Külaha bir ilmik...
1128 Okunma, 3 Yorum
Bekir Coşkun - Hürriyet
Ersoy Kılıç

10 Temmuz 2009

YOKSA Cumhurbaşkanı'nın, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni köşeye sıkıştıran yasayı onaylamayıp da “Türkiye'nin cumhurbaşkanı” gibi davranmasını mı beklediniz?..

Olmazdı...

Kendi ideolojisinin külahını Türkiye'nin başına örmek için o oradadır. 

O, AKP'nin Cumhurbaşkanı'dır.

Sizin değil...

*

Yine de “AB'ye uyum için imzaladı” gibi kulağa hoş gelen bahaneler uydurabilirsiniz kendi kendinize.

İlgili kurumların görüşü alınmadan, parlamentoda tartışılmadan, komisyonlarda görüşülmeden, sabaha karşı, ayak uçlarına basa basa, muhalefet uyurken, kelime oyunları ile kanun yapmanın neresi uyuyor AB'ye?..

“AB bu yıl sonuna kadar istiyor, tekrar bakmaya zaman kalmadı” bahanesi ise doğru değil. 

Aylardan ne?..

Temmuz...

*

Genelkurmay başkanlarının, kuvvet komutanlarının dahi, uyduruk bir ihbarla sivil mahkemelerde yargılanmasını sağlayan ve Cumhurbaşkanı'nca imzalanan yasa, sağlıklı bir yasa da değil...

Sağlıklıysa, Cumhurbaşkanı'nızın imzalarken altına yazdığı o “Gerekli (ilave) yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması” neyin nesi?..

Diyelim ki siz ayağınıza ayakkabı alırken dahi, tezgâhtar size “İvedilikle tamirciye götür” dese...

*

Pekiiii...

“AB'ye uyum” konusunda acelesi varsa arkadaşların, sormaz mısınız: İki bine yakın AB kriterinden bin yedi yüzü niye öyle ellenmeden bekliyor...

Misal “dokunulmazlıklar” niye duruyor...

Başbakan'ın ve bakanlarının deve yükü dosyaları niye açılamıyor?..

Ya da:

Yasayı acele imzalayan Cumhurbaşkanı “AB'ye uyum” konusunda böylesine aceleci ve titizse; neden yargı karışında kayıp trilyon suçundan “şüpheli” durumda, ama gidip mahkemelere hesap vermiyor, bir AB'li devlet adamı gibi?..

*

Ama aklı olan insanlar tüm bu olanların anlamını biliyorlar. Türkiye'nin başına örülen külaha bir ilmik daha atıldı, o kadar...

Size yakışacak...

 

Yorum: Se-nin-de Cum-hur-baş-ka-nın…

Tarih 1991.

Baba Bush Irak’a saldırmak istiyor.

Amerika’da bir anket. Amerika’nın Irak’a girmesini destekliyor musunuz?

Oran % 70’e 30. Hayır istemiyoruz. Bize ne elin Saddam’ından. Irak neresi. Çocuklarımızın bir hiç uğruna ölmesini istemiyoruz.

Ama yok. Baba Bush, efendilerinin gittiği yoldan gitti. Takvim 17 Ocak. İlk bomba Irak’a düştüğünde yeni bir anket yapıldı.

Amerika’nın Irak’la savaşa girmesini sağlayan Baba Bush’u destekliyor musunuz?

Oran  % 70’e 30. Evet artık savaşa girilmiştir biz Başkanımızın arkasındayız.

Tarih 2003.

Oğul Bush Irak’a saldırmak istiyor.

Amerika’da bir anket. Amerika’nın Irak’a girmesini destekliyor musunuz?

Oran % 70’e 30. Bu ne ya… Hayır istemiyoruz. Yeter artık, bize ne elin Saddam’ından. Daha önce aldık ağzımızın payını.

Ama yok. Oğul Bush, babasının efendilerinin gittiği yoldan gitti. Takvim malum 20 Mart. İlk bomba Irak’a düştüğünde yeni bir anket yapıldı.

Amerika’nın Irak’la savaşa girmesini sağlayan Oğul Bush’u destekliyor musunuz?

Oran  % 70’e 30. Evet artık savaşa girilmiştir biz Başkanımızın arkasındayız.

Mesajı tercüme etmeye gerek yok herhalde.

Bir diğer konu…

Acaba Resulullah Efendimiz, Cebrail A.S. aracılığı ile ilk vahyi aldığı ana kadar hayatında, hadi hayatını geçtim, o Nurlu Mağara’da hiç mi olağan dışı bir şey yaşamamıştı? Muhtemelen yaşamıştı. Ancak birileriyle paylaştığı konusunda elimizde bir bilgi yok. Ancak kendisine Peygamberlik makamı verildiği andan itibaren O artık sadece birey değil, bir topluluğun başı ve Müslümanım diyen herkesin başı, Başkanı oldu.

Coşmuş yazarımız şunu anlamalıdır. Türkiye’de (özellikle ve hala Anadolu’da) 2 şey kutsaldır ve normal anlamının dışında Baba diye hitabedilir: Biri Allah Baba’dır, diğeri Devlet baba’dır.

Düz mantığım diyor ki: Ben Müslümanım ve senin Peygamberin Hz. Muhamed’dir diyen Allah Baba’ya nasıl itiraz etmiyorsanız…

Ben bu Ülkenin Vatandaşıyım ve benim Cumhurbaşkanım Abdullah Gül’dür  diyen Devlet Baba’ya da öyle itiraz edemezsiniz. Bu kadar ahlaktan mugayyir konuşamazsınız. Konuşursanız -bence- kimse size ne cesur yazar değil, ne saygısız adam der.

Ben iyi biliyorum ki Bay Coşkun, “bu Cumhurbaşkanı benim Cumhurbaşkanım değil” diyen çokça yazı yazdı, o halde şunu da desin: Dolayısıyla ben bu şartlarda bu ülkenin vatandaşı olmakta istemiyorum.

Zamanında mütedeyyin insanları bir dönem Arabistan’a, bir dönem İran’a hatta bir dönem Malezya’ya göndermeye can atan insanlar bitmişti ya… Şimdi sıra bende… Sizde California’a gidin Beyefendi.

Ama yok, böyle bir mantıkta olmamalı. O zaman…

Yapılacak tek şey var. Her şeyi yaz, her fikri söyle, dillendir, davan uğruna verilebilecek mücadelelerin en alasını ver. Amaaa…

Saygısız olmamak, edepsiz olmamak, haddini aşmamak kaydıyla...

Öyle veya böyle, bu ülkenin istemesen de, beğenmesen de bir Cumhurbaşkanı var.

Ve O, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı.

Ve sen istediğin kadar inkar et. Eğer T.C. vatandaşı isen bu kişi,

Se-nin-de Cum-hur-baş-ka-nın…

 

 

Ersoy Kılıç


YorumcuYorum
Tayibet Erzen
15.07.2009
07:37

Yasa değişikliklerinin ve kabullerinin Türkiye’de çok hızlı olduğunun farkındayız. Yalnız bu, muhalefete duyurmadan biran önce yapılmak için değil, hükümetim aceleci tavrından kaynaklanıyor. Zaten ortada muhalefet adına 6 rotasız oktan başka birşey yok, bu durumda kendisinden çekinilecek bir muhalefet de yok. Gelgelelim askerin sivil mahkemelerde yargılanmasına...Bu baştan aşaşğı kabul edilemez birşey.Bunu sayın Gül isterse Türkiye Cumhuriyetinin cumhurbaşkanı sıfatıyla yapsın, karar gene yanlış, gene yanlış. Sırf cumhurbaşkanı diye verdiği her kararı Türk halkı olarak kabul etmek zorunda değiliz tabii ki, ancak bunun yolu başkaldırı veya anarşi de değil tabii ki. Bu noktada referansımız ABD mi olmalı? Tamamen insan aklı ve hissiyatıyla yönetilip, durumu apaçık ortada olan ABD bize olsa olsa, ibret olur. Bizim referansımız Kur’an ve sünnet olmalı. Belli kriterlere göre hakemlerce seçilen başkanın kararlarına uyulur, karara ittiraz da hakaret veya anarşiyle değil, yine hukuki yoldan hakemlere başvurmakla olur veya o diyar terkedilir. İşte o zaman denilir ki "Bay X benim cumhurbaşkanım değil, onun verdiği kararları doğru bulmuyorum, ben başka bir memlekete gidiyorum." Biz de "Selametle..." deriz ve sorun çözülür.

Vahap Alma
16.07.2009
04:31

Devlet Baba benzetmesi tasvip edilebilir hatta vatandaşların güvenlik ve sosyal ihtiyaçları açısından takdirle karşılanır. Yalnız ben Kur’an’da Allah Baba (haşa) tabirine rastlamadım. -Baba- kelimesine en yakın kelime -Rab- kelimesidir ki o da tam karşılığı değildir. RAB: Varlığı terbiye eden, yönlendiren, belli bir olgunluğa, kemâle sürükleyen...

Kazası=Hükmü asla değişmeyen ve kesinlikle yerine gelen...

Her an, her "şey"i varediş gayesine uygun bir biçimde, hazırlayan, geliştiren, olgunlaştıran, varoluş gayesinin gereğini ortaya koyduran ve bunun için gerekli herşeyi sağlayan; nesneyi mevcut hâliyle ortaya çıkartma özelliğine sahip olan...

Esmânın mânâları üzere mahlûkatı varedip yönlendiren-tasarruf eden-terbiye eden... vs vs vs.....

Allah’ın eşi ve benzeri yok ve Kur’an’da açıklanmış belli bir şekli de tanımlanmamış. O bütün eksikliklerden münezzehtir...

Kısacası Ersoy kardeşim -Allah Baba-(haşa) tabiri doğru bir tabir değil...

Selamlar

Lütfi Hocaoğlu
17.07.2009
04:49

Burada Ersoy Allah Baba tabirini kullanıyor. Aslında butabir İncillerde geçmektedir. Aynen Vahap’ın dediği gibi Rab anlamında kullanılmıştır. İncil’de sadece isa için değil diğer insanlar içinde Rablerine babamız dediğini görürsünüz. Daha sonra Pavlus’un çarpık yorumu İsa’yı Allah’ın oğlu (haşa) şeklinde anlamalarına sebep olmuştur ve bu çarpıklık hala devam etmektedir.

Kelimelere yüklenen anlamlar zaman içinde değiştirilirse ortaya çok tuhaf şeyler çıkar. Dilimize giren Allah Baba kelimesi de bana göre butür bir anlam nedeniyle vardır.

Yine de Vahap’a katılıyorum. Bu kelimeyi kullanmak doğru gelmiyor bana.





Sayı: 5 | Tarih: 12.07.2009
Yılmaz Özdil
Jetskici ulema...
2345 Okunma
28 Yorum
Leyla Okta
Nazlı Ilıcak
One minute Hu Jintao!
2129 Okunma
4 Yorum
Fatma Karuç
Hayrettin Karaman
Hz. Ali döneminde muhalefet
1731 Okunma
Hilmi Altın
Ahmet Hakan
Eğer bir başı açığa gönül verse idim
1290 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ahmet Turan Alkan
Işıkçı!
1290 Okunma
Emine Hocaoğlu
Mehmet Altan
Irk ırkçısı, din ırkçısı, mezhep ırkçısı
1241 Okunma
2 Yorum
Mehmet Hikmetumut
Mahir Kaynak
Uzaktan Bakınca
1234 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Bekir Berat Özipek
Urumçi’den Sofya’ya milliyetçilik böyledir
1189 Okunma
2 Yorum
Bünyamin Demir
Cengiz Çandar
“Bilinmeyen İç Asya” - “Anlaşılmayan Küçük Asya”
1167 Okunma
Ekrem Fildişi
Ruşen Çakır
TSK bu savaşı kazanamaz
1164 Okunma
8 Yorum
Tayibet Erzen
Ertuğrul Özkök
Kavgayı bitirmek için plan
1152 Okunma
1 Yorum
Süleyman Akdemir
Toktamış Ateş
Yargının 'cinsi'
1133 Okunma
1 Yorum
Osman Eskicioğlu
Bekir Coşkun
Külaha bir ilmik...
1128 Okunma
3 Yorum
Ersoy Kılıç
Reşat Nuri Erol
Sorunlar ve Çözümler
1119 Okunma
1 Yorum
Zübeyir Erol
Fehmi Koru
Halkı unutan "ördek"
1085 Okunma
Ahmet Kirtekin
Hakan Albayrak
Iraklı Kürtlerle Birlik
1039 Okunma
2 Yorum
Veysel İpekçi


© 2024 - Akevler