Eksen kayması değil kırılma noktası: S-400’ler ve yörün
767 Okunma, 0 Yorum
Yusuf Kaplan - Yeni Şafak
Ali Bülent Dilek

Eksen kayması değil kırılma noktası: S-400’ler ve yörünge ayarlaması

14 Haziran 2019, Cuma

YUSUF KAPLAN

 

Amerikan yönetimi açıklama üstüne açıklama yaptı, yapmaya da devam ediyor... Keza Avrupa devletleri ve kurumları da aynı şekilde -dozu biraz daha düşük olsa da.

Mesele, özelde S-400’ler meselesi ama genelde Türkiye-Batı ittifakı ilişkilerinin geleceği...

BATI İTTİFAKI, PANİKLERKEN...

Amerikan yönetiminin Beyaz Saray kanadı, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 savunma sistemi alma girişimini pek de panik psikolojisiyle karşılamadı.

Ama Pentagon ve CIA kanadı fenâ hâlde panikledi, Türkiye’ye tehdit üstüne tehditler savuruyor...

Pentagon ve CIA kanadı, Yahudi gücünün kontrolünde. Amerikan silah endüstrisi onlardan soruluyor!

Sadece Amerikan silah endüstrisi mi?

Değil elbette.

Silah’ın raconunu onlar kesiyor...

Savaşlara onlar karar veriyor...

Kapitalist dünya sistemini onlar çekip çeviriyor...

Sisteme itiraz edenleri onlar -deyim yerindeyse- “yere seriyor”, yaşadığına pişman ediyor, perişan ediyor hatta yerinden ediyor...

Sorosgiller bunlardan...

Adına sosyal medya denen tastamam a-sosyal tiplerle ve a-sosyal bir şekilde işletilen başta twitter gibi mecraları, toplumları karıştırmak için icat edenler de, yönlendirenler de bu Pentagon-CIA bağlantılı Sorosgiller şebek-e-leri...

Türkiye’de tezgâhlanan Gezi Kalkışması’ndan 15 Temmuz işgal ve darbe girişimine kadar bütün operasyonların gerisinde işte bu “tayfa” var.

TÜRKİYE’NİN BAĞIMSIZLAŞMA SÜRECİ...

..........................................

 

 

TÜRKİYE’Yİ YUNANİSTAN ÜZERİNDEN VURABİLİRLER!

Şunu iyi bilelim: Batılı emperyalistlerin şakası yok: Doğu Akdeniz’e savaş gemileriyle ve uçaklarıyla derinlemesine yerleştiler. İngilizlerin Kıbrıs’a, Rum kesimine 120 savaş uçağı konuşlandırmasının anlamı ne?

Amerikalıların Romanya ve Bulgaristan’a askerî yığınak yapmalarının ne manası var?

İşin püsküllü belası var bir de: Yunanistan, ha bire Türkiye’ye karşı gazlanıyor ve kışkırtılıyor!

Birileri, Yunanistan’la bizi kapıştırarak Türkiye’yi vurma ve işgal planları mı yapıyor, diye sormak zorundayız.

Bir eksen kayması değil, esaslı bir kırılma noktası, yaşadığımız.

Türkiye’nin Batı’yla ilişkilerinde paradigmatik bir değişim yaşanıyor: Kopma bu.

Değişen dünya dengelerine göre Türkiye’nin önalması, geleceğini inşa çabası, gerçek anlamda bağımsızlaşma yolunda büyük bir adım atması.

Beklentimiz, bu adımın, içerde de atılması; eğitim, kültür, medya, gençlik, şehircilik gibi alanlarda medeniyet dinamiklerimiz ekseninde büyük hamleler gerçekleştirilmesi -vakit daha fazla geç olmadan.

Vesselâm.

https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/eksen-kaymasi-degil-kirilma-noktasi-s-400ler-ve-yorunge-ayarlamasi-2051702

YORUM;

KIBRIS-YUNANİSTAN, YURTTA SULH  CİHANDA SULH.

Yazarımız s-400' lerde düğümlenen krizden bahsettiği yazısını, Kıbrıs'tan sonra

Türkiye'yi Yunanistan üzerinden de vurabileceklerine bağlamış.

Ve eklemiş vakit varken Türkiye'nin içerde de eğitim,medya,gençlik,şehircilik vs

gibi temel konularda da ön alması gerektiğini söyleyerek bitirmiş.  .

Merhum 2.Abdulhamit'in projesini oluşturduğu ve yerini peylediği Türkiye

Cumhuriyetini inşacısı da merhum Mustafa Kemal liderliğindeki silah arkadaşları

olmuştur.

Yurtta sulh cihanda sulh" parolası bazılarımıza basit ve önemsiz gibi gelse de

tam da İslam devletlerinin  tanımını yapmak demektir.

İslam Düzeninde asıl olan barış, arizi olansa savaştır.

Bu temelle ilgili Kur'an'ı kerimde de birçok ayetler bulunmaktadır anlayanlar için.

Yine merhum Milli Görüş hareketinin mimarlarından Erbakan hocamızın da

ortaya koyduğu  ve dünyaya duyurduğu Adil Düzen projesi de yurtta sulh ve

cihanda sulhun parolasının  20.yüzyılın 2.yarısındaki   güncellenmiş halidir.

Benim kendime verdiğim önemli görevlerden biri kimin Adil düzen çalışanı

 olup olmadığının şahitliğini yapmaya çalışmaktır.

Milli Görüş şu anda  Türk halkında % 5' ler seviyesinde yer tutuyorsa

bunlardan Adil Düzen  çalışanı olan sayısı 1000 de birler seviyesindedir.

Demek ki Türk halkı her hangi  bir görüş savunucusu olanların artık ne

 yaptıklarına  bakma seviyesine gelmiştir.

Şimdi biz Akevler Adil Düzen çalışanlarına düşende kendi sistemimizi  en az 5

 işletmede  uygulamasını yaparak gösterme   safhasını başlatmaktır.

Burada bir alıntı yapalım; Mustafa Kemal, Türk ulusunu tanımlarken dört temel kural koyuş, Lozan Anlaşması’nı buna göre yapmış, sonra da devleti oluştururken hep bu dört ilkeye dayanmıştır.

1) Anadolu ve Trakya devleti. Ulusun yurdu burasıdır. Biz bu yurt üzerinde muasır medeniyetin üstünde devlet kuracağız, belki insanlığa önder olacağız ama asla onlara hükmetmeyecek, onların topraklarına girmeyecek, onların içişlerine müdahale etmeyeceğiz. “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesini benimseyeceğiz. Türkiye’de yaşayan Türk ulusundandır. Dışarıda kalan Türklerle ve Müslümanlarla bizim ilişkimiz diğer halklarla aynıdır.

2) Mustafa Kemal’e göre ikinci unsur da Türkçe konuşmaktır. Devlet dili Türkçedir. Halkın konuştuğu dil esas alınacak, devlet dili olacak ve Türkçe başka dillerden aşağı dil olarak görülmeyecek, her vatandaş Türkçeyi bilecek, Türkçe okuyacak, Türkçe askerlik yapacaktır.

3) Mustafa Kemal’in ulus kavramında dayandığı üçüncü ilke ise Türk olma şuurudur. Türküm demek gerekir. Babasının Türk olması gerekmez. Hangi ulustanım dersen o ulustan olursun. Bunun için “Ne mutlu Türküm olana” denmemiş, “Ne mutlu Türküm diyene” denmiştir.

4) Mustafa Kemal’in dayandığı dördüncü ilke de Müslüman olmadır. Din olarak İslâmiyet’i kabul etmiş olmak gerekir. Gerçi Lozan’da gizli anlaşma yapanların verdiği söze göre Türkiye’de dinsizleştirme olacaktı. Ama o bunu takiyye olarak yapmış, daima Türkiye’yi bir İslâm devleti ve hattâ Hanefi mezhebi mensubu yapmıştır. "

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/2125/CokOk/10053/Suleyman-Karagulle/Cumhuriyetin-DNAlari

 Gelin Yusuf Kaplan hocam, merhum Erbakan ustamızın başlattığı

bu Adil Düzen yapısını, çırakları olarak  yarım bırakmayalım ve uygulayalım,

hem ülkemiz ve   hem de insanlık için iki  cihan saadetinin anahtarı olalım vesselam...

 

 


 

 

Ali Bülent Dilek






Sayı: 522 | Tarih: 16.06.2019
Ahmet Hakan
Binali Bey’e, Ekrem Bey’e ve İsmail’e son tüyolar
Bu heves niye?
855 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Bilinçli seçmen İmamoğlu’nu Kılıçdaroğlu’nun yanına gön
Sakin
803 Okunma
Tayibet Erzen
Yusuf Kaplan
Eksen kayması değil kırılma noktası: S-400’ler ve yörün
KIBRIS-YUNANİSTAN, YURTTA SULH CİHANDA SULH.
767 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ergün Diler
Mega cephe
Üçüncü Bin Yıl Uygarlığı
698 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Uğur Dündar
Büyük tartışmayı izlerken nelere dikkat etmeli?..
SAADET KAZANACAK
633 Okunma
Hüseyin Bağdatlı