Bu yazıyı saklayınız
1126 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Niyazi - Zaman
Abdurrahman Erol

25.01.2010

Elçilerin tavrı, hükümetlerin duruşu amiyane tabirle karşısındakine elense çekmek gibidir. Tarihe bakınca bunun çeşitli örneklerini görüyoruz. Sultan IV. Mehmed döneminde Fransız hükümeti Lahe Vontola adında bir elçiyi İstanbul'a gönderir.

Etkisinin büyük olması için de elçisine ünlü Ceazer gemisini tahsis eder. Vontola kendisinin Avusturya ve İngiltere elçilerine denk bir şekilde karşılanmasını ister. Fakat Osmanlı hükümeti onu bir çavuş, on erle karşılatır. Görüşme sırasında Sadrazam Köprülü, Fransa'nın Türk düşmanlarına yardım ettiğini, güya şaşırtma bir siyasetle bunu örtmeye çalışmalarının ayıp ve çirkin olduğunu söyleyince Vontola, bu ağır sözlere tahammül edemeyeceğini belirtmek için elindeki andlaşma metnini yere atar. Sadrazam cevap vermek üzereyken görüşmede hazır bulunan çavuşlardan biri Vontola'yı kolundan çekip kaldırır ve bir Osmanlı tokadı aşk eder. Ecdadımızın misafirperverliği dillere destandır; ama sadrazamla elçi arasında siyasi sebepler zuhur edince iş başkalaşır.

İsrail'le aramızdaki elçi krizi tatlıya bağlandı; ümit edelim ki Ortadoğu'nun bu iki devleti birbirlerinin hislerini daha derinden idrak etsinler. Yalnız Türkiye son dönemlerde farklı bir dış politika uyguluyor. Bazıları bunu bir eksen kayması olarak değerlendiriyorlarsa da, aslında eksenin yerine oturmasıdır. Hükümet komşularımızla sıfır problem arzu ediyor; vizeleri kaldırmaya çalışıyor. Bu hem komşularımızın işine gelir, hem de bizim önümüzü açar. Rahatça gidip gelinir, mal alınır, satılır.

Kavuşacağımız bu yeni pazarlar emperyalistlerin mal sattığı ülkelerdir. Bizde işçi ücretleri düşük, yakınlıktan dolayı nakliye de ucuz olduğu için onlara pazarlarını kaybettirecektir. Dolayısıyla ülkemizin güttüğü bu dış politikadan rahatsız olacaklardır. Onların uzantıları her kılığa bürünürler; gazeteci, program yapımcısı, danışmandırlar. Zaaflarımızı iyi bilirler; hassas olunan noktaları tahrik etmeyi becerirler. Bir bahane ile sıcak bir savaşın söz konusu olabileceği görünmüyor; geleneksel barışçı politikamızı değiştirmeye güçleri yetmez; çevremizde saldırgan, güçlü bir ülke de bulunmuyor. Fakat ülkemizi istikrarsızlığa sürüklemek isteyeceklerdir. Darbe yapılması uzak bir ihtimal; darbecilerin bugüne dek birbirinden çirkin, hunharca bizi sırttan hançerleme planları ortaya çıktı; hakkında o kadar çok yazılıp çizildi ki hangi gerekçe ile yapılırsa yapılsın milletin büyük bir kısmının tasvibini alması mümkün değil.

Fakat ülkemizi istikrarsızlığa sürüklemenin başka yolları da var; mesela hukuk darbesi. Bir süre önce umur görmüş bir devlet adamı 28 Şubat darbesinin Telaviv ve Kudüs'te planlandığını bir ekranda söyledi. O zaman yüksek mahkemelerimizin toplu olarak nasıl hareket ettikleri zihinlerde canlıdır. Anayasa Mahkemesi'nde 367 nisabı için uydurulan karakuşi bir gerekçenin benzeri her şeyi altüst etmeye yeter.

Ülkemizin önü yeni yeni açılıyor; ikinci sınıf ülke olmaktan kurtulma imkânına kavuşuyoruz. Bu sadece bizim için bir imkân değil; Belgrad'dan Çin Seddi'ne kadar yayılan mazlumların ümit kapısıdır. Hangi sebeple olursa olsun bu imkânı heder edeni milletimiz affetmez.

İktidarın eksiği gediği yok mu? Elbette var. İş yapanın hata yapması tabiidir. Bunların giderilmesi sandıkta mümkün olmalıdır. Ülkemizde iktidar değişikliğinin sadece ve sadece demokratik usullerle olabileceğine hem dünya, hem biz inanmalıyız. İstikrarı sağlamanın, milletin enerjisini harekete geçirmenin tek kaynağı budur. Gerekçe ne olursa olsun askeri, siyasi ve hukuki darbeye kalkışmak milletimizin önünü kapatmaktır. Bunun da milletimizin değil başkalarının hesabına yapılacağı açıktır.

 

Abdurrahman Erol






Sayı: 33 | Tarih: 24.01.2010
Gülay Göktürk
Vicdansızlar Kim?
1419 Okunma
Adem Çevik
Mümtazer Türköne
Vatana ihanet planı' nasıl engellenir?
1283 Okunma
2 Yorum
Arif Ersoy
Zülfü Livaneli
İnsanoğlu insankızı
1281 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mehmet Altan
Ağca için Alpaslan Türkeş ne demişti?
1227 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Hayrettin Karaman
Kardeşlik uygulaması
1210 Okunma
2 Yorum
Hilmi Altın
Yılmaz Özdil
Deveyi diken...
1188 Okunma
Leyla Okta
Ebubekir Sifil
Gerçek diyalog ve hoşgörüye doğru
1188 Okunma
Zafer Kafkas
Ruşen Çakır
Adalet istiyoruz
1174 Okunma
Tayibet Erzen
Can Ataklı
Sarıgül’ün Cevapları-4
1169 Okunma
Mesut Karaaytu
Bekir Berat Özipek
Batman tenha değil
1163 Okunma
Bünyamin Demir
Oktay Ekşi
İyimser Olalım mı?
1141 Okunma
Vahap Alma
Toktamış Ateş
Bir başka açıdan
1133 Okunma
Osman Eskicioğlu
Mahir Kaynak
Önce karar, sonra delil
1132 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Niyazi
Bu yazıyı saklayınız
1126 Okunma
Abdurrahman Erol
Fikret Bila
Semineri hangi komutan izledi
1120 Okunma
1 Yorum
Harun Özdemir
Ahmet Hakan
Mustafa hakkında birkaç önemli şey
1119 Okunma
5 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Fehmi Koru
Kimlerin ayıbıysa onlar düşünsün
1102 Okunma
Ahmet Kirtekin
Abdülkadir Özkan
Tam güne karşı çıkış tamamen duygusal!..
1100 Okunma
Özgül Ertuğrul
Mehmet Şevket Eygi
Niçin Durgun, Sönük, Sessiz, Hareketsiz?
1089 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ahmet Altan
Görevleri Suç
1071 Okunma
Özer Ataç
Reşat Nuri Erol
Yeni krizler geliyor hep gelecek
1047 Okunma
Ilker Ardic