Faziletin Ölümü
1058 Okunma, 2 Yorum
Can Dündar - Milliyet
Vahap Alma

“Bir devletin baştaki yöneticilerinin çoğu namussuz olsun da, aşağı tabakada bulunanlar iyi adam olsunlar; bu güçtür.”

Bu cümle, İsmail Hakkı Babanzade’nin “Anayasa Hukuku” kitabının 119. sayfasında geçiyor.

Mustafa Kemal, kitabı 1923’te, Cumhuriyet hazırlıkları sırasında okumuş. Okurken bu cümlenin altını çizmiş.

Kitap halen, Çankaya Köşkü Kütüphanesi’nde 620 kayıt numarasıyla korunuyor.

Köşk, içinde barındırdığı bu türden sakıncalı yayınlar nedeniyle de “müze” olmaya müstahak(!).

***

Daha Soma’nın acısı dinmeden Ermenek’te 18 işçi kâr hırsında boğuldu.

Soma’dan sonra madenlerde yaşam odalarının zorunlu tutulmasına ilişkin yasa teklifini Meclis’te reddeden Çalışma Bakanı, dünkü Vatan’da muhalefet lideri gibi konuşuyor:

“Küçük madenlerde işveren fazla kâr uğruna iş güvenliğine yatırım yapmıyor. Hepsi kapatılmalı. İçim yanıyor.”

Evet; bu feryadı Çalışma Bakanı’na duyurmak gerek(!).

Tabii Babanzade’nin kitabını anımsayarak…

Tarihte görülmedik boyutta yolsuzluk iddialarına muhatap olmuş, yandaşlarına rant dağıtımıyla nam salmış bir iktidarın, her faciadan sonra işletme sahiplerini rant düşkünlüğüyle suçlaması inandırıcı mı?

“Sen kendine bak” demezler mi?

***

Babanzade’nin kitabından devam edelim. Fransız düşünürü Montesquieu’ye atıf yaptığı bir bölümde diyor ki:

“Kavimler başlangıçta bir tek kişinin gücüne bağlıydılar -ki buna ‘despotizm’ denir. Daha sonraları ise yalnız kendi yaptıkları yasalara uydular -ki buna ‘cumhuriyet’ denir.”

Gazi, 115. sayfadaki bu cümleleri de işaretlemiş.

Birkaç sayfa sonra şu satırların altını çizmiş:

“Cumhuriyet ve demokrasileri yaşatan genel kural, siyasal fazilettir.”

14 Ekim 1925’teki İzmir ziyaretinde bu cümleyi kullanmış:

“Sultanlık korku ve tehdide dayalı bir idaredir. Oysa Cumhuriyet, fazilettir.”

***

Ocak göçtüğünde, iskele çöktüğünde, asansör düştüğünde işverene parmak sallamak, isyan edeni tekmeleyip tokatlamak, despotik rejimlerin işidir.

Cumhuriyet ise, faziletle ve kanun hâkimiyetiyle yürür. Kural koyar, denetler, önlem alır. Beceremeyen, faziletle istifa eder.

Sultan özentilerinin anlayamadığı bu…

Adalet, hakkaniyet, hürriyet kalmayınca, fazilet, maden suları altında kalınca, memlekette büyüme oluyor; kalkınma olmuyor.

İstikrar oluyor; huzur olmuyor.

Saray oluyor; kutlamak nasip olmuyor.

“Yemeği ocakta yiyin” baskısının yol açtığı facia yüzünden Ak Saray’da ziyafet çekmek kısmet olmuyor.

***

Aynı günden iki haber:

Türkiye’de 1 milyar doların üzerinde serveti olan aile sayısı 10 yılda 24’ten 57’ye çıktı.

Aynı Türkiye, ölümlü iş kazalarında Avrupa’da 1., dünyada 3. sıraya çıktı.

Anlamı şu:

Ölerek, öldürerek zenginleştiriyoruz.

Kölelik düzeninde, enkaz üzerinde bir servet büyütüyoruz.

Ve Erdoğan, 29 Ekim konuşmasında, “Türkiye Cumhuriyeti, 77 milyonun cumhuriyetidir. Her bir ferdi bilaistisna bu cumhuriyetin öz evladıdır” diyor.

Öyle hissedip hissetmediklerini, göçmüş madenlerin, çökmüş inşaatların, yere çakılmış asansörlerin yetimlerine, dullarına sormak lazım.

Biz yine Babanzade’nin kitabından, altı çizilmiş bir cümleyle bitirelim:

“Zorba hükümetler, ne şekilde olursa olsun, payidar olamaz, ayakta kalamazlar.”  

 

 

     Karmaşıklığın Tasnifi

 

     Babanzade’nin kitabından alıntı cümleler doğru. Fakat zorbalık olsa bu cümleyi kuramayacağını bilmeliydi yazarımız..!

 

     Devletin attığı adımlarla vatandaşın buna yaklaşımı arasında büyük fark var. Mesela; eskiden diş tedavilerine SGK’nin ödediği para miktarı %30 civarındaydı. Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM)  kurulmadan önce yeni bir yasa çıkardı. Yapılan tedavilerin fatura tutarının tamamı ödenecekti. Bu yasa yaklaşık bir ay yürürlükte kaldı. Bu zaman zarfında bir hekimin kestiği fatura tutarı 1 milyon TL (1 trilyon – eski parayla). Bir hekimin bırakın bir ayda bu kadar tedavi gerçekleştirmesini, bir ayda bu kadar fatura hazırlanamaz. Hükümet bu yasayı hemen kaldırdı ve bu sefer diş tedavilerine  0 (sıfır) ödenek ayırdı. Kendi bünyesinde ADSM’ler kurdu. Şimdilerde ise ADSM’lerde yapılan tedavilerin baştan savma yapıldığı görülüyor. Şimdi burada suç kimde? Hangi yasa ile hangi iş rayına oturtulsun?

 

     Kısaca anlatmak istediğim, biz insan kalitesini yükseltmedikçe bu karmaşıklığın tasnifi mümkün olmayacaktır. İnsan kalitesinin yükselmesi de ancak Adil Kur’an Düzeni ile mümkündür.

 

     Bu durumda insan olarak mantığımızın değişmesi gerek. Unutmamak gerekir ki:

 

     Taş Devri, taşlar bittiği için değil, mantıklar değiştiği için bitti…

 

 

 

Vahap Alma


YorumcuYorum
Tayibet Erzen
03.11.2014
12:24

Devletin gerek sağlık, gerek eğitim alanında yaptığı isabetsiz düzenlemelerin cezasını halk çekiyor, orada oturanlara birşey olmuyor. O kadar sistemsiz ve bilgisiz iş yapılıyor ki, resmen deneme yanılma yoluyla, yapbozla oynar gibi halkla oynuyorlar. Bir taraf kazanırken diğer taraf kaybediyor. Bu böyle el değiştire el değiştire nereye kadar gider acaba!

İnsanlık adalete aç, Adil Düzen'e ihtiyaç var, başka kurtuluş yok.

Vahap Alma
04.11.2014
10:57

Aslında anlatmak istediklerimin arasında söyledikleriniz de vardı. Size katılıyorum. Bürokrasideki sıkıntılar ve oluşan tıkanıklıkla birlikte atalete bürünmüş kamu çalışanlarımız. Ama bu sadece halkın penceresi. Bir de hükümet tarafından düşünüldüğünde, yapmak istediklerini iyi niyetli yaptıklarını farzedelim. İşçiye yönelik yasa çıkıyor, işveren mağdur! İşverene yönelik yasa çıkıyor, işçi mağdur! Öyle bir kıskacın içindeki Türkiye, çözümü de bu şekilde mümkün görünmüyor. Tekrar ediyorum; tek çare ADİL KUR'AN DÜZENİ. Onu da çok bildiğimden değil, ''Allah buyurduysa doğru ve güzeldir'' mantığıyla söylüyorum.

Saygılar





Sayı: 281 | Tarih: 2.11.2014
Yusuf Kaplan
Hariciye,Türkiye'nin altını oyarken...
TÜRKİYE'DE HARİCİYE BAKANI BAŞBAKAN OLURSA...
1174 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Halkın durumu
Türkiye’nin Yeri
1154 Okunma
9 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Barlas
Şimdi de gündemde "Beyaz Kürtler"in hezeyanları m
Pozitif Ayırımcılığın Sonuçları
1149 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Peşmerge geçer iken
Gerçek
1141 Okunma
3 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Can Dündar
Faziletin Ölümü
Karmaşıklığın Tasnifi
1058 Okunma
2 Yorum
Vahap Alma
Ali Bulaç
Çatışmalarda din faktörü
Bir Araya Gelebilmeliyiz
1017 Okunma
Zafer Kafkas