İmralı'da hareket var
1107 Okunma, 7 Yorum
Ertuğrul Özkök - Hürriyet
Süleyman Akdemir

18.07.2009

AĞUSTOS ayı içinde İmralı’dan herkesi şaşırtacak bir açıklama gelebilir mi?
Bir süredir etrafta dolaşan bir haber dün Vatan Gazetesi’nde Ruşen Çakır tarafından dile getirildi.
Konuşulan konu şu.
Abdullah Öcalan ağustos ayının 15’inde bir plan açıklayacak.
İmralı’daki görüşme günlerine baktım.
Avukatları çarşamba günleri görüşebiliyor.
O da 12 ve 19 Ağustos tarihlerine rastlıyor.
Tahmin ediyorum açıklama da o tarihlerde yapılacak.

4 AŞAMALI BİR YOL HARİTASI
Açıklayacağı çözüm planı 4 bölümden oluşacak.
Öcalan’ın çevresi buna "yol haritası" diyor.
1- Bu sorunu Türkiye neden çözmelidir başlıklı bir giriş.
2- Türkiye Kürtlerle stratejik ittifak yapmalı, sadece Musul-Kerkük Kürtleri değil, Suriye’deki Kürtlerle yani 1920’lerdeki Misak-ı Milli sınırları içerisinde yer alıp da bugün dışarda kalan tüm Kürtlerle demokratik özerklik çerçevesinde ilişki kurulmasını önerecek.
3- Kürt sorununun çözümü için kısa ve orta vadede atılacak adımları gösterecek.
4- Sorunun çözülmesinde en önemli engel olarak görülen dağdakilerin statüsü ve silahsızlanma koşullarını açıklayacak ve en önemlisi silahları bırakmaya hazırız, siz ne yapacaksınız, diye soracak.
Yine çevresinden aldığım bilgiye göre yazımını henüz tamamlamamış.
Ama bunun için epey kitap okumuş.
Avukatlarının anlattığına göre son günlerde daha çok felsefi kitaplar okuyormuş.
Bugüne kadar 1000’e yakın kitap okumuş.
Bunlar arasında Hegel ve Derida gibi düşünürler de varmış.
Sağlık durumu iyiymiş.
Biraz prostat sorunu ve kulaklarında çınlama varmış.
Günde bir saat havalandırmaya çıkma hakkına sahipmiş.
Ancak çıktığı avlu çok darmış. Duvarları çok yüksek olduğu için sadece biraz gökyüzünü görebiliyormuş.
Kaldığı bölmede küçük bir pencere varmış.
Ancak bu pencere de havalandırmaya bakıyormuş.

TÜSİAD’LA GÖRÜŞMEYE ÇOK ÖNEM VERİYORUZ
Dün avukatlarıyla bir süre sohbet ettim.
Avukatlarından biri Dicle, öteki Marmara Üniversitesi’nden mezun.
Öcalan’ın ağustos ayında yapacağı açıklamanın çok önemli etkileri olacağını söylüyorlar.
Ancak bu açıklama öncesinde Türkiye’de kamuoyu yaratmak istiyorlar.
Onun için bazı gazetecilerle, sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle görüşüyorlar.
Bu arada çok önem verdikleri bir randevu talepleri var.
TÜSİAD yetkilileriyle görüşmek istiyorlar.
"TÜSİAD’la görüşmek bizim açımızdan çok önemli" diyorlar.
Ancak bugüne kadar bu taleplerine cevap alamamışlar.
"Açıklayacakları arasında bizi şaşırtacak şeyler olacak mı?" diye sordum.
"Olabilir" dediler.

EZBER BOZACAK BİR ŞEYLER OLACAK MI
Türkler ve Kürtler bu sorunu samimi olarak çözmek istiyorlarsa, her iki taraf da gerçekten "ezberleri bozacak" şeyler söyleyebilmeli diye düşünüyorum.
Tabii her şeyden önce gerçekçi olmayı öğrenmemiz lazım.
Ben Öcalan’ın yapacağı açıklamayı merakla bekliyorum.
Çünkü hálá şuna inanıyorum.
Kürt sorununun çözümünde onun çok önemli bir rolü olabilir.
Türkiye’nin bugüne kadar Öcalan’la gerçekçi bir ilişki kurmaya çalışmamasını tarihi bir yanlışlık olarak görüyorum.
Yıllardır ben dahil hepimizin resmi tezi onu "çetebaşı", "elebaşı", "bebek katili" sıfatlarıyla adlandırmak oldu.
Hiç kuşkusuz, PKK cinayetleri iki-üç neslin ona karşı tutumunu derinden etkiledi.
Şimdi önümüzde bu sorunu çözmek için daha uygun bir psikolojik iklim var.

BİR YANDAN HATIRLAYALIM BİR YANDAN DA UNUTALIM
DTP Lideri Ahmet Türk, geçenlerde "unutmaktan" söz etti.
Biliyorum şehitlerin, gazilerin acısını unutmak, unutulmasını istemek insanın içine sindirebileceği bir duygu değil.
Ama "hatırlamak"la "unutmamak" arasında çok önemli bir fark var.
Acıları hatırlayalım, ama bazı şeyleri de unutalım.
Unutalım ki, artık çocuklarımızın dağlarda hayatlarını kaybetmeyeceği, geride acılı anneler, babalar, kardeşler, sevgililer, eşler, çocuklar bırakmayacağı bir ülke yaratalım.

İMRALI’DAKİ ÖCALAN’A BİR ÇAĞRI YAPIYORUM
Ona ulaşabilir mi, bilmiyorum.
Ama buradan Öcalan’a bir çağrı yapmak istiyorum.
Bu güzel ülke hepimizin.
Son 30 yılımız zehir oldu.
Bu sorunun başlamasında elbette devletin hoyrat davranışlarının, muamelesinin etkisi vardı.
Ama Öcalan ve arkadaşlarının silahlı mücadelesi de kan davasını yarattı.
Şimdi en önemli adımı ondan bekliyoruz.
Silahlı PKK’lılar Türkiye’den çekilecek mi?
Silahlar bırakılacak mı?
Bu kararı en kolay verecek insan Öcalan’dır.
Silahı o eline aldıysa, şimdi o bıraktırmalıdır.
Herkes emin olmalı ki, silah susunca mantık, anlayış, insaf, vicdan, çağdaşlık devreye girecektir.
En önemlisi, ben dahil birçok insan, Kürt hakları ve birlikte yaşama duygusu üzerine çok daha cesur tavırlar alacaktır.
O nedenle gözüm, kulağım 15 Ağustos’ta İmralı’dan gelecek açıklamada.
Yine sadece "Demokratik Cumhuriyet" gibi genel, içeriği belirsiz şeyler mi söyleyecek?
Yoksa hem Türklerin hem Kürtlerin ezberini bozacak, cesur sözler mi...

 

Yorum:

 

Sn.ÖZKÖK İmralı'dan hareket bekliyor, inisiyatifi İmralı'ya bırakıyor. Yazısının sonunda Öcalan'dan cesur sözler bekliyor.

Aslında oldukça cesur ve iddialı bir yazı, ancak eksik ve yetersiz. Nedeni kendisinin çözümü olmayışı ve PKK liderinden çözüm bekleyişi. Çözüm elbette değişik kişilerden ve/veya hiç beklenmedik kişilerden de gelebilir. Ama bu durumda sizin bir önermeniz olmadığı kesin duruma gelmiş olur. Sn. Özkök Öcalan'dan cesur sözler beklemeye devam etsin. Biz burada bu konudaki görüşlerimizi ortaya koyarak ilk cesaretimizi göstermiş ve cesur sözler söylemiş olalım.

 

1- Öncelikle Türkiye'de "Kürt sorunu" yoktur. Bunu doğru anlamak gerekir. Ancak, Türkiye'de "yönetim sorunu" vardır ve bu sorundan Kürtler ve Türkiye devleti içinde yaşamakta olan Türk, Boşnak, Arnavut, Laz, Gürcü, Çerkez... v.s. bütün diğer etnik unsurlar aynı şekilde etkilenmektedir. Herhangi bir işi yapma, göreve gelme ve Türkiye'nin herhangi bir yerinde yerleşme bakımından hiç kimseye farklı muamele yapılmamaktadır. O halde etnik ayrımcılık yoktur. Bir haksızlık yapılıyorsa, Türk'e de Kürt'e de Çerkez’e de Boşnak'a da v.s. yapılıyor demektir. Esasen bu yönetim sorunu bu çağdaki ulusal merkeziyetçi yapıya sahip devletlerin genel sorunu olup, gelecekte yerinden yönetim ağırlıklı ve merkezi yetkilerin özellikle illere kaydığı statü gelişecek ve federe devlet sistemi yerine bağımsız illerin ittifakına dayalı devlet sistemi gelişecektir. Asıl olan bu çözümün şimdiden görülerek Irak ile Türkiye'nin güney doğusunda Irak'ın kuzeyinde ilk defa uygulanmasıdır.

 

2- PKK'lı Kürtlerin silah bırakması ne demektir? Kürt veya kimden gelirse gelsin terör yapılmamalıdır. Silahın varlığı terör nedeni değildir, Terör suçlu suçsuz ayırımına bakılmaksızın haksız ve mesnetsiz şiddet ve tedhiş ile yapılan hareketlerdir. Asıl olan bu terörün sona ermesidir. Bu konuda terör kimden gelirse gelsin devlet de dâhil kınanmalı ve mücadele edilmelidir.

 

3- Irak'taki Kürtlerin Irak Federasyonu ve/veya Kürt özerk bölgesi şeklinde yapılanmaları, Irak Anayasası gereği doğal ve normal bir durum kabul edilmeli ve Kürtlerin bu mücadelelerini kabul ettirmeleri Türkiye Devleti tarafından memnuniyetle karşılanmalıdır. Irak Devleti için bu durum yerinde ve doğrudur.

 

4- Ezber bozma güneydoğu sınırının karşılıklı ve işbirliğine dayalı şekilde belirlenmesidir. Türkiye ile Irak arasında sınır gevşek tutularak Türkiye'den Irak'a göç etmek isteyen Türkiyeliler varsa her türlü kolaylık gösterilmelidir. Ayrıca Irak'tan Türkiye'ye göç etmek isteyenler varsa bunlara da kapı sonuna kadar açık tutulmalıdır. Göç edeceğini beyan eden Türk vatandaşlarının Türkiye'deki mülkleri Türk devleti tarafından, Irak’taki Irak vatandaşlarından Türkiye'ye göç etmek isteyenlerin mülkleri Irak devleti tarafından rayiç bedelleri ile satın alınmalı ve göç etmek isteyenlere her türlü kolaylık gösterilmelidir. Bu durum 5 yıl süre ile tamamen serbest olmalıdır ve hangi tarafa göçün çok olduğuna bakılmalıdır. Beş yılın sonunda şayet Irak Kürt Özerk bölgesinde nüfus sayımı 30 milyona ulaşmış ise Kürtlerin Konfederasyona dönüşmesi desteklenmelidir. Esasen Kuzey Irak'ın Kürt Özerk Bölgesi oldukça verimli topraklara, geniş ve boş arazilere ve oldukça zengin petrol kaynaklarına sahiptir. Göç serbest olduğu takdirde Türkiye'de yaşayan ve özerkliği ve Kürtçe dilini Kürtlüğün vazgeçilmez şartı gören Türk vatandaşı kişiler bu yerde yaşamak suretiyle bu tatminlerini sağlamalıdırlar. Sınırdaki gevşek statü 5 yıl içinde Kürtlerin gerçek isteklerini ortaya koymuş olur. Ancak, burada ne devletler tarafından ne de örgütler tarafından silah zoru olmamalı ve bu baskı engellenmelidir. Engellenmediği takdirde gevşek statü ortadan kaldırılmalıdır.

 

5- Bu beş yılın sükûnetle geçmesi halinde ÖCALAN ve diğer bütün PKK'lılara teröre karışmış olsun olmasın genel af çıkarılarak tamamen serbest bırakılmalıdır.

 

6- Burada CIA, MOSSAD, MİT ve benzeri gizli servislerin oyunları ve bölgede çıkarları olan ülkelerin oyunlarını bozmak için geniş bir uzlaşma zemini ve iki ülkenin kardeşliği ve birlikteliğini öne çıkaracak işbirliği projeleri de geliştirilmelidir. Bu projeler arasında şayet Türkiye'den göç fazla ise Türkiye göç oranında güneydoğu sınırından çekilmeli, Şayet Türkiye'ye göç fazla olmuş ise o takdirde Musul, Kerkük ve o miktarda toprak Türkiye sınırına katılmalıdır. Tarihte toprak kaybı veya kazanımı devamlı savaşlarla gerçekleştiği halde bu önerimizde uzlaşma ile sınırlar belirlenmektedir. Bu yaklaşım tarzı savaşları ve çatışmaları önleme bakımından önemlidir.

 

Süleyman Akdemir


YorumcuYorum
faani
19.07.2009
13:01

DTP’li vekiller vekilliklerinin göstermelik olduğuna inanıyorlar ki durmadan Öcalan’ı adres gösteriyorlar. Sn. Özkök de anlaşılan bu konuda herkesten ümidini kesmiş ve onu muhatap almış, ondan birşeyler bekliyor. Ne diyelim Godot’yu bekleyip dursunlar. Sn. Akdemir’in çözüm önerisi dikkate alınmaya değer. Bu coğrafyada herkesle düşman olmak dışında birşeyler yapmak gerekiyor. Bugün uluslararası ilişkiler yerel sorunlar ve ekonomi üzerinden yürütülüyor. Dolayısıyla bunları münferit olaylar olarak görmek saflık olur. Taraflar uzlaşma yolunu seçer ve bir anlaşmaya varırlarsa bu bilinen dengeleri sarsacaktır. Öcalan serbest bırakılabilir düşüncesi tartışılabilir. Esir alınmış bir düşman lideri serbest bırakılır mı, buna bakalım bir. Bedir’den sonra esirlerin serbest bırakılması doğru muydu acaba?

Tayibet Erzen
19.07.2009
13:50

Ben açıkçası Ertuğrul Özkök’ün İmralı’dan haber beklemesine, oraya umut bağlamasına çok şaşırdım. Savaş suçlusu biri, askeri mahkemelerce yargılanıp mahkum olması gereken biri, Türkiye gündemine etkili olacaksa, dahası ülkenin çözümü oraya kaldıysa, çözüm, mözüm beklemeyelim, biz baştan kaybetmişiz zaten.

faani
19.07.2009
15:46

baştan derken Öcalan paket halinde teslim edilip karşılığında ne istendiği henüz belli değilkenki sevinemeyen şaşkın halimizi kast ediyorsunuz galiba. tabi bir de idam cezasını kaldırmamız var ki o da bir sarhoşluk haline benzer de ne içtiğimiz tam belli değildir. ne var ki geldiğimiz noktada hiçbir ölüm çözüm getirmeyecek galiba...

Tayibet Erzen
20.07.2009
03:10

Hayır onu kastetmedim. Öcalan ilk olarak paket halinde Türkiye’ye postalandığında yapılması gereken yargılanmasıydı, bu süreci uzatmanın, gergin bekleyişi devam ettirmenin, yutdışındaki mahkeme ve avukatların sürece müdahalesinin ne gereği vardı ki? Gereği şu olabilir zor günlerde kullanılmak üzere bekletilen Öcalan bu dönemde joker olarak değerlendirilmek isteniyor olabilir. Tabii daha da zor günler için rezerve edilmediyse (Allah daha zor günler yaşatmasın.)

Ilker Ardic
21.07.2009
03:21

Bu tür yazıların bile çıkması bana göre halkı bir takım gelişmelere hazırlamaktır.Şu anda ceza evinde bulunan bir terörist’in söyleyeceği hiç birşey benim için safsatadan öte değildir.

Leyla Okta
21.07.2009
10:27

Sn Akdemir’in yapmış olduğu açıklamalar gayet yerindedir. Ancak Öcalan’ın serbest bırakılması konusuna katılmıyorum. O; bir savaşta yakalanmış düşman lideri değildir. Savaş olmaksızın masum insanları öldüren ve yine masum insanları anarşiye kışkırtan, ülkenin düzen ve huzurunu bozmaya yönelik eylemler yapan bir terör örgütünün lideridir. Affı söz konusu bile edilmemelidir. DTP vekilleri Türkiye’de yaşayan halkın(Türk, Kürt, Çerkez,Laz….) değil, terör örgütünün vekilleridir ki her talimatı Öcalan’dan almalarıyla da bunu gösteriyorlar.

faani
21.07.2009
19:26

hakkı sahibine teslim etmek lazım, DTPli milletvekillerine bizim insanlarımız oy verdi. istanbul gibi bir metropolde bile bağımsız adaylar etrafında çok zor bir seçim çalışması yürütüp başarılı oldular. onlar pkk vekilidir demek biraz abartılı olur. pkk oy vermedi, vatandaşlar oy verdi. ama kendilerinin pek vekalet ve temsil konusunda becereksiz ve yetersiz olduğu düşünülebilir. çünkü sıcak konularda "bana sormayın, kocama sorun o bilir" şeklinde garip bir tavırları var.





Sayı: 6 | Tarih: 19.07.2009
Mahir Kaynak
Çin Bilmecesi
2042 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Fehmi Koru
"Çakma türbanlı" ve son yazı
1779 Okunma
4 Yorum
Ahmet Kirtekin
Mehmet Talü
Miraç Gecesi
1500 Okunma
2 Yorum
Hüseyin Kayahan
Ahmet Hakan
İmam hatiplerin önü neden açılmamalı
1372 Okunma
7 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Oktay Ekşi
Ha gayret...
1320 Okunma
2 Yorum
Vahap Alma
Nazlı Ilıcak
100 dolarlık ders
1308 Okunma
5 Yorum
Fatma Karuç
Yılmaz Özdil
Benim Manşetim Cansu...
1302 Okunma
Leyla Okta
Hayrettin Karaman
İslam Dünyası, İri Ülkeler Zayıf Ülkeler
1258 Okunma
1 Yorum
Hilmi Altın
Bekir Coşkun
Piyano ve sopa...
1254 Okunma
4 Yorum
Ersoy Kılıç
Kadri Gürsel
Generaller hata yapmaz mı?
1241 Okunma
1 Yorum
Erkan Tulacı
Ruşen Çakır
Kürt sorununun çözümünde tarihi fırsatta ilk start
1235 Okunma
5 Yorum
Tayibet Erzen
Cengiz Çandar
Ergenekoncu kontratak
1218 Okunma
Ekrem Fildişi
Ahmet Turan Alkan
Kültür Bakanı'nı kınıyorum
1218 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Toktamış Ateş
Türkiye'de yüksek öğretim
1211 Okunma
Osman Eskicioğlu
Mehmet Altan
Nabucco, siyasal İslam ve hukuk
1210 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Reşat Nuri Erol
Para, faiz, enflasyon ve "Halk Ekonomisi"
1203 Okunma
1 Yorum
Zübeyir Erol
Bekir Berat Özipek
Hazreti İsa YÖK’e uğrasaydı
1198 Okunma
3 Yorum
Bünyamin Demir
Hakan Albayrak
Eski Kafa'da canlanan bir saadet anı
1197 Okunma
1 Yorum
Veysel İpekçi
Murat Bardakçı
Yorgo'nun sandaletine "nâlin-i saadet" deyip önünd
1180 Okunma
2 Yorum
Recep Yıldırım
Mümtazer Türköne
Katsayıyı düzelterek eğitim sistemini kurtarmak mü
1142 Okunma
3 Yorum
Arif Ersoy
Ertuğrul Özkök
İmralı'da hareket var
1107 Okunma
7 Yorum
Süleyman Akdemir
Fikret Bila
"Söz Ola Kestire Başı" Uyarısı
1034 Okunma
1 Yorum
Harun Özdemir


© 2024 - Akevler