Siyasi Sorun
1047 Okunma, 2 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

17/08/2014

- Ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Büyümek veya küçülmek sorunumuz vardır. Kişiler tartışılıyor,  konular tartışılmıyor.

- Bugün hakim olan düşünce batı uygarlığının hakimiyeti sürdüreceği ve bizim bunlardan galip olanı seçmemiz gerektiği şeklindedir. Oysa batı uygarlığı varlığını yaşlanarak sürdürecektir. Yeni uygarlık doğacak ve üçüncü binyıl uygarlığını bu uygarlık oluşturacaktır.

 

- Demokrasilerde halkın seçtikleri ülkeyi yönetir. Halk ise kendisi seçimi yapmaz, bir derin güç onları yönlendirir. Bu güç yurt içinden bir güç olabilir, yurt dışından bir güç olabilir. Bu güç yurt içinden olmalıdır.

- Bir devlet, silahlı güce sahipse ve bu silahlı güç bağımsız, yansız, etkin ve saygın yargı kararlarının emrinde ise o zaman o ülke yurt içi derin güce sahiptir.  Ordusu zayıfsa veya ordu hakemlerden oluşan yargının emrinde değilse o ülkenin derin gücü er geç bir yabancı gücün güdümüne girer.

 

-PKK sorununu çözün dedim. Ayrı parti kurdular, hata ettiler. Hiçbir siyasi parti onlara sahip çıkmadı.

- Milli Görüş onlara sahip çıktı. Bu sayede şimdi doğuda AK Parti vardır. BDP de bölücü olmaktan çıktı.  Milli Görüş dışlandı ama sonunda Milli görüş siyaseti PKK sorununu çözülmeye doğru götürmektedir.

 

- Bizim çözülmeyecek problemimiz yoktur. Önümüzü görmeliyiz. Bugün Almanya’da oluşan bir örgüt Türkiye’de Sünni-Alevi çatışmasını çıkarmak istiyor. Görmeliyiz.

- İki türlü tedavi şekli vardır, mikropları yok ederek sağlığa ulaşmak. Vücudu sağlamlaştırarak mikropları etkisiz hale getirmektir. Biz Adil Düzen’e göre İnsanlık Anayasası’nı ülkemize getirdiğimiz zaman onların bütün oyunları boşa gider ama biz sorunları ayrı ayrı çözmeye kalktığımız zaman birini çözeriz diğer ikisi boy gösterir.

 

23/08/2014

Yeni Operasyon

- Alman medyası, Alman gizli servisinin bizim bürokratları dinlediğini ortaya çıkardı. Bu operasyondur. Alman medyasına Alman Devleti verdi.

- Sermaye’nin bütün derdi üçüncü cihan savaşını çıkarmaktır.  Almanya ile Türkiye’nin arasını açmak, Amerika ile Almanya’nın arasını açmak. Tüm istihbaratı elinde tutan sermaye istediği zaman istediği haberi ortaya çıkarır. Türkiye’deki Ergenekon, Balyoz, Paralel devlet operasyonlar hep Sermaye’nin tezgahladığı operasyonlardır.  Irak, Suriye, Mısır, Libya hep bu sermaye tertibi operasyonlardır. Henüz savaş çıkarmadığına göre şimdilik başarısız.

 

-Almanların bizi dinlemeleri siyasi değildir. Bizim Avrupa dışında bir güçle olmamızı engellemektir.

- Dinleyenler Alman siyasetçileri değildir. Sermaye görevlileridir. Hedef Türkiye ile AB’nin arasını açmak, Türkiye’yi ortada bırakmadır. Böylece yalnız kalan Türkiye’ye istediği operasyonları yaptırmalıdır.

 

- Dinlemedeki sebep yolsuzluk yaparak istemedikleri yöneticileri tasfiye etmektir.

- Dinleyen Alman istihbaratı değildir. Almanlar mert bir millettir, bu tür adi ahlaksız siyasete tenezzül etmezler. Bu işi yapan Sermaye’dir. Alman servisine yaptırmaktadır. Kendisini böylece gizlemektedir. Mahir Bey bunları bilmiyor değildir ama nedense söyleyemiyor.

 

- Heykel koydular, heykeli kaldırdılar. Böylece bölge halkı devlete karşı kışkırtıldı.

- Heykeli kaldırmak marifet değildir. Marifet o heykeli dikeni o heykelin yanında asmak ve onu da heykelin yanına dikmektir. Kişilerle değil, eşyayla savaşmak ahmaklıktır.

 

- Dış güç tespit edilip onu yaptıran gücü bulmaktır.

- Yanlış, yerinden yönetim getiririz. İç güvenliği sağlama işini seçilmiş valilere bırakırız. Heykelini ister diksinler, ister kaldırsınlar biz karışmayız. Nüfusu bir milyondan az yerel yönetim bağımsızlık isterse de veririz ama kendi başına yaşayabilir. Sınır vilayetten ayrılıp öbür tarafa katılmasına izin veririz. Hangi devletin adil yönetimi varsa büyüme onun hakkıdır.

 

- Kanun dışı bir olay olduğu için müdahale edilir ama hedefine ulaşmamalıdır.

- PKK’nın 30.000 kişiyi öldürdükten sonra oturup bizimle pazarlık yapması kanuna uygun mudur? Güvenlik söz konusu olduğu zaman hukuk değil güç çalışır. Hukuk ancak siz güçlü iseniz vardır. Yoksa tek taraflı hukuk intihardır. Kuran’da “Haramlar kısas iledir” deniyor.

 

- Önümüzdeki günlerde benzer operasyonlar olmalıdır. Eylemciler iki hedefe de ulaşmamalı.

- Sorun bağımsız yerel yönetim ve hakemlerden oluşmuş bağımsız yargı sistemi ile çözülür. Mahir Bey “Siyasiler sorun üzerinde durmuyorlar” diyor. Mahir Bey’in bir ilim adamı olarak onun üzerinde durması gerekmez mi? Neden bizim önerimizi duymuyor. Çözümü eleştirmiyor.

 

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

 

Yorum:

İÇ GÜVENLİK

Hukuk düzeni 1000 hanelik bucaklarda kurulur. Ceza hukuku dahil her türlü hukuk düzenleme bucaklarda yapılır. Mahkeme bucaklarda kurulur. Orda çözülür ve orda infaz edilir. Hakemlerin verdiği kararlara uymayanlara bucak yönetimi bir yaptırım yapmaz. Bunu ile havale der.

 

İl yönetimi kendi ilinde kendi halkından oluşturduğu silahlı güçle hakemlerden oluşan yargının mahkum ettiği ve hukuktan kaçan kişileri yakalar ve devre dışı eder. İli terk ederler veya öldürülürler. Burada önemli olan husus suç ve cezanın şahsiliğidir. Hiç kimse başkasının işlediği suçtan dolayı mahkum edilmez ve cezalandırılmaz. Kardeş kardeşinden, baba oğlundan, karı kocasından sorumlu değildir.

 

Hukuktan kaçınan kişiler artık hukukun güvencesinde değildirler ama onlar cezalandırılacaktır diye başka hiç kimseye en küçük zarar verilmez. İller kendi iç güvenliğini sağlarken, dış saldırılara karşı illerini korumak için daha üst bir birlik oluşturmuşlardır. Bu da devlettir. Devletler illerin iç işlerine karışmazlar. İç güvenlikle ilgilenmezler. Dışarıdan gelecek saldırılara karşı devleti korurlar. Savaşta kural cephe savaşıdır. Yanı iki cephede olanlar birini yok etmek isterler. Karşı taraftaki kişiler ayrı ayrı hedef alınmaz. Orda olan suçlu suçsuz, yaşlı genç, kadın erkek kim olursa olsun savaşın hedefidir.

 

Bu farklı düzen sebebiyle devlet iç güvenliği sağlayamaz. İller de kendi kendilerini savunamazlar. Bunlar ayrı ayrı kuruluşlardır. O halde ne yapılacaktır? Diyarbakır ve Van merkez illeri hariç diğer iller bağımsız birer il haline getirilecek, onlar kendi iç güvenliklerini kendileri sağlayacaktır. Devlet karışmayacaktır. Van merkez ilinde ora halkından oluşmayan devletin orduları bulunacak İran’dan gelecek saldırıları o koruyacaktır. Diyarbakır’da o bölge halkından olmayan askerlerden oluşan ordu olacak Irak’tan ve Suriye’den gelecek saldırıyı o savacaktır.

 

Bir ilin iç güvenliğini sağlamaya gücü yetmezse o il kendisi sıkıyönetim ilan eder. Van’dan veya Diyarbakır’dan askeri birlik çağırır. Askeri birlik askeri metotla cephe savaşı metodu ile ildeki güveni iade eder. İl yönetimi istediği zaman da sıkıyönetimi kaldırır. Devletin sıkıyönetim ilan etmeye hakkı yoktur. Ancak seferberlik ilan edebilir.

 

Halkın gerekse il, gerekse devlet yönetimine inanabilmesi için hakemlerden oluşan bağımsız, yansız, etkin ve saygın yargı sistemi oluşturmaktır. Yargı üstünlüğü kabul edilmelidir. Hakemler karar verdikten sonra devlet başkanı azledilebilmeli, ölmeli hatta asılabilmedir. Hakemler karar verdikten sonra meclis feshedilmelidir.

 

Evet, Mahir Bey siz siyasilere nasihat çekeceğinize kendinize nasihat ediniz. Bu önerilerimizi irdeleyiniz. Yanlış mı, doğru mu tartışınız. Tartışmazsınız çünkü o zaman artık Star’rda veya başka bir yerde yazamazsınız. O halde yapacağınız iş bize, gariban Akevlerdekilere katılacaksınız, bizim internet sitemizde yazacaksınız ve birlikte Adil Düzen’in gelmesi için çalışacağız.

Akevlerin yaptığı ilk hamle bugün AK Parti’yi iktidar emiştir. Cemaat’i dünyaya hakim kılmıştır. Bozulmuşlardır ama güçlü olmuşlardır. Bu birinci adımdı. Şimdi bozulmayan Adil Düzen’i getireceğiz.

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
26.08.2014
12:58

http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/suleyman-karagulle/turkiyede-yonetim-ve-basbakanin-gorevleri-7396.html

selam ve dua ile..

reşad

Hüseyin Kayahan
26.08.2014
22:09

Kainatta bozulmayan hiç bir şey olmaz. Entropi devamlı artmaktadır, fizik yasalar böyledir. Her şey fanidir. Daimi olan bir şey olacaksa o da ancak, değişimin kendisidir. Öte hayatta bu da olmayacak gibi görünmektedir ama ben çok emin değilim...





Sayı: 271 | Tarih: 24.08.2014
Yusuf Kaplan
Postmodern hazcılar ve "hacılar"la nereye kadar?
ÜSTADIMIZIN ÜSTADI GAZALİ VE YENİ FELSEFE
1259 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Siyasi Sorun
İÇ GÜVENLİK
1047 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Barlas
Konsere başladıkları gibi bitirenleri bekliyoruz
Kârlı Alışveriş
1010 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
İslam’ın imajını IŞİD mi bozuyor?
İslamiyet’in gelmesinin tek engeli: Müslümanlar
989 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ali Bulaç
Cemaat,toplum ve siyaset
Dayanışma Ortaklıkları
972 Okunma
Zafer Kafkas