i ümmete aykırı her inanç, her düşünce, her amel bid'attir.

Dinde bid'atlerden ateşten kaçar gibi kaçmalıyız.

Fakirlere yardım için, Dernekler Kanunu gereğince bir hayır derneği kurmak bid'at olmasa gerektir.

Böyle bir dernek, fıkha ve Şeriata aykırı olarak zekat toplarsa bid'at olur.

Ramazanda gösteriş yapmak, nefsine pay çıkartmak, Hacı Kâzım'ın iftar ziyafeti ötekilerden daha görkemli oldu dedirtmek için ziyafet vermek bid'attir.

Altın ve gümüşü, dolar ve euroyu kenz ve iddihar etmek bid'attir.

Mü'min ve muvahhid kardeşlerine sert ve çetin, harbî kafirlere rahmetli ve yumuşak davranmak bid'attir.

Şeyhini, hocasını, Hazretini mâsum kabul etmek bid'attir.

Rühbanları erbab haline getirmek, putlaştırmak bid'attir.

Efendimizin vekilleri, vârisleri, halifeleri durumunda olan icazetli gerçek, 'âmil, rabbanî ulemanın sözünü dinlememek, emir ve tavsiyelerini yerine getirmemek, onları takmamak bid'attir.

Kur'ân-ı Kerim'i, ilmi ve icazeti olmadığı halde, kendi re'y ve hevasına göre tefsir eden kimse bid'atçidir.

Müslümanlarda Ümmet şuurunun (bilincinin) ve gayretinin kalmaması, onun yerine cemaat, hizip, fırka, tarikat, klik, grup asabiyetinin hâkim olması korkunç ve yıkıcı bir bid'attir.

Sofu geçinen bazılarının Allah'a, Peygambere, Kur'ân'a, Şeriata dil uzatıldığında ilgisiz, tepkisiz, sessiz kalmaları, herhangi bir savunma yapmamaları; buna mukabil kendi cemaatlerine ve baronlarına bir fiske vurulunca dehşetli tepki göstermeleri de müthiş bir bid'at ve dalalettir.

Yorum:

Bismillahirrahmanirrahiym

M. Ş.EYGİ Bey,,

Günlük yazılarını çoğu zaman birden fazla başlık altında yazar. Böylece bir taşla, iki, üç kuş vurur. Ben bu üç başlıktan 'Bazı Bidat'lar' başılklı olanı burada iktibas etmekle yetinmek istiyorum.

Çok güzel bir yazı. Bir çok uyarıda bulunarak Müslümanları uyanık olmaya, bu bidat'lara  sapmamayı, bu konuda gayret içinde olmayı öğütlüyor. Bu yazı çok açık seçik yazılmış. Günümüzün müslümanlarının durumlarını aynı zamanda bir kaç yerde  kısaca  özetliyor.Bence, bilgime göre  çok uzun bir yorum yapmaya gerek görmüyorum. Yorumu  okuyuculara bırakıyorum .Özellikle okuyucuların   yorumlarını dualarıyla birlikte bekliyorum. 

Hasan KOÇ

 

Hasan Koç


YorumcuYorum
Lütfi Hocaoğlu
27.07.2009
11:43

M.Ş.Eygi bey niçin bazı bid’atleri atlamış, onu merak ediyorum (Acaba kendisi de yaptığı için mi?). Bunun için ben devam edeyim:

- Kandillerin tamamı bidattir. Hz. Muhammed’in sünnetinde olmadığı gibi Kuran’da da böyle bir şey yoktur. Bir çoğu Hicri 4-5. yüzyıllarda ortaya çıkmıştır.

- Mevlit okumak bid’attir (Süleyman Çelebi tarafından Osmanlı döneminde yazılmış bir şiirdir. Sünnette böyle bir uygulama olur mu? Kuran’da var mı?

- Ölülerin arkasından ruhuna okumak bid’attir. Sünnette ve Kuran’da acaba böyle bir şey var mı?

- Kuran’ın hayatı yönlendirici etkisinden uzaklaşıp sadece kıraatıyla ilgilenmek bid’attir. vs. vs.

Bunlar çoğaltılabilir. Kuran ve sünnetten ayrılmayalım. Bazı şeylere bid’at derken kendi yaptığınız şeylerin de bid’at olup olmadığına dikkat etmeniz gerekir. Yaptığınız ve ibadet olarak düşündüğünüz bir uygulamayı Kuran’a sorun, sünnete bakın, böyle bir uygulama var mı? Yoksa itibar etmeyin.

Allah bizi ehli sünnet ve-l cemaat yolundan ayırmasın.

Lütfi Hocaoğlu
27.07.2009
11:53

Şunları da ekleyeyim:

- Salavat çekmek bid’attir. (Hz. Muhammed böyle bir şey mi yaptı. Yalnız günahtır demiyorum, bid’attir diyorum, karıştırılmasın.)

- Camilerde Allah’ın adının yanında Hz. Muhammed ve dört halifenin adını yazmak bid’attir.

- Kutlu doğum haftası bid’attir (Hz. Muhammed kendi doğum gününü kutlayıp da kutlu doğum haftası mı ilan etti?)

- Essalatu vesselamu aleyke ya resulallah demek bid’attir (Namaz ve selam sanadır ey Allah’ın resulü anlamında gelir ki (haşa) namaz sadece Allah rızası içindir.)

Bazı şeylere bid’at derken insan kendi yaptıklarının bid’at olduğunu düşünmeyebilir. Bunların bid’at değil de sünnette ve Kuran’da olduğuna dair delil getirsinler göreyim.

Lütfi Hocaoğlu
27.07.2009
14:20

M.Ş.Eygi’nin bu yazısındaki "Bize Kur’an yeter, sünnete lüzum yoktur ..." da dahil olmak üzere oraya kadar olan tüm maddelerine aynen katılıyorum.

"Ehl-i Kitab da ehl-i necat ve ehl-i Cennettir diye itikad etmek büyük bir bid’attir." maddesine ise katılmıyorum.

Çünkü Bakara 62’de şu şekilde geçmektedir.

Kesinlikle, iman edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler; bunlardan her kim Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve iyi bir amel işlerse, bunların Rableri yanında ecirleri vardır. Bunlara bir korku yoktur ve bunlar mahzun da olmayacaklardır.

Ama bu ayete karşı hemen savunma yapılır: Onlar Kuran gelmeden önceki Yahudiler, Hıristiyanlardır diye. Bu durumda Şevket Eygi’nin kendi yazısına bakalım:

"Kur’ân-ı Kerim’deki bir kısım ayetler tarihseldir, hükümleri bugün geçerli değildir demek korkunç bir bid’attir ve sapıklıktır."

Eğer M.Ş.Eygi bu ayete tarihseldir derse hangi duruma düşer, cevabı siz verin.

Bir de ayetin sonunda "hüzünlenmeyeceklerdir" şeklindeki muzari fiil Lâ olumsuzluk edatı ile kullanılmıştır ve mutlak gelecek zamanı gösterir. Hüzünlenmediler demiyor ki, hüzünlenmeyecekler diyor.

Ama bu ayete bir sürü kılıflar bulup bunlar Kuran’dan önceki Ehli kitaptır derseniz siz de Kuran’ı tarihseldir, artık hükümü bugün geçerli değil demiş olursunuz.

Burada görülen şudur ki, M.Ş.Eygi kendi yazısı içinde çelişkiye düşmektedir. İyi bir insan olduğu için ben bu ayeti okumadığını düşünüyorum, yoksa o maddeyi oraya yazmazdı.

seoturko
28.07.2009
16:09

Bir Katilin Anatomisi

Ne yani Lütfi bey Şimdi ben M.Ş EYGİ bey iyi bir "Katil"dir dersem,edep sınırlanı aşmışmı olurum,bu bir soru değil bu kadar pervasızca yazılmış bir yazıya duyulan hissiyatımdır. Dipdiri yaşayan hayat veren bir "Din" in kendini ressam zanneden biri tarafından bid’at fırçaları ile çerçevelenmeye çalışılması ne kadar talihsiz.Mesele kendi yaptığı bit’at ları saymaması değil,anlatmaya çabaladığı işleri ifade ederken kullandığı üsluptur,ister türkçe yazsın ister frenkçe,ne fark edecek değilmi.Ana dilinde eğitim almış birisinin yapacağı işmidir bu.Aslında meseleyi bayağılaştırma korkumdan aklımdan geçenleri yazmıyorum,zaten söylenecekleri en uygun "Dil" ile siz söylemişsiniz.

Zafer Kafkas
30.07.2009
11:50

Dün yorum yazmıştım yayınlanmadı.Önemli bir konu olması hasebiyle tekrar yazma ihtiyacı hisstettim.M.Ş.Eygi Bey’in bazı bidatleri eksik yazdığı doğrudur fakat yahudi ve hristiyanların cennet ehli olduğunu bakara suresi 62.ayeti delil göstererek iddia eden Lütfi Bey’in itikadi anlamda bir yanlışın içine düşmüş olması daha büyük bir eksikliktir.Bu noktada M.Ş.eygi beye katılıyorum. Bakara suresi 62.ayeti doğru müşahede etmek önemlidir.Malum olduğu üzere yahudi ve hristiyanlar iman ve amelleri ne olursa olsun ebedi kurtuluşun kendilerine ait olduğunu iddia etmektedirler. Burdaki ayette Allah bu yanlış zanları ortadan kaldırmıştır. Ebedi kurtuluş için gereken reçete ayette de bildirildiği üzere hangi gruba ,ırka mensub olursan ol Allah’a iman , Ahirete iman ve imanın gereği oln salih amellerdir.Allaha nasıl iman edilmei gerektiğinin muhtevası,Ahirete imanın muhtevası ve salih amellerin neler olduğu Kuran-ı Kerim’de bir çok yerde belirtildiğinden ayette tekrardan açıklama yapılmamıştır.Müslümanların hakimiyetinde yaşayan fakat Allaha Kuranın öğrettiği biçimde iman etmeyen ne yahudi ne de hristiyan kurtuluşa eremez. Zaten Kuranın bu ayetini Lütfi Bey gibi yorumlamak ,Kuranın kendi içinde tezata düştüğünü kabul etmektir ki bunun mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz.Şimdi şu Kuran ayetlerine kulak verelim:

((yahudiler ve hristiyanlar:Yahudi ve hristiyanlardan başkası cennete giremeyecek.dediler.Bu onların kuruntusudur.De ki:Eğer bu iddianızda doğru iseniz delilinizi getirin.))bakara suresi 111.ayet. diğer bi ayete bakalım konuyu bitirelim:Yahudiler:Yahudi olun ki hidayet bulasınız diyorlar.Hristiyanlar da:Hristiyan olun ki hidayet bulasınız diyorlar.Onlara de ki:hayır biz hepsini terk edip İbrahim’in dinine uyarız.O Allah’a ortak koşanlardan değildi.bakara135.Demek ki ehl-i kitap doğru yolda değildir,şirke bulaşarak İbrahim’in doğru yolundan uzaklaşmışlardır.Cennete girebilmek için de doğru yolda olmak lazımdır.Doğru yolda nasıl bulunulur.Ayetin devamını dinlemeye devam edelim: Ey müslümanlar onlara deyin ki:Biz Allaha inandık ve Allahın gönderdiği hidayete uyduk.İbrahim,İsmail,İshak,Yakub ve onun torunlarını indirdiği vahye inandık.Musa,İsa ve diğer tüm peygamberlerede ,getirdikleri vahiylere de.Biz onlar arasında hiçbir fark gözetmeyiz.Çünkü biz allaha teslim olan müslümanlarız.Onlar sizin inandığınız gibi inanırlarsa ,hidayete ermiş olurlar.Yüzlerini çevirip inatlaşırlarsa ,onlara karşı Allah sana yeter.O her şeyi işiten ve bilendir.Bakara 136-137 saygılarımla...

Lütfi Hocaoğlu
30.07.2009
13:01

Usul-ü fıkıhta kıyas diye bir şey vardır.

Yahudiler yahudi olmayan cennete giremez dediler, hıristiyanlar hıristiyan olmayan cennete giremez dediler. Onların kuruntusudur.

Peki bugün müslüman olmayan (bugünkü terminolojideki) cennete giremez diyeninki kuruntu değil mi (kıyasla).

Sadece şunu soruyorum: Anne babanız hıristiyan olsa siz Kuran’a inanır mıydınız. Bugün doğuştan müslüman olanlar (anne baba nedeniyle) anne babaları hıristiyan olsa % 99.9 oranında hıristiyan olarak öleceklerdir.

Yani bugün müslüman doğanlar şunu söylüyor: Biz Allah’ın torpilli kullarıyız. Onların araştırması gerekir. bunu diyenlere sorarım: siz başka bir dini araştırdınız mı? Hatta daha ilginç bir soru sorarım: siz kendi dininizin kitabı olan Kuran’ı baştan sonuna kadar kaç kere okudunuz?

Bakara 62’de cennete girecekler için müminler, yahudiler, hıristiyanlar demiyor, dikkat edin bunlardan Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih amel işleyen korkmasın diyor.

Ayetin açık ve net olan anlamını başka şekillere sokmak itikadi yanlıştır.

seoturko
30.07.2009
13:01

"Çünkü Bakara 62’de şu şekilde geçmektedir.

Kesinlikle, iman edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler; bunlardan her kim Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve iyi bir amel işlerse, bunların Rableri yanında ecirleri vardır. Bunlara bir korku yoktur ve bunlar mahzun da olmayacaklardır"

Zafer bey Büyük puntolarla yazma imkanımız olmadığı için size,Lütfi beyin yorumundan bahsettiğiniz ayeti tekrar yazalım gerekli yerleri kendi yazdıklarınızı tekrar okuyarak altını çizersiniz sanırım.Cennet bizim babamıızn malı değil ya! kimin gireceğine ,girmeyeceğine karar verelim,ancak inan’an insanlar olarak tüm insanlığın oraya girmesini isteriz.Yoksa İstemezmiyiz?.

Lütfi Hocaoğlu
30.07.2009
13:15

Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin haline benzer. (Cuma 5)

Tevrat’la hükmetmeleri hakkında Hz. Muhammed’i hakem yapan Yahudilere için:

İçinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken seni nasıl hakem yapıyorlar. (Maide 43).

Kuran indiği zaman ki Tevrat ile bugünkü aynıdır. O dönemde Tevrat’a göre hareket etmeyen Yahudileri Allah azarlamaktadır. Hatta Hz. Muhammed’in Tevrat’a dayanmayan hakemliğine Allah şiddetle karşı çıkmaktadır.

Hz. Muhammed Medine’de Yahudilerle beraber devlet kurdu ve onlara Kuran ehli olmalarını tebliğ etmedi, hıristiyanlara da tebliğ etmedi. Yani Hz. Muhammed Kitap ehlini Kuran ehli olmaya davet etmedi, müşrikleri davet etti.

Hz. Muhammed’in hayatını ve Kuran’ın tamamını incelerseniz Allah’ın insanların inandığı şeyle hükmetmelerini istediğini göreceksiniz.

Allah’ın cenneti geniştir. Kimse sahip çıkamaz. Bunu itikat konusu yapmak da bence tamamen yanlış bir uygulamadır. Bırakın, Allah kimi isterse cennetine koysun. Biz kendimizi kurtarmaya bakalım, O’nun rızasını kazanıp cennete girmek için uğraşalım. Başkalarının da girmesi için dua edelim.

Zafer Kafkas
31.07.2009
14:40

Allaha iman eden ,ahirete iman eden ve salih amel işleyenler korkmasın diyor ayette evet işte Allaha nasıl iman edilmesi gerektiği,içeriği Yine kuranda bildirilmiştir.Bunun dışındaki bir itikad şekli kurtuluşa vesile olmayacaktır. Müslüman anne babadan doğmuş olmak torpilli olduğu anlamına gelmez insanın aksine insanın üzerine daha büyük bir vebal yüklemektedir.Mezkur Ayet zaten bunu bize anlatıyor ister yahudi ister hristiyan ister müslüman olsun Allahın istediği gibi iman etmeyen ,amel etmeyen hiç kimse kurtuluşa ermeyecektir. Ayet çok açık ve net aslında ama zorlama yorumlarla insanları cennete sokma çabasına gerek yok.Bugün allaha ve kurana inandığını ve müslüman olduğunu söyleyen birçok kişi islam hukukuna ve ahkamına karşıdırlar işte bu yanlış bir imandır ayette bildirilen allaha iman bu değildir malumunuz üzere ama bu kişiler de müslüman olduklarını söylüyorlar.Müslüman bir toplumda doğmuş olmak müslüman olmaya yetmiyor demek ki.

Maide suresi 43 numaralı ayetten bahsedilmiş kusura bakmayın ama bu kadar zorlama yorumları neden yapıyosunuz anlamıyorum Kuran ayetlerini yorumlarken lütfen Kuranın bütünlüğü içerisinde ve peygamberimizin uygulamaları çerçevesinde yorum yapalım.Adı geçen ayette yahudilerin samimiyetsizliği ortaya konmuştur. Peygamber olduğuna inanmadıkları birinin hakemliğine başvurmaları kitaba olan imanlarının boş olduğu gözler önüne serilmiştir ve müslümanların da bu şekilde yapmamaları inceden bildirilmiştir.Yoksa burda yahudilerin kurana inanmalarına gerek yok kendi kitaplarıyla iman edip onunla amel edebilirler ve bu şekilde kurtuluşa ereceklerdir denmemiştir ayrıca kendi kitaplarına bu kadar laubali olan milletin kuran mesajına kulak vermemesi de doğal karşılanmalıdır.

Kuranı incelediğimde hiç kimsenin kendi inancıyla hükmetmesi gerekliliği husunda bir ibareye rastlamadım ki yukarıda da söylediğim gibi herkes inancıyla hükmedebilir ama bu kurtuluşuna vesile olmaz ve bunu ilk defa maide 43’ü sizin yorumlamanızla gördüm eğer kuranı belirli bir metodolojinin dışında tefsir etmeye çalışırsanız her yöne çekersiniz ki bu da insanların menfaatleri hevesleri doğrultusunda yeni mealler ve tefsirler çıkmasına sebep olur.

Peygamberimiz kimseyi kendisi gibi inanmaya zorlamamıştır doğrudur çünkü bu bir inanç mevzuudur ve kimse zorla bir şeye inandırılamaz konu zaten bu değil konu bunların kurtulup kurtulamayacağıdır ki kuran ve sünnet kesinlikle cehennem ehli olduklarını bir çok yerde bildirmiştir. Tebliğ ise her daim yapılmıştır ve halen de yapılmaktadır,bu husuta da size katılmıyorum.

Eğer ki biz yahudi ve hristiyan olup o inançla hareket edersek kurtuluşa ereceksek ne diye islamın bize yüklediği namaz,oruç,zekat , hac ,cihat,tesettür vs.gibi ibadetlerle vakit kaybedelim ki hristiyan olalım daha rahat bir şekilde yaşayalım ve cennete girelim.Neyse lütfen zorla kimseyi cennete sokmaya çalışmayalım cennet kimsenin tekelinde değildir herşeyin sahibi Allah’a aittir ve bildirdiği şekilde inanan ve amel edenlere tahsis edildiğini taahhüt etmiştir.Kurandan tek bir ayeti kendi istediğiniz şekilde yorumlayarak hüküm çıkarmayın kuranın bütününe bakın ehli kitap hakkındaki hükmünün çok açık ve net olduğunu göreceksiniz ki tartışmamıza konu olan bakara suresindeki ayet çok açık ve net bir şekilde yahudi ve hristiyanların hatta müslüman olduğunu iddia edenlerin bile allahın inanmamızı istediği şekilde inanmadıkça kurtulamayacağını bildirmektedir. saygılarımla....

Lütfi Hocaoğlu
31.07.2009
14:57

Bakara 62 çok açık ve nettir. Bunu değişik şekillerde tefsir etmek tuhaftır. Müminlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabiinlerden, Kim Allah ve ahirete inanır (burada peygamber yok, çünkü hepsinin peygamberleri farklı) ve salih amel işlerse... Yani ben müslüman doğdum demek yetmez. Salih amel işleyeceksiniz.

Bir de bu ayetin dili Arapça kuralları ile o kadar açık ve nettir ki, hıristiyanlar ve Yahudiler giremez demek bu ayetin tam tersini söylemektir. Bunu anlamıyorum. Tefsit metodu dediğiniz şey eğer bazı ön kabullere dayanıyorsa, yani ben bu ayeti tefsir ederken Hıristiyanlar ve Yahudilerin girmeyeceğinden eminim diye tefsir etmeye başlarsanız, dili çok net olan bu ayeti nasıl başka şekle çevirirsiniz, ona şaşarım.

Yani burada verilen hükmü başka ayetlerin yardımı ile başka şekle çevirirsiniz ki, bunu tüm Kuran’a uygularsanız namazı kılın ayetini alırsınız, başka ayette şöyle diyor ki ... yani kılmayabilirsiniz anlamı çıkarabilirsiniz.

Bu ayet gayet muhkemdir ve başka ayetlerin yardımına ihtiyacı yoktur.

Hasan Koç
02.08.2009
14:04

Sayın, L. Hocaoğlu! Pes doğrusu! Şimdi ben desem ki bizim ülkemizde inekler kukuçkaya yatar, tavuklar doğum yapar desem. Bu gülünç olmazmı? Yorumlarınız aynen bu anlamda gülünç ve anlamsızdır. Allah razı olsun Zafer KAFKAS Bey Efendiden. Bakara 62. ayetin nasıl anlaşılması gerektiğini çok veciz bir şekilde ifade etmiş.Bu ayeti nmlamak isyeten veya nasibi olan dosdoğru anlar. Allah herkesi imtihan ediyor.Her yaptığımızdan, her yazddığımızdan sorumluyuz. Sonucunda sınavı kazananlardan veya kaybenelerden oluruz.Ben size daha fazla bir cevap veya sizin deyiminizle yorum yapmayı düşünmüyorum. Yapsam bile bunu siz yine bildiğiniz gibi anlayıp gramer fanatikliği yapacağınızdan emin gibiyim. Beş daikada Ehl-i Kitabı cennete gönderiyorsun.Eğer ehli kitap cennete gidebiliyorsa o zaman biz burda kalalım siz orda kalarak cennette buluşuruz demezler mi? O zaman ne gerek var, namaz, haç. oruç, zekat vb. Üç tarla bostan yan gel yat Ehli Kitap. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Yahudilere Kur’an ehli olunuz demedi. Onlara Kur’anı tebliğ etmedi. Müşriklere tebliğ etti diyorsun.Ben mi körüm, okumaayı bilmiyorum. Yoksa bu kelimelerin anlamaı değiş ti de ben mi habersiz ve bilgisizim. Alemi kör ve sersem mi sanıyorsun? Ey gramer fanatiği L. Hocaoğlu. Bir çok ayetin başında Ey insanlar! diye başlamıyor nu? Kur’an tüm insanlığa hitap etmiyor mu? Yoksa Yahudiler ’Ey insanlar’ tabirinin içine girmiyor veya temsil edilmiyorlar mı? Allah aşkına bırak bu çılgıca ifade ve yorumları. İnsanların kafasını karıştırma.Bir gün kafan öyle karışır ki seni ben bile kurtaramam.Çılgınlıklarını bırak siznden başka bir ihsan istemiyorum. Sadece burada olsa neyse diyeceğim fakat Haç konusunda da aynı tutarsızlıkları yapıyorsun. Allah’ın bol selameti başına olsun. Ben böyle tutarsızlıklar içinde olanlarla bir yere gidilmeyeceği kanaatindeyim.Meydanı boş bulmuş, dağ deyip dangırıyorsun ama öncelikle bunun hesabının Allah sorar. Ben de bu anlayıştaki insanlarla birlik olmanın havanda su döğmek, zaman öldürmekten öte geçmeyeceği kanaatindeyim. Hem Kur’an da çelişki olmaz diyorsun hem de Bakare 62. diğer tüm diğer ayetlere çelişki oluşturcak şekilde anlam veriyorsunuz.Çünkü gramere sığınıyorsun. Diğer alimlerin hiç garmer bilgisi yok mu? Onlar bu ayeti açıklarken grameri ve diğer metodları kullanmıyorlar mı?Dünyada bir alim kalmış oda L.Hocaoğlu. Başka büyük yok. Öyle hep ben diyenler helak olmuştur. Benim size son sözüm Allah islah eylesin. Hakkı hak, batılı batıl olarak anlamayı nasip etsin demekten başka bir şey elimden gelmiyor. Zafer Kafkas Bey size tam ilmi, Kur’ani yani adam gibi okkalıklı cevaplar veriyor. Şu filimlerde yedi yerden fışkıran canavarlar gbi bir yerden ortaya çıkıp, inadınızı sürdüyorsunuz. Açın bakın Hadislerle Ku’anı Kerim Tefsiri, İbni Kesir, çevirenler:Dr. bekir Karlıağa ve Dr. Bedrettin Çetiner.Yine Hak Dini Kur’an Dili Elmalı M. Hamdi Yazır, sadeleştirenler Doç. Dr. İsmail Karaçam, Yrd. Doç. Dr. Emin Işık, Dr.nusret bolelli ve Abdullah Yücel,bir bakıver lütfen Bakara 62 . ayet nasıl açıklanmış. Farkı fark edeceksin. Ve yine Asım KÖKSAK Bey’in Hz. Muhammed (A.S) ve İslamiyet adlı eserinde Peygamberimizin Yahudi alimleriyle ne kadar diyolog yapıp onları İslama, Kur’an ehli olmaya davet ettiğini. Bir çok Yahudinin İslamı kabu ettiğini görürsün. Mısır Fatihi Arm İbni As vb gibi.Siz Kur’anı anlamyı bir tek grameri esas alarak yapıyorsunuz gibi beliyor bana.Dolayıssıyla bu zamana kadar binlerce alimin ak deiğine siz kara diyebiliyorsunuz. Herkes kendi yaptığının mükafatını veya cezasını görecektir.lütfen bu yorumu sitede yayınlayınız. Hasan KOÇ 02/08/2009

Lütfi Hocaoğlu
02.08.2009
17:40

İnsanın sabit fikirli olmasına ne denir bilmem.

Kuran’ı anlamak için sizin gramere değil başkalarının sözlerine ihtiyacınız olabilir.

Yani Kuran’ı anlamak için gramer yetmez diyorsanız, dil yetmez diyorsanız, ne lazım: başkaları mı? Yoksa atalarımızın söyledikleri mi?

Evet, gramer fanatiğiyim: Kuran Arapçasının gramerinin fanatiğiyim.

Rabbimin inanılmaz derecede güzel olan gramerinin fanatiğiyim.

Size göre insan kelimesini kullanınca insana hitap etmez de kime hitap eder?

Mümine hitap edince mümin der, müslümana edince müslüman der.

(Haşa) size göre bu kitabı yazan insan diyince yanlışlıkla mı insan yazmış, insan diyorsa tüm insanlara der.

Bu ayetin dili de o kadar açıktır ki, burada tefsir edilecek tek şey sabiinler olabilir.

Ama siz eski söylenenlere o kadar takılıyorsunuz ki gözünüz başka şey görmüyor.

Bu ayetin gramerini değişik şekillere çekmek bu ayetin anlamını bozmaktır. Rabbim anlayalım diye Kuran’ı Arapça gönderdi, öncelerinin yazdıklarına bakın, onun dışına çıkmayın diye değil.

Bir de yerden çıkan ejderha gibi çıktığımın söylüyorsunuz. Bana göre doğru olan ne ise onu söylüyorum. Siz inandığınıza inanın, ben de inandığıma.

Görülen şu ki, ne siz benim fikrimi değiştirebilirsiniz ne de ben sizin fikrinizi.

Delillerinizle yazarsınız, insanlar okur ve eğer ben yanlışsam onlar doğruyu bulur. Benim başkalarını bozmama, kafalarını karıştırmama (!) engel olmuş olursunuz.

Allah sizden razı olsun.

Tayibet Erzen
03.08.2009
11:54

Valla Sayın Koç inekleri kuluçkayla, tavukları da doğumla çoğaltmayı

ilmen savunabilirse ben şahsen iman ederim. Yeter ki, doğru olduğuna inandığı fikirleri ilmen savunabilsin ve yanlış olduğunu düşündüklerini ilmen çürütebilsin. Başka müfessirlerin tefsirlerini delil göstermek savunma değildir. Çünkü Kuranı en iyi anlamanın yolu Arapça analizden geçiyor, Türkçe mealden değil. Kendisi eğer Arapçanın formalliğine vakıf olabilseydi, Lütfi Bey’in neden Arapça delisi olduğunu anlardı.





Sayı: 7 | Tarih: 26.07.2009
Nazlı Ilıcak
Satılık kız!
2523 Okunma
6 Yorum
Fatma Karuç
Mehmet Şevket Eygi
Bazı Bid'atlar
1737 Okunma
13 Yorum
Hasan Koç
İskender Pala
Şiirimizin Târihî Yolculuğu
1573 Okunma
1 Yorum
Kadir Pürde
Fehmi Koru
Ruhban okulu ve ihl meselesi
1564 Okunma
10 Yorum
Ahmet Kirtekin
Oktay Ekşi
Deyimlerin önemi
1531 Okunma
4 Yorum
Vahap Alma
Ahmet Hakan
Bir değişimin anatomisi
1410 Okunma
4 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Hakan Albayrak
Kelime-i Tevhid, özgürlük ve güvenlik parolasıdır”
1361 Okunma
2 Yorum
Veysel İpekçi
Abdullah Büyük
Sosyal buhranlar ve ilahi teselli
1360 Okunma
Sedat Aksakal
Ruşen Çakır
Devlet kimi muhatap alacak?
1335 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Turan Alkan
Aşkımızın büsküvit tenekesi
1331 Okunma
Emine Hocaoğlu
Reşat Nuri Erol
Parada neler oluyor?
1319 Okunma
1 Yorum
Ilker Ardic
Hayrettin Karaman
Katsayı meselesi
1307 Okunma
2 Yorum
Hilmi Altın
Türker Alkan
Takdiri ilâhi ve teknoloji
1292 Okunma
Mehmet Seyyar
Ahmet Taşgetiren
İlginç bir mukayese
1290 Okunma
1 Yorum
Zübeyir Erol
Mahir Kaynak
Yakışmıyor! Yakışmıyor!
1284 Okunma
7 Yorum
Süleyman Karagülle
Ertuğrul Özkök
O soru bana sorulsaydı
1277 Okunma
Süleyman Akdemir
Yılmaz Özdil
İmam hatip adaletsizliği
1275 Okunma
1 Yorum
Leyla Okta
Fikret Bila
Suriye ile iki devlet, bir hükümet modeli
1267 Okunma
Harun Özdemir
Murat Bardakçı
İkoncan dediğin sereserpe yatamaz, boyluboyunca uz
1245 Okunma
Recep Yıldırım
Mümtazer Türköne
'Kürt sorunu'nu HSYK çözer
1209 Okunma
Arif Ersoy
Bekir Coşkun
Rock çocukları...
1182 Okunma
3 Yorum
Ersoy Kılıç
Mehmet Altan
İmam-Hatip'teki Papaz
1177 Okunma
1 Yorum
Mehmet Hikmetumut
Bekir Berat Özipek
Yargıtay kararları da temyiz edilir!
1159 Okunma
Bünyamin Demir
Cengiz Çandar
Kürtlerin “saklı” coğrafyasından...
1071 Okunma
1 Yorum
Ekrem Fildişi


© 2024 - Akevler