Kafa karışıklığı kişiyi farkına varmadan anarşist yapab
1016 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Barlas - Sabah
Tayibet Erzen

25.03.2016

Kafa karışıklığı o kadar yaygın ki, muhalif olmaya çalışırken kendilerini terörizmin yanında bulanların ya da sosyalist olmak iddiasını seslendirirken anarşizme kayanların sayıları az değil...
"Terörizm"in ne olduğunu yaşayarak öğreniyoruz. Bir siyasal söylemi şiddet eylemlerini kullanarak topluma iletmek ve yılgınlık yaratarak ülke gündemini değiştirmek, teröristlerin ana yöntemleri.

Oy en etkili araçtır
Oysa yaşayarak öğrendiğimiz bir başka gerçek de çoğulcu ve özgürlükçü demokrasinin ana aracı olan "Oy"un, ülke gündemini değiştirmek konusunda silahtan ve bombadan daha etkili olduğudur. Bu gerçeği PKK'lı teröristler de gördükleri için, HDP'yi demokratik ve meşru siyasal süreçten çıkartmaya uğraşmaktalar.
Bir başka mesele de, kendilerini sosyal demokrat ya da genel anlamı ile muhafazakâr bir iktidar karşısında muhalif konumda görenlerin, özgürlükçü demokrasinin temel kurallarını görmezden gelmeleri ve ideolojik olarak "Anarşizm"e kaymaları tehlikesidir.

Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2016/03/25/kafa-karisikligi-kisiyi-farkina-varmadan-anarsist-yapabilir

Yorum:

Görünüşe aldanın, her zaman doğruları anlatmaz!

Yazı aynı kalıp, resim devamlı değişirse oluşan algının da sağlıklı olmasını beklememek gerekir. Yüzyıldan da kısa bir süreye iki darbe, onlarca darbe girişimi ve muhtıra sığdıran bir devlette, milliyetçi ve anarşist, sosyalist ve kapitalist, gerici ve batıcı olmak gayet normal karşılanmalı.

Algıların değişebilmesi için tablodan çıkıp, resme biraz da dışardan bakmak gerekir. Doğunun kaynayan kazanında yaşayan birinin hep dinç olan, tetikte olan öfkesini ‘kandırılmış’ tabiriyle açıklamaya çalışmak, işin ciddiyetini kavramamak ve olayı geçiştirmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.

Kafa karışıklığı deyip geçmemek lazım. Zamanında asker üniformalı şahıslar tarafından yakılan köylerin, teröristlerce mi yoksa gerçekten askerlerce mi yok edildiği hiçbir zaman tam bir netlik kazanmadı. Halk buradan bir soru işareti koydu kenara. Koydu ama hiçbir zaman da Peygamber Ocağı olarak gördüğü ordusuna kalan son evladı da olsa, tek evladı da olsa göndermekten geri kalmadı. Neye inanması gerektiği hep dikte ettirilse de gördüğünü yalanlaması hiç de kolay olmayacaktı.

Bugün artık çok iyi anlaşıldı ki ülkenin en büyük gücü ordusuymuş. Umarım bu; anti militaristler için de,  milliyetçiler için de, solcular için de, sağcılar için de yeterince ikna edici olmuştur.

 

Tayibet Erzen