Ahlaksız bir teklifin yıldönümü
1042 Okunma, 1 Yorum
Bekir Berat Özipek - Star
Bünyamin Demir

Bu uşak bazen taşi yanliş yere atiyi, ama Allah onun taşini yukarida düzeltiyi”.

Karadenizli yaşlı bir amcanın Erdoğan için yaptığı bu değerlendirme, belki de en çok 1 Mart Tezkeresi için geçerli.

Daha dün gibi, ama tam yedi yıl olmuş.

Neydi 1 Mart Tezkeresi?

Amerika, Türkiye topraklarını kullanarak Irak’a saldıracaktı.

İstenen, o günün basınında bir filme atıfla “ahlaksız teklif”ti: Mahallenin kabadayısı, komşumuza saldırmak için, bahçemizi kullanma izni istiyordu.

Dışta ABD, içte “bürokratik oligarşi” arasında sıkışan Hükümet tezkereyi savunuyordu; ama bunun kolektif ve kararlı bir tutum olduğunu söylemek mümkün değildi. Pek çok AK Partili, açık veya örtük tezkereye muhalefet ediyordu. Muhalefet ise cepheden karşıydı.

Siyasi tutum alışlar bir yana, tezkere tartışması herkesi, siyaseti aşan, çok daha temel bir tercihle karşı karşıya getirmişti. Ahlakı “ulusal çıkar”a kurban edenler ile “o ayrı, o ayrı”cılar, ABD’yi küstürmenin ekonomik ve siyasi faturasına işaret ediyorlardı. Karşı kampta ise, ahlakı çıkara kurban etmeyenler veya ahlak ile fayda arasında bir tercih yapmak zorunda olmadığımızı düşünenler vardı.

Batı basını ağırlıklı olarak Tezkere’nin geçeceğinden emindi. Örneğin bir karikatür, Türkiye’yi para karşılığı “kıvıran” bir dansöz olarak betimliyordu.

***

İşte bu ortamda, ender görülen bir durum ortaya çıktı: toplum devreye girdi. Sağ, sol ve İslami kesimlerden on binlerce insan sokağa döküldü. Milletvekilleri faks, telgraf, telefon, SMS ve e-mail yağmuruna tutuldu. Meydanlarda farklı siyasi görüşten kesimler birlikte gösteri yaparken, heyetler halinde STK temsilcileri TBMM’yi ziyaret ediyor, milletvekillerinin telefonları sürekli çalıyordu.

Sonuçta, Tezkere reddedildi. TBMM Kürsüsünden ret kararını okuyan Bülent Arınç’ın sevinci gözlerinden okunuyordu.

Tezkere’nin reddi, düşük standartlı da olsa, işleyen bir demokrasinin olumlu sonuçlarını gösteren bir olaydı. Bu olay, ABD-Türkiye ilişkilerinde ciddi bir rahatsızlık doğurdu ve Bush Yönetimi’nin hem AK Parti Hükümeti’ne, hem de TSK’ya yönelik tepkilerine neden oldu.

Örneğin ABD tarafından gelen “ordunun liderlik rolünü oynamadığı” şeklindeki açıklama ilginçti. ABD, orduyu, Tezkere’nin kabulü için baskı yapmamakla suçluyordu. Bush ABD’si Irak’a “demokrasi götürmek” istiyordu, ama Türkiye’deki demokrasinin sonuçlarına tahammül edemiyordu. ABD basınındaki bir karikatür, bu çelişkiye şöyle işaret ediyordu: “Biz Irak’ta demokrasi istiyoruz, Türkiye’de değil!”

***

Sonra ne oldu?

Bush Yönetimi gitti, ilişkiler tamir edildi. Hem Türkiye toplumu, elini komşusunun kanına bulamış olmak gibi asırlarca silinmeyecek kara bir lekeden kurtuldu; Cezayir’in bağımsızlığına karşı Fransa lehine oy kullanmak gibi bir utancı yeniden yaşamadı. Hem de hayal edemeyeceği ölçüde fayda sağladı. Şimdi The Economist, Türkiye’nin Ortadoğu’da artan ağırlığına dikkat çekiyor ve “Türkiye’nin Arap dünyasında yer edinmesi ise 2003 yılında Amerikan askerlerine izin vermemesinden sonra oluştu” diye yazıyor.

***

Bugün çok daha net bir biçimde görüyoruz ki, ahlaki olan aynı zamanda çıkarlara da uygun olanmış.

1 Mart unutulmamalı.

Özellikle de ABD’nin İran’a saldırması durumunda Türkiye’nin “aynı hatayı” tekrarlamaması ve üslerini açması için psikolojik baskı günleri geldiğinde...

 

Yorum:

2003 yılında TBBM’ DE tezkerenin 1 oyla reddedilmesi ve bugün ermeni  tasarısının  Amerika da bir oyla kabul edilmesi sadece bir tesadüften ibaret mi? Yoksa   Amerika Türkiye’nin  7  yıl önce verdiği ret cevabını  unutmadığını mı hatırlatmak istiyor...

 

 

 

Bünyamin Demir


YorumcuYorum
faani
11.03.2010
01:13

unutma beniii, UNUTAMAA benii... :)





Sayı: 39 | Tarih: 7.03.2010
Yılmaz Özdil
Her şey vatan için!
1285 Okunma
Leyla Okta
Ruşen Çakır
Bu yasak bitsin artık!
1201 Okunma
Tayibet Erzen
Mahir Kaynak
Tescilli cahil
1199 Okunma
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Olası referandum oyumu açıklıyorum
1164 Okunma
5 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Toktamış Ateş
Oybirliği...
1162 Okunma
1 Yorum
Osman Eskicioğlu
Hayrettin Karaman
Kadınlara şiddet
1160 Okunma
Hilmi Altın
Mehmet Şevket Eygi
Kimliğim ve medeniyetim
1155 Okunma
Emine Hocaoğlu
Dücane Cündioğlu
Sanat ve Devlet
1153 Okunma
1 Yorum
Abdülkadir Altınhan
Zülfü Livaneli
Ermeni oylaması
1147 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ebubekir Sifil
Mescid-i Aksa ve Dinler Bahçesi
1126 Okunma
4 Yorum
Zafer Kafkas
Nazlı Ilıcak
CHP ve kara çarşaf
1080 Okunma
1 Yorum
Fatma Karuç
Can Ataklı
Eşitlik biri düşünce aklımıza geliyor
1077 Okunma
Mesut Karaaytu
Fehmi Koru
Model ortaklık sınanırken
1074 Okunma
Ahmet Kirtekin
Bekir Berat Özipek
Ahlaksız bir teklifin yıldönümü
1042 Okunma
1 Yorum
Bünyamin Demir
Mehmet Altan
Otoriter ve totaliter ruh her yanda
1038 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Mehmet Niyazi
Leylak Mevsimi'nin hatırlattıkları
1033 Okunma
Abdurrahman Erol
Ali Bulaç
CHP Korkusu
1016 Okunma
Ahmet Yasir Erol
Reşat Nuri Erol
Kapitalizmin dini imanı para
966 Okunma
Ilker Ardic
Oktay Ekşi
Demokratlarımız
935 Okunma
Vahap Alma


© 2024 - Akevler