Biz olduk biz
485 Okunma, 0 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

01.11.2020

Elazığ için nasıl yandıysak...

Ne eksik ne fazla...

Aynı öyle yandık İzmir için.

*

Biz olduk biz

Henüz enkaz altında canlarımız varken...

Yapılan her türlü müptezelliğe ve alçaklığa...

Hep birlikte öfkelenip karşı durduk.

*

Birkaç yüreksiz hariç...

Tek bir yüreğimiz bile yoktu...

İzmir için atmayan.

*

Depremden bile...

Siyasi garez ve ideolojik kazanım çıkarmaya çalışanlardan...

Hep birlikte tiksindik.

*

Siyasi farklarımızı bir tarafa bıraktık.

Partilerimizi unuttuk.

Sadece ve sadece...

İnsanlığımıza sarıldık.

*

Siz bakmayın sosyal medyadaki operasyon hesaplarının yapıp ettiklerine...

İzmir depremi bize biz olmayı öğretti yeniden.

Biz olduk biz.

Yazının tamamı için tıklayın

 

Yorum

Zilzal Suresi ve depremin başlaması

إِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا

Yer sarsıntısıyla sarsıldığında

Her deprem olduğunda aklımıza gelir bu sure. Hemen herkes ilk ayeti ezberden okur. Bu ayeti analiz ettiğimizde çok ilginç bir ayrıntı karşımıza çıkar.

زُلْزِلَتْ fiili meçhul bir fiildir. Yani edilgen bir fiildir. Yani arz sarsılmıştır ama arz kendi kendine sarsılmamıştır. Arz birisi ya da bir şey tarafından sarsılmıştır. Eğer fâil yani arzı sarsan cümlede belirtilmek istenmiyorsa fiil meçhul olarak getirilir.

Türkçe meal yaparken bu ayrıntı fark edilmiyor. Çünkü “sarsıldı” dediğinizde “kendi kendine sarsıldı” da anlaşılmakta “başka birisi veya bir şey tarafından sarsıldı” da anlaşılmaktadır.

Bu ayette ifade edilen yerin birisi/bir şey tarafından sarsıldığıdır.

Çok daha ilginç olan ayetin sonundaki زِلْزَالَهَا ifadesidir. Buradaki هَا “o” demektir. Müennes yani dişil bir kelimedir. الْأَرْضُ kelimesi de müennes olduğu için هَا zamiri الْأَرْضُ kelimesini ifade etmektedir. Yani زِلْزَالَهَا ifadesi زِلْزَالَ الْأَرْضِ (yerin sarsılması) anlamındadır. Bu durumda şu soru sorulabilir: Zaten ayetin başında yer sarsıldığı zaman denmektedir. Sonunda neden tekrar yerin sarsılması ifadesi tekrarlanmaktadır?

Bu tür ifadelere gramerde mef’ûlü mutlak denir. Mef’ûlü mutlaklar üç amaç için gelir:

  1. Te’kîd bildiren mef’ûlü mutlak
  2. Çeşidini bildiren mef’ûlü mutlak
  3. Adedini bildiren mef’ûlü mutlak

Burada te’kîd ve aded bildirilmemektedir. Çeşit bildirilmektedir. İlginç olan çeşidin bildirilme şeklidir.

زِلْزَالَهَا izafet yani isim tamlamasıdır. İzafette muzaf eğer mastarsa muzafun ileyh o mastarın ya fâili olur ya da mef’ûlü olur. Yani arz ya sarsılmanın fâili olur ya da sarsılmanın mef’ûlü olur. Fiil meçhul fiil olduğu için fiile uygun olarak sarsılmanın mef’ûlü olmuştur denebilir ki bu durumda mef’ûlü mutlağa gerek yoktu. İkinci seçenek sarsılmanın fâili olmuştur. Bu durumda yer aslında başka bir güç tarafından sarsılmaya başlamıştır. Sonrasında yer sarsılmaya kendisi devam etmiştir. Bu durum Kuran’ın gereksiz lafı uzatmama prensibine daha uygundur.

Bu ayet fiilin meçhul gelmesi ve mef’ûlü mutlağının fâiline muzaf bir mastarla gelmesiyle depremin mekanizmasını anlatmıştır. Bir güç tarafından yer sarsılmaya başlatılmış, sonra kendi kendine sarsılmaya devam etmiştir.

 

 

Lütfi Hocaoğlu






Sayı: 593 | Tarih: 1.11.2020
Ahmet Hakan
Biz olduk biz
Zilzal Suresi ve depremin başlaması
485 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ergün Diler
Rest
Dünya siyaseti
474 Okunma
Süleyman Karagülle
Mehmet Barlas
Türkiye’nin bugünü daima dününden iyi olmuştur
Atatürk yaşasaydı, Erbakan yaşasaydı…
474 Okunma
Tayibet Erzen